Galatasaray zorlu Karabük deplasmanında çok kritik puanlar bıraktı. Öne geçtiği maçta rakibine 2-1 mağlup olan sarı-kırmızılı ekip zirve yarışında büyük yara aldı

Aslan, Karabük’ten çıkamadı

Haftalardır ağır aksak ilerleyen Galatasaray, hücum bölgesinde oldukça etkisiz göründüğü Karabük deplasmanında 2-1’lik mağlubiyet ile yıkıldı.

Karabükspor maça ön alanda baskıyla başladı. Aslında bu tempoyla devam edebilseler topu ön alana aktarma konusunda oldukça sıkıntılı olan rakiplerine karşı önemli bir avantaj elde edebilirlerdi. Nitekim kazandıkları maç sonrasında Galatasaray’ın en zayıf noktasının sağ bek pozisyonu olduğunu gözler önüne seren ve adeta diğer tüm teknik direktörlere net bir kazanma reçetesi veren Abdullah Avcı’nın söylediklerini doğrular şekilde bu baskıyı gören Sabri, ilk 10 dakikada topla buluştuğu 5-6 pozisyonun tümünde topu rakibe teslim etti. Ancak Karabük, 10 dakika sonra geriye çekildiğinde maçın karakteri değişti. Belki Selçuk ve De Jong çok fazla baskı görmediler ama kendilerine yapılan ve aralarında yaptıkları onca yan pas, alışılageldiği gibi hiçbir akın yaratamadı. Selçuk’un Yasin’e attığı gol pasını saymıyoruz tabii, gerçi 20 maç sonra bir gol pası atabilmiş bir oyuncuyu övmeli miyiz, yermeli miyiz bunu bilemiyorum.

42. dakikada ekrana gelen istatistiğe göre De Jong topla 50, Selçuk 43, Carole de 42 kez buluşmuştu, yani Galatasaray oyunu rakip sahanın ilk metrelerinden başlatma konusunda bir sıkıntı yaşamamıştı, ama sonrası karanlıktı, zira bu karanlıkta Josue, Podolski ve Bruma pek ortalarda görünmediler. Zaten tüm bir maç boyunca Galatasaraylı futbolcuların rakip kaleye yüzlerinin dönük olduğu an sayısı, kendi kalelerine yüzlerinin dönük olduğu andan daha azdı.

Galatasaray’ın sorunlarının maçlık değil sezonluk olduğu konusunda herkes aynı fikirde. Oyun zekası ve performansı çok uzun süre yerlerde sürünen futbolcular hiç sektirmeden haftalarca ilk 11’de kendilerine yer buldular ve bulmaya devam ediyorlar.

Kamuoyu ve taraftarlar formanın performansa değil başka bazı kriterlere göre dağıtıldığını düşünüyorlar uzun süredir ve güçlü bir otorite bu düşünceyi değiştirecek hamleleri yapmadan işler düzelecek gibi görünmüyor.

Tabii maçın ardından en çok konuşulan isim sahadaki 22 isim değil, hakem Cüneyt Çakır. Uzun süreli formsuzluğununun verdiği kararlara yaptığı etki zaten konuşuluyordu, ancak verdiği kararın doğruluğunu, saha içi dürüstlüğü açısından oldukça sabıkalı bir isim olan Yasin Öztekin ile teyit etmeye çalışması (ki kararın doğru olmasına rağmen), ardından o kafa karışıklığı ile son derece zorlama ve benim görüşüme göre yanlış bir penaltı kararı vermesi, zaten üzerine kara bulutlar dolaşan Süper Lig hakemlerinin vukuatlarını artırmaktan başka bir işe yaramayacak.