2022 Kadınlar Uluslar Ligi’nin ilk haftasını geride bırakırken Güneydoğu Asya takımlarının, Batı’ya devrettikleri tahta tekrar ortak olma yolunda büyük aşama kaydettiklerini gördüğümüz maçlara şahitlik ettik.

31 Mayıs günü Bulgaristan orta oyuncusu Mira Todorova’nın Tayland karşısında kullandığı servisle başlayan Uluslar Ligi’nin ilk haftası yapılan 32 maçla tamamlandı. 2021’de Rimini’de düzenlenen turnuvayla karşılaştırıldığında, hem seyirci katılımı, hem organizasyon hem de maçların heyecanı açısından çok daha üst düzey bir turnuva ile karşı karşıyayız. Bu karşılaştırma ile ilgili birkaç rakam verelim. 2021 Uluslar Ligi’nde Birleşik Amerika, oynadığı 4 maçı da kazanırken sadece 1 set kaybetmişti. Tayland oynadığı 4 maçı da kaybetmiş ve 1 set dahi alabilmiş, Hollanda 10 puanla liderin arkasında ikinci sırada yer almıştı. Biz ise 4’te 4 yaparak turnuvaya başlamış (sonradan bu 7’de 7’ye kadar gidecekti) ve Hollanda ile aynı puanda Birleşik Amerika’yı takipteydik. Ankara ve Bossier City’deki maçlardan sonra ise karşımızda bambaşka bir tablo var. Karch Kiraly’nin olimpiyat altın madalyalı takımı, ilk yenilgisini Japonya karşısında 3-0’lık bir sonuçla alırken, Tayland ilk haftanın olumlu anlamda tartışmasız en büyük sürprizi oldu, kendilerine aşağıda değineceğiz. 4’te 4 mağlubiyet ile oynarken tam bir çöküş yaşadı. Geçen sene ilk tur maçlarını 6. Sırada bitirmeyi başaran Dominik Cumhuriyeti ise henüz galibiyeti bırakın puan dahi alamadı. İşin seyirci tarafında ise Ankara bambaşkaydı. Türkiye’nin oynadığı maçlarda 14 bin seyirci ortalamasını bulan salon, diğer takımların kendi aralarında oynadıkları maçlarda da oldukça doluydu ve Ankara seyircisi voleybolu adeta bağrına bastı. Bu konuda Ankara ve diğer iller arasında yapılan kıyaslamayı doğru bulmuyorum ve bu köşede çok sık eleştirdiğimiz federasyonun uygulamasını destekliyorum. Başkent, voleybolun ciddi anlamda bir eğlence aktivitesi olarak görüldüğü ve bunu benimsemiş bir şehir, açıkçası oyuncular da orada oynadıkları maçlarda alacakları desteği bilerek farklı bir motivasyonla sahaya çıkıyorlar. Ben bu konuda Ankara’nın bir tekelleşme yaratacağını sanmıyorum, muhtemelen izleyen organizasyonlarda maçlar diğer şehirlere de dağıtılacak ve voleybol seyircisinin standartının diğer şehirlere de yayılması hedeflenecektir.

ARAYIŞ İÇİNDEKİ GUİDETTİ

Filenin Sultanları toplamda fena bir hafta geçirmedi aslında. Zehra Güneş dışında hiçbir oyuncunun hücum yüzdesinde yüzde 50’nin üstüne çıkamadığı, İtalya ile oynanan açılış maçında skor yükünü takımın geneline dağıtmayı başardık ve çok kötü bir yüzde ile hücum eden İtalya’yı 3-0 mağlup ettik. İtalya hücumu o kadar sorunluydu ki, maçın onlar için en skorer ismi Nwakalor, yüzde 16 gibi çok kötü bir yüzdeyle oynamıştı. En az onun kadar önemli olan ise orta oyuncularımızın savunma performansıydı. Evet belki bloklarda 7’ye 3 önde olmak büyük bir fark yaratmıyordu, ancak asıl anahtar Zehra ve Eda ikilisinin blok denemelerinin toplamında -9’luk bir verimlilikle oynarken İtalya’da bu rakamın -30’un üzerinde olmasıydı. Maçın net kazanımı ise Saliha’nın performansıydı. Eczacıbaşı’dan takım arkadaşı Hande ile beraber toplam 24 sayı üretmeyi başaran smaçörlerimiz 40 denemede 20 hücum sayısı alarak fena olmayan bir mesaj verdiler.

asya-voleybolunun-buyuk-yukselisi-1025792-1.

2 günlük aradan sonra oynanan Çin maçı ise, meşhur “wake up call” kelimesinin bir karşılığıydı adeta. Bunun bu kadar erken gelmesi de aslında bizim için bir şanstı. Çin maçın başından itibaren oyuna ağırlığını koyduğunda ilk sette bize sadece 16 sayı aldırdı. Buna karşılık 2 smaçör Li Yingying ve Jin Ye ile pasör çaprazı Gong Xianyu’nun üçü de yüzde 60 hücum yüzdesi ile oynamış ve toplamda 13 sayı almıştı. Bu maç smaçör performansları konusunda hala ciddi bir sıkıntı yaşadığımızın anlaşıldığı bir maç oldu. 4 smaçörümüzün hepsini denedik ve 4 setlik bu mücadelede Saliha, Hande, Meliha ve İlkin toplamda 14 sayı alabilirken, sadece 2 blok yapabilmişlerdi. Bu, tablo Ebrar’ın büyük bir yükle oynamasını da kaçınılmaz kıldı ve hücumda tam 46 top alan Ebrar maçı yüzde 26 gibi bir yüzdeyle tamamlayınca 3-1’lik skor hiç kimse için sürpriz olmadı. Çin de herkese net bir mesaj verdi: Olimpiyatlardaki hayal kırıklığını geride bırakacağız.

Bulgaristan ve Belçika maçları 6 puanı hanemize yazdırdığımız ve oyunculardan beklediğimiz performansları yüzde 100 oranında alamasak da kayba uğramadığımız müsabakalar oldular. Belçika’ya kaybettiğimiz ilk set ve durum 1-1 iken 3. seti de kaybetme noktasına gelmemiz tabii ki endişe verici. Bu setin sonunda Zehra Güneş’in arka arkaya yaptığı 3 blok ve İlkin Aydın’ın maçta hem en skorer ikinci oyuncu hem de savunmada en iyi manşet karşılayan oyuncu olması Belçika’yı geçmemizin en önemli unsurları oldular. Kafasında aynı anda 40 tilki dolaşan Guidetti, maç sonunda İlkin’in, Saliha ile birlikte Akdeniz Oyunları kampına katılacağını ve onların yerine Derya ile Tuğba’nın Brezilya’da takımla olacağını söylediğinde, aklında İlkin’in performansı da vardı tabii ki. Fakat bu kadro rotasyonu önceden planlanmış bir durum ve turnuva sırasında alınmış bir karar değil, dolayısıyla İlkin ne olursa olsun diğer kampa katılacaktı. Bunu bir yandan eleştirebilirsiniz, fakat öte yandan Uluslar Ligi, nihai hedef Dünya Şampiyonası için bütün silahlarımızı denememiz gereken bir turnuva ve Derya ile Tuğba da şansı hak ediyorlar. Bu bahsi kapatmadan son notum, Brezilya’da, Beyza’nın da şans bulması dileğim.

TURNUVANIN SİNDİRELLA HİKAYESİ: TAYLAND

2021 Uluslar Ligi’ni 6 puanla sonuncu bitirip sadece 11 set alabilmişti Tayland. 2022 Uluslar Ligi’nde daha 4 maç sonunda 8 puan alıp 11 seti hanelerine yazdırdılar. Pasör çaprazları, Pimpichaya Kokram, 100 sayı alan Belçikalı Britt Herbots’un ardından 97 sayıyla turnuvanın en skorer ismi. Pimpichaya’nın bu sezon 12 takımlı Japon Ligi’ni 12. bitirerek play-out oynayan ve son anda ligde kalabilen Kurobe AquaFairies’te oynadığını düşününce (AquaFairies yüksek ihtimalle Tuğba Şenoğlu’nun da yeni takımı olacak) geldiği nokta daha fazla övgüyü hak ediyor. Dahası var, bana göre ilk 32 maçın en iyi oyuncusu Tayland’ın sürprizlerle dolu pasörü Pornpun Guedpard, Endonezya Ligi’ni geçen sezon 3. bitiren Jakarta Mandiri’de forma giyiyor. 2 smaçör Chatchu-on Moksri ve Ajcharaporn Kongyot, Sultanlar Ligi’nde Sarıyer Belediyes’nde ter döküyorlar. Libero, 32 yaşındaki Piyannut Pannoy son 4 yıldır Tayland Ligi’nde oynuyor. Antrenörleri Danai Sriwatcharamethakul 2016’dan beri takımın başında.

En uzun oyuncusu 1,85, 2 smaçör ve pasör çaprazının boy ortalaması 1,78 olan Tayland, sinerji denen şeyin ve bir bütünü oluşturan parçaların bir araya geldiğinde parçaların toplamından daha büyük değerde olabileceğinin çok net bir örneği. Taylandlı oyuncular çok inatçılar, bazı setleri büyük farkla kaybetmelerine rağmen asla oyundan düşmüyorlar (Çin maçının 2. ve 3. setinde 15 sayıyı dahi göremediler), kaybedecek hiçbir şeyleri yokmuş gibi oynuyorlar ve yaptıkları işten çok zevk alıyorlar. Her şeyiyle turnuvanın en büyük sürprizi ve tadı olmayı başardılar. Umarız, 8’li finale kalıp Ankara seyircisinin karşısına çıkabilirler, çünkü orada da iyi bir hayran kitlesi edindiler.

Brasilia ve Quezon City’de (Filipinler) oynanacak 2. hafta maçları 14-19 tarihleri arasında. Rakiplerimiz Brezilya, Sırbistan, Almanya ve Güney Kore olacak.