Antalya’da bir imam hatip okulunda genç bir öğretmen, Harun K. Atatürk’ün fotoğrafından rahatsız olmuş. “İndirin bunu, hain hain bana bakıyor” diye fotoğrafı duvardan indirtmiş. Öğrencinin buna isyan etmesi.. Ardından konunun medyaya yansıması ile haberimiz oldu.

Konu şimdi soruşturulacak-mış. Beyhude!

İfadesinde “manevrayı” çoktan yapmış:

“Ben o fotoğrafın yeri orası değil. Buradan indirin nereye asılması gerekiyorsa oraya asılsın dedim.. Hatta bunları söylerken kendimi hain gibi hissettim.”

Yalan cihadın silahıdır, malum! Söylenmesinde sakınca görülmez.

Atatürk’e neden “hain” gözüyle baktığını anlatacak değildi herhalde! Zaten anlatsa anlatsa “Padişah’a, Vahdettin’e sırtını döndü” diyecektir. Bir de elbette “hilafeti ortadan kaldırdığından” söz edecektir.

•••
ataturk-u-hain-zannetmek-531258-1.

Vahdettin için uzun uzadıya yazmaya gerek var mı bilmiyorum.

Bu tarihi fotoğraf kendi başına öyle çok şey anlatıyor ki!

Sultan Reşad’ın beklenmedik ölümü üzerine tahta geçtiğinde, nasıl da eğreti oturmuş. Ayakları, kalkıp gitmeye hazır, basamağın ucunda.. Ürkek, “hazırlıksız” oturmuş.

Öyle ya! Tahta geçtikten sadece 4 ay sonra.. Ve bundan tam 100 yıl önce 11 Kasım 1918 tarihinde Birinci Cihan Harbi bitti. Bu, Mondros ile mağlubiyeti çoktan kabullenmiş Osmanlı’nın da sonuydu. Atatürk, işgal kuvvetlerinin elinde bir kuklaya dönüşen Vahdettin’i mi kurtarmalıydı, yoksa bugün Atatürk’e “hain” diyenlerin de paylaştığı sloganla “Türk’ün son yurdu Anadolu”yu mu?

•••

Gelelim halifeliğe!

İlk Meclis’in seçtiği son halife Abdülmecid Efendi, Hilafet’in kaldırılmasından sonra sürgünde öldü, biliyorsunuzdur. Peki hangi ülkede, hatırlıyor musunuz?

Fransa’da. Neden bir İslam ülkesinde, örneğin Mısır’da veya Fransızların / İngilizlerin kurulmasına “yardımcı” olduğu bir Arap devletinde değil de Fransa’da?

Zira, hiçbiri Abdülmecid Efendi’ye ilgi / destek / şefkat göstermemişti. Atatürk’e “hain” diyen o genç öğretmen ve içinde yetiştiği tarikatın mensupları zannediyor mu ki, Abdülmecid Efendi’nin mirasçıları Halife ünvanını sürdürseydi o ülkelerin tavrı bugün farklı olurdu!

Arap Yarımadası’ndan Balkanlar’a.. Kafkas illerinden Kuzey Afrika’ya.. Bütün o coğrafya Osmanlı İmparatorluğu’nun bir parçasıyken halifeliğin bir anlamı vardı. O imparatorluk parçalanıp ulus devletlere bölününce, hangi ulus / ülke / devlet halife dinler ki! Mümkün mü!

Bugünün Suudi Kralı örneğin, Halife 25. Abdülmecid’e biat edecek.. Elini öpecek.. Fetvasına uyacak.. Öyle mi!

•••

Atatürk, bütün bunları daha o zaman gördüğü için..

Bütün bu soruların yanıtlarını daha o zaman verdiği için..

SİZE BİLE yaşayabileceğiniz bir ülke verdiği için dahiydi. Benzersizdi.

Zavallı genç adam! Tarikatınız / tarikatlarınız / şeyhleriniz / reisleriniz size bunları anlatmaz..

Sırtınızda yükselebilmek için sizleri cahil bırakır, cehaleti överler.

Sizler de merak etmez / okumaz / sormaz / akıl yürütmezsiniz.

Ama tam da bu yüzden Atatürk’ü öldüremezsiniz. Unutturamazsınız.