Atiba'ya partner aranıyor

Bülent Kalafat

Son dört resmi karşılaşmasında bir gol atıp dört mağlubiyet alan Beşiktaş, devrenin son maçında Hamza Hamzaoğlu geldikten sonra maç başına puan ortalamasını %100’den fazla artıran Gençlerbirliği’ni ağırladı. Nadir ve Yasin’in ilk yarıda oyundan ihraç edilmeleriyle rahatlayan ev sahibi, 1-0’dan geri gelmesine rağmen ikna edici olmaktan çok uzak bir oyunla üç puanı aldı.

Maç öncesinde Kadıköy deplasmanında kadroda olması beklenen Ruiz’in ilk onbire dönmesinin Beşiktaş’a katacakları konuşuluyordu. Karşılaşmanın ilk 5 dakikası sonrası ise Ruiz’in Ayite ile birebir eşleşmelerinden ne gibi sonuçlar doğacağı belli olmuştu. Asıl enteresan olan ise Togolu oyuncunun, Gençler’in golünden önce Vida ile girdiği ikili mücadeleyi kazanıp bir de Karius’tan seken topu tamamlayacak boşluğa kendini atacak zamanı bulmasıydı.

45 dakika bittiğinde, Gençlerbirliği iki oyuncusunu kaybetmiş olmasına rağmen tabelada öndeydi. Yeni Malatyaspor ve Fenerbahçe maçlarından sonra Avcı’nın ekibi üçüncü kez bir maçın ilk yarısında isabetli şut atmayı başaramadı. 9 kişi kalan rakibe karşı hücumların çoğu Caner ortaları ile biterken, savunma arkasına etkili koşu atma yükünü (yine!) Atiba üstlendi; ancak bu oyuncuya da istediği pasları atacak biri yoktu.

Eksik rakibine karşı topun yönünü hızlı değiştirmek yerine sürekli dikine pas deneyen Kartal yedi kere ofsayta düşünce; bu neredeyse normal bir sonuç gibi algılanmaya başladı. Öyle ki; 33. dakikanın başında Ertaç aut ile sonuçlanan Diaby şutunun devamında topu ofsayttanmış gibi oyuna sokmaya kalkışırken, stattan çıt çıkmadı.

İkinci devreye, 9 kişi kalmış rakip için mantıklı sayılacak bir Diaby - Ozi değişikliği ile çıkan Beşiktaş, Vida’nın kafasından bulduğu, ilacı olan duran top gollerinden biriyle 48’de dengeyi sağladı. Kornerden kesilen topa ön direkte dokunarak asisti yapan, son haftalarda isyan bayrağını çeken tek isim olan Atiba Hutchinson’dan başkası değildi. Aynı oyuncu, 59’da Umut’un kafayla indirdiği topu, Xavivari bir farkındalık göstererek tekte N’Koudou’nun önüne bırakırken ikinci asistini yapıyordu.

Üçüncü asistini Ozi’ye yapan, yetinmeyip dördüncü golü de atan Kanadalı’nın 3 yıldır performansının gerilemesini beklesem de, o beni terse yatırmayı başarıyor. Kendisinden beklenenin üzerinde oynamakla kalmıyor, Kopenhag ve PSV kariyerinde sergilemediği meziyetler edinmiş gibi duruyor. Benzer şeyleri, yeteneği ölçüsünde Avcı’ya ve taraftarlara şimdiye dek verdiğinden fazlasını hayal ettiren Ljajic için söylemek hiç ama hiç mümkün değil.

Ona uygun bir futbol oynanıp oynanmadığı tartışılır; ancak Sırp yıldızında sahada tüm zorluklara rağmen uğraşan, didinen bir profilde olduğunu söylemek çok güç. Düşünün; bu Avcı’nın en çok ümit beslediği oyuncusu. O bu haldeyken, ligin ikinci yarısında takımın geri kalanıyla beraber seviye atlayacağını düşünmek fazlasıyla hayalperestlik.