Mersin'de Karabucak ormanlarının ve tarım alanlarının bulunduğu bölgeye yapılamak istenen atık yakma santrali için ÇED raporu ikinci kez iptal edildi.

Atık yakma tesisine mahkeme dur dedi

Abidin YAĞMUR

Tarsus’ta Karabucak ormanlarının ve tarım alanlarının bulunduğu bölgede yapılmak istenen atık yakma santralinin ÇED raporu idari mahkemece ikinci kez iptal edildi. Mahkeme, santralin zeytincilik faaliyetlerine, hayvancılığa, doğal yaşama ve insan sağlığına etkilerinin ÇED raporunda yeterince incelenmediğine dikkat çekti. ÇED raporuna karşı açılan dava sürecinde yöre halkının avukatlığını üstlenen Yeşim Dağgeçen, “Bölgenin önünü açacak yatırımlar yerine bu tür çevreyi tehdit eden yatırımların tercih edilmesi doğru değil” dedi.

Mersin 2. İdare Mahkemesi, Tarsus’ta, Karabucak ormanları sınırında yapılmak istenen Biyokütle Atıkların Yakılmasına Dayalı Enerji Üretim Santrali’nin ÇED olumlu raporunu iptal etmiş ancak Danıştay’ın bozma kararının ardından dava süreci yeniden başlamıştı. Mahkeme, ikinci kez bilirkişi görevlendirdi. Bilirkişi heyeti raporunda santralin çevreye vereceği zarara dikkat çekilince mahkeme ikinci kez iptal kararı vererek çevrecileri umutlandırdı.
Halkevleri Derneğinin girişimleri, Tarsus’tan bir grup vatandaşın dayanışması ile açılan dava kapsamında görevlendirilen bilirkişi heyeti raporunda tarımsal üretim ve doğal yaşama dikkat çekti.

Bilirkişi raporunda, "Taşınmaz üzerinde her ne kadar tarımsal faaliyet yapılmıyor olsa da çevre parsellerde bahçe tarımı zeytin, şeftali gibi üretimler yapıldığı ve diğer çevre arazilerdeki tarım potansiyeli ve üretimini etkileyeceğinden ziraat açısından uygun olmadığı, ayrıca çevre parsellerde zeytin bahçelerinin olduğu ve 3573 sayılı Kanunun 20. maddesinde 'Zeytinlik sahalar içinde ve bu sahalara 3 km mesafede zeytinliklerin vegatif ve generatif gelişmesine mani olacak kimyevi atık bırakan, toz ve duman çıkartan tesis yapılamaz ve işletilemez' hükmüne göre değerlendirildiğinde zeytincilik faaliyetleri açısından da uygun olmadığına” dikkat çekildi.

TOZA KARŞI ARAZÖZLE SULAMA ÖNERMİŞLER!

Bilirkişi raporunda ayrıca, “Kurulması planlanan santralin ormancılık faaliyetleri ile orman ekosistemini ve bileşenlerini olumsuz yönde etkileyeceği için, tesisin kurulması ekosistemin bütünlüğü ve sağlığı açısından uygun bulunmadığı, tesiste kullanılacak hammadde ve malzemenin taşınması esnasında çıkacak tozun çevrede bulunan bitki örtüsüne ve tarım arazilerine zarar vermemesi için alınacak tedbirler başlığı altında yapılan değerlendirmede, işletme aşamasında kullanılacak hammadde ve malzemenin taşınması esnasında oluşacak tozun önlenmesi amacı ile mevsim şartlarına göre arazöz ile sulama yapılacağı, malzeme ve hammadde taşıyan araçların araç seyir hızlarının kontrolü sağlanacağı beyan edilmiş ancak bu tür faaliyetlerde en önemli tozuma kaynaklarından bir tanesi olan yakma sistemi besleme kaynaklı tozuma olup konuya değinilmediği” değerlendirmelerine yer verildi.

“ÇED RAPORU YETERLİ DEĞİL”

Mersin 2. İdare Mahkemesi, bilirkişi raporunda yer alan tespitlere dayanarak, Biyokütle Atıkların Yakılmasına Dayalı Enerji Üretim Santrali’nin ÇED olumlu raporunun iptal edilmesi yönünde hüküm kurdu.
Mahkeme kararında, “Bakılan uyuşmazlıkta; bilirkişi raporunda anılan projenin; bölgenin toprak yapısına, bitki örtüsüne, zeytincilik faaliyetlerine, hayvancılığa, doğal yaşama ve insan sağlığına etkilerinin irdelendiği, bu kapsamda; kurulması planlanan santralin zeytincilik faaliyetleri açısından uygun olmadığı, ÇED raporunda olası risklerin yeterli olarak ortaya konulamadığı, ormancılık faaliyetleri ile orman ekosistemini ve bileşenlerini olumsuz yönde etkileyeceği için, tesisin ekosistemin bütünlüğü ve sağlığı açısından uygun bulunmadığı, tesisin yerleşim yerlerine çok yakın mesafede olduğu belirtilmiş olup konu ile ilgili meteorolojik verilerin kullanıldığı hava kalitesi dağılım modellemesi ile ortaya konması gerekmekte olup bu bağlamda raporda değerlendirme yapılmadığı dikkate alındığında, ilgili mevzuata göre ÇED raporunun yetersiz olduğu anlaşıldığından, dava konusu işlemde hukuka ve yukarıda anılan mevzuat hükümlerine uyarlık görülmemiştir” denildi.

SARIULAK ZEYTİNİ TOZ VE KÜL RİSKİNDEN KURTULDU

Mahkeme sürecinde davacı Tarsus sakinlerinin avukatlığını üstlenen Yeşim Dağgeçen, dava konusu yatırımın uluslararası sözleşmelere aykırı olduğunu, bu tür projeler için istihdam vaadinin de tuzak olduğunu, Tarsus ve Mersin’in sanayiye terkedilemeyecek bir bölge olduğunu ifade etti.

Dağgeçen, “Bölgenin önünü açacak yatırımlar yerine bu tür çevreyi tehdit eden yatırımların tercih edilmesi doğru değil” dedi.

Karabucak Ormanına Cumhuriyet döneminde bataklığın kurutulması için okaliptüsler ekildiğini kaydeden Dağgeçen, “Ayrıca bölgede zeytin ağaçlarının olması mühim bir konu. Zeytin bugünümüz ve geleceğimiz. Tarsus bölgesi özellikle Sarıulak zeytini ile bilinir. Yine bölge çok yağış alan bir bölge. Yağış o toksik atıkların, gazların yayılımı açısından bir katalizör. Toz ve külün olduğu yerde flora ve fauna nefessiz kalacaktır” ifadelerini kullandı.