Dünya Nükleer Atık Raporu’na göre Avrupa’da kullanım ömürleri boyunca üretecekleri nükleer atık, bir futbol sahası büyüklüğünde ve 919 metre yükseklikte. 2019’a kadar geçen sürede ise Avrupa’da 2 buçuk milyon nükleer atık üretildi

Atıklardan bir dağ yarattılar

GÖKAY BAŞCAN

Avrupa’da nükleer atıkların durumuna ilişkin rapor yayımlandı. Alman siyasetçi Rebecca Harms öncülüğünde hazırlanan Dünya Nükleer Atık Raporu 2019’un odak noktası Avrupa oldu.

Avrupa'daki nükleer santral filosunun kullanım ömürleri boyunca yaklaşık 6,6 milyon metreküp nükleer atık üretecekleri tahmin edildiği belirtilen raporda, “Eğer bu atıklar tek bir yerde, bir futbol sahasında istiflenseydi; bu atık miktarı bu futbol sahasının üstünde 919 metreye kadar yükselirdi ki dünyanın en yüksek binası Dubai'deki Burj Khalifa'dan 90 metre daha yüksek olurdu” dedi.

Nükleer çağın başlangıcından 70 yıldan daha uzun bir süre geçmiş olmasına rağmen dünyada kullanılmış nükleer yakıtların saklandığı, kullanılır durumda derin jeolojik bir depoya sahip ülke yok. Önümüzdeki 10 yıllar boyunca derin jeolojik depolar hazır olmayacağı belirtilen raporda, geçici kullanım depolarının riski artırdığı ve nükleer atıkların depolanmasına devam edilmesi halinde maliyetleri yükselteceği ve gelecek nesillere büyük bir yük bırakacağı ifade edildi.

GÜVENİLER DEPOYU İNŞA EDEBİLEN YOK

Son depolama alanı olarak belirtilen jeolojik depoların güvenilir olduğu nükleer endüstrisi tarafından iddia edilse de bunu başarabilmiş bir ülke yok. Ülkeler nükleer atık depolama sorunuyla tanışalı daha 60 sene oldu. Bu yüzden jeolojik depolama alanlarının ömrünün uzun yıllar süreceğine ilişkin test etme şansı da bulunmuyor.

2 BUÇUK MİLYON ATIK ÜRETİLDİ

Slovakya ve Rusya hariç Avrupa’da 2019 yılına kadar 2 buçuk milyon nükleer atık üretilmekte. Bu atıkların yaklaşık yüzde 20’si Avrupa’da saklanmakta ve nihai atık depolarına gönderilmeyi beklemekte. Hiçbir ülkede jeolojik depolama alanları bulunmadığı için atıkların sürekli arttığı belirtilen raporda, nükleer atığın yaklaşık 2 milyon metreküpe yakını bertaraf edildiği ancak gelecek yüz yıllarda tehlike yaratmayacağı anlamına gelmediği ifade edildi.

GEÇİCİ DEPOLARDA YER KALMADI

2018 itibariyle Avrupa’da (Rusya ve Slovakya hariç) 142 nükleer reaktör çalışır durumda. Nükleer atıkları saklama tesislerindeki doluluğa dikkat çekilen raporda şu ifadelere yer verildi: “Nükleer atığın devam eden üretimi, nükleer tesislerin söküm işlemleri giderek büyüyen zorlu bir iş ortaya koymaktadır. Çünkü kullanılmış nükleer yakıtların depolandığı Avrupa'daki saklama tesisleri yavaş yavaş kapasitelerini doldurmaktadır. Örneğin, Finlandiya'da kullanılmış yakıt saklama kapasitesinin yüzde 93'ü şimdiden kullanılmıştır. İsveç'in merkezi saklama tesisi CLAB'da doluluk oranı yüzde 80 seviyesindedir. Fakat bütün ülkeler saklama kapasitelerinin doluluk oranını bildirmemekte, bu nedenle tam bir değerlendirme yapmak mümkün olmamaktadır.”

Raporda, nükleer santralın insan sağlığına zararlarına ilişkin ise şöyle denildi: “Radyoaktif atık insan sağlığı için birkaç nedenden dolayı tehlike oluşturur. İlki nükleer tesislerden düzenli salınan gaz ve sıvı atıkların raporlanmış sağlık etkileridir. İkincisi atıkların yeniden işlenmesinden doğan küresel kolektif radyoaktivite miktarıdır. Ve üçüncüsü halihazırda üretilmiş radyoaktif atığın çoğunun yetersiz ve istikrarsız durumudur. Kullanılmış nükleer yakıt halindeki yüksek seviyeli radyoaktif atık ve yeniden işleme nedeniyle ortaya çıkmış camlaştırılmış atık, nükleer atık kaynaklı radyoaktivitenin yüzde 90'nından sorumludur.”

ZİRVE FRANSA’NIN

Avrupa ülkeleri, uranyum madeni çıkarılması ve işlenmesi sırasında oluşanlar hariç birkaç milyon metreküp nükleer atık üretti. 2016 yılı sonu itibariyle Fransa, İngiltere ve Almanya Avrupa’nın en büyük nükleer atık üreticileri. Avrupa’da Rusya ve Slovakya hariç, çoğu Fransa’da olmak üzere 60 bin tonun üzerinde kullanılmış nükleer atık depolandığı belirtilen raporda şu ifadeler yer aldı: “Avrupa Birliği içindeki kullanılmış nükleer yakıtın yüzde 25’inden Fransa sorumludur. Onu yüzde 15 ile Almanya ve yüzde 14 ile Birleşik Krallık takip ediyor.”

Hacimleri düşük olmasına rağmen oransal olarak nükleer yakıt yüksek seviyede radyoaktivite içeriyor. Raporda verilen örnekte “Birleşik Krallık’ta yüksek seviyeli radyoaktif atık nükleer atık hacminin yüzde 3’ünden daha azını oluşturur fakat envanterdeki radyoaktivitenin neredeyse yüzde 97’sine tekabül eder” denildi.