Google Play Store
App Store
AÜ ve ESOGÜ öğrencilerinden mektup var: Ali İsmail’in izindeyiz!

Anadolu Üniversitesi ve Osmangazi Üniversitesi öğrencileri 

Sevgili BirGün okurları,

Anadolu Üniversitesi ve Osmangazi Üniversitesi’nden yükselen direnişin sesiyle sizlere sesleniyoruz.

Tüm baskılara, gözaltılara, gençliği sindirme politikalarına ve rejimin dayatmalarına rağmen, direniş ruhunu kaybetmeyen bizler, Ali İsmail Korkmaz’ın okulundan mücadelemizi büyütmeye devam ediyoruz.

Halkın gözünde meşruiyetini çoktan yitirmiş olan AKP-MHP rejimi, 18 Mart günü halkın oylarıyla seçilmiş İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun usulsüz bir şekilde diplomasını iptal etti ve ardından 19 Mart’ta gözaltına aldı. Bu açık darbe girişimine karşı ilk kıvılcım İstanbul Üniversitesi’nde çakıldı, ODTÜ gibi tarihsel mücadele merkezlerinde büyüdü. Ve şimdi bizler de, Gezi’de katledilen Ali İsmail’in üniversitesi Anadolu Üniversitesi’nden ve aynı şehirdeki omuz omuza verdiğimiz Osmangazi Üniversitesi’nden, bu ülkenin gençliğine düşen tarihsel sorumluluğu omuzlayarak ses veriyoruz.

Kolektif bilincimiz bize gösteriyor ki bu mücadele artık yalnızca bir belediye başkanının görevden alınması meselesi değildir. Bu, yıllardır karanlığa itilmiş, yalnız bırakılmış, yaşamla bağı koparılmış gençliğin birikmiş öfkesidir.

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alınmasıyla başlayan ve tüm Türkiye’ye yayılan bu süreç, 20 Mart Perşembe günü Anadolu Üniversitesi merkez yemekhanesi önünde ilk çağrı yapılarak Eskişehir’de de karşılık buldu. Devam eden süreçte şafak baskınları, sert polis saldırıları, kampüs ablukalarıyla sindirilmeye çalışılan, demokratik hakların yok sayıldığı bir ortamda mücadelemizi sürdürdük.

Rejimin kolluk kuvvetleri birçok arkadaşımızı gözaltına alarak bizleri yıldırmak istedi. Ancak bu saldırılar mücadele azmimizi kıramadı.

Bugün Anadolu Üniversitesi ve Osmangazi Üniversitesi öğrencileri, yaşadığı çaresizliğin içinden bir direniş iradesi doğurmaktadır. Ali İsmail’in düşleri, geçmiş yıllarda yurtlarda ve yemekhanelerde yaşamına son veren arkadaşlarımızın sessiz çığlığı, Anadolu Üniversitesi kampüsünde yaşımına son veren sıra arkadaşımız Resul’ün adı bu kampüste yankılanmaktadır.

Yıllardır adaletin işlemediği, liyakat yerine sadakatin esas alındığı, ekonomik krizin derinleştiği ve eğitim koşullarının her geçen gün zorlaştığı bir ülkede, biz gençlerin geleceğe dair umutları karartılmak isteniyor.

Erdoğan’ın imtina ile seçtiği kayyum rektörler, sermaye işbirliğiyle organize edilen Üniversite A.Ş. anlayışına hizmet edecek şekilde yıllardır üniversiteli gençliğin parasız, demokratik eğitim hakkına bir saldırı olarak karşımıza çıkıyor.

Öğrencilerin nitelikli, bilimsel eğitim hakkının fiilen gasp edildiği bu tablo, aslında Anadolu Üniversitesi’nde de birleşmenin fitili oldu.

Ancak bizler, bu karanlığı birlikte aşabileceğimizi biliyoruz.

Kampüslerde, sokaklarda ve meydanlarda kurduğumuz dayanışma, bu rejimin bizleri birbirimize düşürme çabasına verilecek en güçlü yanıttır. Ezilen ve örselenen halkın ve gençliğin birleşik mücadelesi karşısında hiçbir baskı ayakta kalamaz. Rejimin baskılarına, gençliği hedef alan faşizan propagandalara ve son 10 yılda sistematik olarak yayılan kutuplaştırıcı ideolojilere rağmen boykotlarımızı kararlılıkla örgütlemeye devam etmeye çalışacağız.

ODTÜ’nün başlattığı boykot çağrısına Anadolu Üniversitesi ve Osmangazi Üniversitesi’nden ses verdik.

Anadolu Üniversitesi’nin daha önce böyle bir deneyimi olmaması sebebiyle, öğrenci arkadaşlarımızın gazetelere yazdığı mektuplardan, izlenim yazılarından sürecin nasıl örgütlendiğini anlamaya ve uygulamaya çalıştık. Şarkılarımızla, fikirlerimizle ve bitmek bilmeyen irademizle boykot süreci boyunca kampüslerimizi şenlik alanlarına çevirmeye devam ediyoruz.

İçinde bulunduğumuz bu karanlık günlere rağmen bizler, bu ülkenin gençliğiyiz. Ve bu memleketin yarınlarını bugünün iradesiyle kurmakta kararlıyız.

Anadolu Üniversitesi ve Osmangazi Üniversitesi öğrencileri olarak, AKP-MHP rejiminin çürümüş yönetim anlayışına karşı mücadele eden tüm kesimlere selamlarımızı gönderiyoruz.

Üniversiteler bizimdir, bizim kalacak!

Üniversite gençliğinin ortaklaştığı temel talep olan tek adamın yenilgisi için bugün bir araya geldiğimiz yüzler, binler yeterli değil. Karşımıza dikilen tek adam iktidarının her türlü zor aygıtına karşı ancak yüz binler bir araya gelirse yıkabiliriz. Tek adam iktidarının yarattığı faşizmin önüne; sömürüsüz ve eşit bir geleceği birlikte kurabilecek tüm kesimlerin birleşmesi geçebilir. Genel grev, genel direniş çağrısını hem Anadolu Üniversitesi olarak hem de bize destek veren Osmangazi Üniversitesi’ndeki arkadaşlarımızla bulunduğumuz her alanda tüm toplumsal kesimlere ulaştırmanın sorumluluğunun farkındayız.

Yalnız olmadığımızı ve bu mücadelenin sadece bir grubun değil, tüm gençliğin geleceği için verildiğini biliyoruz.

Baskılar, gözaltılar, tutuklamalar bizi memleket mücadelesinden alıkoyamaz! Ya hep beraber, ya hiçbirimiz!

Mücadeleye devam!

Sevgilerle.