Yasasızlaştırma ve anayasasızlaştırma yoluyla Avrupa’dan uzaklaştırma sürecindeki Türkiye, siyasal bakış açıları ve aidiyetler bakımından adeta ikiye bölünmüş durumda. Oysa, Avrupa yanlıları (CHP-HDP-İYİ Parti ve diğer) ve karşıtları (AKP-MHP) olarak ayrışan partiler, evrenselleşme ve uluslararasılaşma yolunda emek ortak paydasında buluşuyor. Ortak payda, partiler ve hükümetleri aşan bir devlet politikasına dönüştü ve farklı toplum katmanlarını kucakladı.

Kısaca, Avrupa Konseyi çerçevesinde biçimlenen kurumlar, kurallar ve değerler üzerinde siyasal düzlemde ve toplumsal zeminde oydaşma (konsensüs) sağlandı. İki yüzyıla yayılan Batılılaşma ve Cumhuriyet tarihi ile örtüşen evrensel değerlerdeki uzlaşma, 100’üncü yıla bir kala yerini ayrışmaya bıraktı.

OYDAŞMA -1: PARTİLER

Oydaşmada ilk genel ve temel halka, BM İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi (İHEB/10 Aralık 1948) oldu.

CHP: İHEB, 27 Mayıs 1949’da RG’de yayımlandı. 1949’da kurulan Avrupa Konseyi (AK) anayasası olan İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi (İHAS), İHEB esinli. İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi (İHAM) ise, “gerçekten demokratik rejim” güvencesi olarak İHAS’a saygıyı sağlayan yargı organı. Türkiye, Konsey’in kuruluş ve İHAS hazırlık sürecinde yer aldı.

DP: İHAS, 1954’te onaylandı.

ANAP: 1987’de Komisyon’a bireysel başvuru hakkı; 1990’da Mahkeme’nin yetkisi tanındı.

DSP-MHP-ANAP: 2001 Anayasa değişikliklerinde İHAM karaları, AK gerekleri ve Kopenhag Kriterleri belirleyici oldu. İdam cezası kaldırıldı.

AKP: 2003’te, İHEB’i somutlaştıran BM ikiz sözleşmeleri onaylandı. 2004 Anayasa değişiklikleri ile, savaş döneminde ölüm cezası kaldırıldı ve İH alanında uluslararasılaşma yolunda somut bir adım atıldı.

OYDAŞMA-2: YURTTAŞLAR

Siyasal iktidarların el değiştirmesi, seçmenlerin özgür iradesi ile sağlandığına göre toplum, Avrupalılaşma yönünde atılan adımlarda belirleyici oldu. İHAM’a başvuruda yelpazesi genişliği, bunun göstergesi.

OYDAŞMA-3: DEVLET

İH birimleri, daire başkanlığı düzeyinde kamu kurumlarının çoğunda kuruldu. DSP-MHP-ANAP koalisyon hükümeti döneminde başlatılan geniş kapsamlı İH formasyon programları, AKP iktidarının ilk yıllarında sürdü. İl ve İlçe İH kurulları, kamu kurumlarını ve sivil toplum örgütlerini, İH ilke ve değerlerinde buluşturdu.

100’üncü yıla bir kala ayrışmalar da üç başlıkta özetlenebilir:

AYRIŞMA-1: SİYASAL

AİHM ne demiş, Avrupa Konseyi ne demiş, bu bizi ilgilendirmiyor” (AKP, Erdoğan, 3 Şubat)

Önemli olan, tüm farklılıklarımızla beraber “biz” düşüncesini, Avrupa Konseyi ve Avrupa Birliği normları çerçevesinde temel hak ve özgürlüklerin güvence altına alındığı, herkesin kendini eşit ve özgür vatandaş olarak gördüğü, düşüncelerini özgürce ifade edebildiği, inandığı gibi yaşayabildiği demokratik bir Türkiye’yi inşa etmektir.”(CHP-İYİ P., SP, DP, Deva P., GP/Ahlatlıbel Bildirisi, 13 Şubat).

-Avrupa normlarına bağlı kalacaklarmış. Bu nasıl gayri milliliktir. Bu kadar mı yozlaştınız bu kadar mı başkalaştınız. ” (MHP, Bahçeli, 15 Şubat).

AYRIŞMA-2: MEDYA

Basın ve yayın kuruluşları, demokrasi ve monokrasi ekseninde ayrıştırıldı. Basın İlan Kurumu (BİK), gazeteler; RTÜK ise, radyo ve TV’ler üzerinde baskı ve kollama aygıtlarına dönüştürüldü. İlan kesmeden ekran karartmaya ve yargısız infaza varan uygulamalar demokratik toplumu baskıladığından, Türkiye’nin kazanımları, güncel sorunları ve çözüm yolları üzerinde bilgilenme hakkı ve özgür tartışma ortamı gölgelendi.

AYRIŞMA-3: DEVLET

Kişi+Parti+Devlet birleşmesi, şovenist ve dinsel inançlar vurgulu söylem, işlem ve eylemleri öne çıkardı; Devlet’in insan haklarına ilişkin karar düzeneklerini sönümlendirdi. OHAL düzenlemeleri, bu amaçla kalıcı hale getirildi. Avrupa üzerinden değerler ayrışması, araç-amaç ilişkisi bakımından nasıl açıklanabilir?

AMAÇ: 20 yıllık iktidarın sağladığı nimetleri elden bırakmamak için 2023 seçimlerini ne pahasına olursa olsun kazanmak.

ARAÇ: Demokratik siyaset ve dünyevi hukuk yerine, seçimleri ve hukuku, iktidarın el değiştirmesini önleme ereğinde araçsallaştırmak.

DEĞERLER: “İnsan haklarına dayanan demokratik hukuk devleti”ne içkin kurallar ve değerler yerine, ümmetçi ve şefe itaat eden davranış kalıplarını kabul ettirmek.