Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) İstanbul Şubesi üyesi avukatlar, hukuk ve yargının olmadığı bir ülkede 5 Nisan Avukatlar Günü’nü ancak mücadele ve dayanışma günü olarak kabul ettiklerini vurguladı. ÇHD İstanbul Şubesi üyesi avukatlar, 5 Nisan Avukatlar Günü dolasıyla İstanbul Barosu önünde yaptıkları açıklamada meslektaşlarının baskı altında tutulduğu ve hapsedildiği bir ülkede avukatlar gününü kutlamayacaklarını ilan etti. […]

“Avukatlar Günü kutlama değil mücadele ve  dayanışma günüdür”

Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) İstanbul Şubesi üyesi avukatlar, hukuk ve yargının olmadığı bir ülkede 5 Nisan Avukatlar Günü’nü ancak mücadele ve dayanışma günü olarak kabul ettiklerini vurguladı.

ÇHD İstanbul Şubesi üyesi avukatlar, 5 Nisan Avukatlar Günü dolasıyla İstanbul Barosu önünde yaptıkları açıklamada meslektaşlarının baskı altında tutulduğu ve hapsedildiği bir ülkede avukatlar gününü kutlamayacaklarını ilan etti.

5 Nisan Avukatlar Günü Türkiye ‘de ÇHD Genel Başkanları Selçuk Kozağaçlı’nın da aralarında bulunduğu, biri stajyer, biri Ezilenlerin Hukuk Bürosu üyesi toplam 8 avukatın tutsak olduğu bir ortamda karşılanıyor. Bu hukuksuzluğu protesto etmek için İstanbul Barosu önünde açıklama yapan ÇHD İstanbul Şubesi, avukatlar gününü bir kutlama günü olarak değil, bir mücadele ve dayanışma günü olarak kabul ettiklerini vurguladı. Polis ablukası altında gerçekleşen açıklamada, “Tehlike altındaki avukatlar olarak Avukatlar Günü’nü Kutlamıyoruz” yazılı pankart açıldı. Sık sık, “Devrimci avukatlar onurumuzdur”, “Kahrolsun faşizm yaşasın mücadelemiz”, “Savunma susmadı susmayacak” sloganlarının atıldığı açıklamada, ilk konuşmayı yapan stajyer avukat Ezgi Önalan, stajyer avukatların karşı karşıya kaldığı zorluklar ve baskılara değindi.

STAJYER AVUKAT: RUHSAT HAKKIMIZ GASP EDİLİYOR

OHAL döneminden bu yana iktidarın savunmaya karşı baskı yöntemlerine yenilerini ekleyerek artırdığını belirten Önalan, “Son zamanlarda özelikle de OHAL döneminde hiç karşılaşmadığımız ruhsat gaspıyla karşı karşıya kaldık. Bugün ruhsatlarımızı gasp ediyorlar. Hukuk Fakültesi mezunu olup stajını başarıyla tamamlayan insanlara, avukatlık kanununda daha önce hiç uygulamayan bir maddesiyle saldırmaya başladılar. Hakkımızda açılan soruşturmalar gerekçe gösterilerek Adalet Bakanlığı ruhsatlarımız verilmiyor. Biz burada bir kez daha söylüyoruz; masumiyet karinesini ihlal ediyorsunuz, çalışma ve müvekkillerimizin savunma hakkını vekalet ücretleri karşılığında satılığa çıkartıyorsunuz. Savunmaya yönelik saldırılar ne kadar artarsa artsın biz direnen avukatların arkasında gelmeye devam edeceğiz” dedi.

‘KUTLAMIYORUZ ÇÜNKÜ HUKUK DA YARGI DA YOK ’

Konuşmanın ardından açıklama ÇHD İstanbul Şubesi Başkanı Gökmen Yeşil tarafından okundu. Avukatlar gününü bir kutlama olarak değil, bir mücadele ve dayanışma günü olarak kabul ettiklerini ilan ederek sözlerine başlayan Yeşil, emeklerin sömürüldüğünü, güvensiz çalışma ortamının dayatıldığı ve bu nedenle iş cinayetlerinin arttığı bir ülkede avukatlar günü kutlayacak bir zemine sahip olunmadığının altını çizdi. “Kutlamıyoruz; çünkü ülkemizde hukuk düzeni yok. Kutlamıyoruz; çünkü ülkemizde işleyen bir yargı yok. Kutlamıyoruz; çünkü bozuk bir saat gibi işleyen yargıyla uyarlanan adliye bürokrasisinde savunma makamına ve savunmaya yer yok” diyen Yeşil, iktidarın, hakim ve savcı denilen memurları ile birlikte oynadığı yargılama oyununa sessiz kalarak yardımcı olamaya reddettiklerini kaydetti.

‘BUGÜN İLK İŞİMİZ TUTSAK MESLEKTAŞLARIMIZI ZİYARET ETMEK OLACAK’

Yeşil, ülkede bunca adaletsizlik varken, Avukatlar Günü’nü kutlamanın ancak kendilerini azarlayana biat eden, mesleğin piyasalaştıran, mesleğin hak arama işlevini iktidara pazarlık malzemesi yapan; genç meslektaşlarına eşitlik, özgürlük, demokrasi ve laiklik ve hukukun üstünlüğünü üzerine binlerce yemin ettirmiş iken kendi yeminini unutan Barolar Birliği Başkanının işi olduğunu vurguladı. Avukatlar olarak bugün ilk işlerinin mesleklerini icraat ettikleri için çeşitli bahanelerle ağırlaştırılmış cezalar verilen 18 üye ve yöneticilerini ziyaret etmek ve onlara bir kez daha mücadele sözü vermek olacağını belirten Yeşil, ”Bugün işimiz kağıt üzerinde kaldırılmış olsa da fiilen devam ettirilen OHAL düzenini ortadan kaldırarak yerine hukuk güvenliğini tesis etmek olacaktır. Bugün bizim işimiz işkence merkezlerinde, karakollarda ve bütün kapatılma mekânlarında süren işkenceyi engellemek ve teşhir etmek olacaktır. Bugün işimiz iktidarın yasaları çiğnemesine engel olmaktır. Bizim işimiz hukuksuzluğa engel olmaktır.”

Açıklama “Baskılar bizi yıldıramaz” sloganlarıyla sona erdi.