Parti üyeleri arasında yapılacak anket başkanı aramada ilk sondaj olacaktır. Seçim Komisyonu 73 partilinin başkan adayı olarak başvurduğunu açıkladı ve Paskalya tatili süresince kriterleri yerine getiren adayları kamuya sunacak. Rendi Wagner’in ezeli rakibi Burgenland Eyalet Başkanı Hans Peter Doskozil ve bir mülteci şehri olan Traiskirchen Belediye Başkanı Andreas Babler çoktan kulvarda yerlerini aldılar bile.

Avusturya Sosyal Demokrat Parti lideri Pamela Rendi Wagner’in kader günleri
Rendi Wagner / Instagram

Serdar Paulo ERDOST* / Viyana

23 Nisan, şu andaki Avusturya Sosyal Demokrat Parti Başkanı Pamela Rendi Wagner’in kader günü olabilir. 23 Nisan’da Almanya sınırında bulunan Salzburg Eyaletinin Parlamento seçimleri yapılacak. Avusturya Sosyal Demokrat Partisi (SPÖ), hem 29 Ocak Aşağı Avusturya hem de 5 Mart’ta yapılan ülkenin güneyindeki Karantiya Eyalet Milletvekili seçimlerinde önemli bir miktarda (%9 oranında) oy kaybına uğradı. Eyalet seçimlerinde genelde bölgesel temalar ön plana çıksa da federal parti örgütünün genel başarısının bu seçimlere etkisi kuşku götürmez bir gerçeklik. Eğer özellikle eyalet seçimlerinde oy kaybı olursa, bunun faturasının federal parti örgütüne ve onun başkanına çıkarılması da nadir bir olay değil. Ve üst üste seçim yenilgisine uğrayan federal parti lideri Pamela Rendi Wagner’in 23 Nisan’daki Salzburg seçimlerinde kan kaybetmesi, geleceğini belirleyecek bir olgu. Parti Meclisinin kararına göre, Rendi Wagner’in parti başkanı kalıp kalmayacağı bu seçimlerin ardından parti üyeleri arasında yapılacak anketle şekil alacak. Burgenland Eyalet Başkanı Hans Peter Doskozil ve bir mülteci şehri olan Traiskirchen Belediye Başkanı Andreas Babler ciddiye alınacak iki rakibi olarak öne çıkıyorlar.

PARTİ ÜYELİĞİ BAKANLIK GÖREVİNİ ALMASIYLA GELDİ

Peki kimdir Pamela Rendi Wagner? 52 yaşındaki Viyana doğumlu Pamela Rendi Wagner, 1996 yılında tıp eğitimini tamamladı. Bir yıl sonra Londra'da üst lisans eğitimini bitirdi ve enfeksiyon epidemiyolojisi alanında uzman oldu. Ardından, on yılı aşkın bir süre Viyana Tıp Üniversitesi Tropikal Tıp Enstitüsünde bilimsel çalışmalarda görev aldı. 2011-2017 yıllarında Sosyal Demokrat Parti (SPÖ) ve Hıristiyan Demokrat Halk Partisi (ÖVP) koalisyon hükümetinde Sağlık Bakanlığı “Kamu Sağlığı” kabine başkanı olarak, siyasi kariyerinin ilk yıllarını geçirdi. Mart 2017’de o zamanın SPÖ Başkanı ve koalisyon hükümetinin Başbakanı, partinin büyük umudu Christian Kern tarafından birleştirilen Sağlık ve Kadınlar Bakanlığına getirildi. Sosyal Demokrat Parti‘nin örgüt içi uygulamasına göre, Kadınlar Bakanı‘nın kadın örgütlerinin içinden gelmesi geleneği bozulmuş ve Pamela Rendi Wagner ilk kez Sosyal Demokrat Kadın örgütlerinin açık ve büyük direncini yoğun bir şekilde hissetmişti. Rendi Wagner’in parti üyeliği de bakan olmasıyla başlamıştı. Direk aktif parti  politikasına girişiyle kendi kişiliğine karşı başlayan direnç, ilerde kendisini çok kereler belirgin olarak gösterecekti. Pamela Rendi Wagner diplomat Michael Rendi ile evli. Eşi Michael Rendi, 2016-2017 yıllarında zamanın Sosyal Demokrat Kültür Bakanı Thomas Drozda’nın Kabine Şefliğini yapmıştı. Kültür Bakanı Thomas Drozda ile bu eskiye dayanan tanışıklığın, eşi Pamela’nın parti başkanlığına gidecek yolda büyük bir rol oynadığı söylenir.

2017 yazına yaklaşırken, 31 yaşındaki Dışişleri Bakanı Sebastian Kurz’un ayak oyunları ve parti içi entrikalarıyla ÖVP Başkanlığını ele geçirmesi ve SPÖ ile koalisyona devam etmeyip yeniden seçimlere gitme isteği üzerine SPÖ ve ÖVP koalisyonu çözüldü. Ekim 2017’de yapılan erken seçimlerde, ÖVP Sebastian Kurz başkanlığında oylarını %7,5 oranında arttırdı ve SPÖ’yü geçerek birinci parti olarak secimlerden çıktı. Christian Kern üstün retoriği ve ideolojik söylemleriyle Yeşiller Partisi‘ne giden oyları yeniden Sosyal Demokrat Parti‘ye (SPÖ) kanalize etmeyi başardı. Yeşiller ilk kez 31 yıl sonra barajı geçemeyerek parlamento dışı kaldılar. Fakat bunun SPÖ’ye bir getirisi olmadı. Christian Kern, ÖVP’nin radikal sağcı ‘’Özgürlük Partisi’’ (FPÖ) ile kurulacak koalisyonu engelleyemedi.

Avusturya Federal Demir Yolları Holding menajerliğinden gelen Christian Kern seçimler sonucu çok uzun sürecek bir muhalefet sürecine katlanamayacağını fark ederek Ekim 2018’de SPÖ başkanlığından ayrılmaya zorlandığını açıkladı. Bu kararla birlikte Pamela Rendi Wagner’in parti başkanlığı için önü açıldı. 24 Kasım 2018'de Wels'te düzenlenen 44. olağan konferansında Rendi Wagner, delegelerin yüzde 97,81'inin oyunu alarak SPÖ'nün genel başkanlığına seçilerek,1889'da kurulan partinin tarihindeki ilk kadın parti başkanı oldu.

100 YIL SONRA GELEN TARİHİ YENİLGİ

Henüz Sosyal Demokrat Parti Başkanı olarak bir yılını doldurmadan Pamela Rendi Wagner, Eylül 2019’da yapılan erken seçimde %21,8 oyla partisini tarihinde görülmemiş bir yenilgiye sürükledi. Rendi Wagner, erken seçimlere yol açan, radikal sağ parti FPÖ’ün içine düştüğü akıllara durgunluk veren bir medya darbesi ile iktidarı eline geçirmeyi hedefleyen “İbiza Skandalını“ Sosyal Demokratlar lehine kullanamadı. ÖVP’nin neo-liberal genç parti başkanı Sebastian Kurz, bu radikal sağ parti ile aynı hükümeti paylaşıyor olmasına ve uyarılara rağmen ortaklık olgunluğu taşımayan bu partiyi hükümete alma sorumluluğu altında bulunmasına karşın, seçmenin gözünde temiz parti olma özelliğini nedense başarıyla korudu. Üstelik oylarını %6 arttırarak %38 gibi hayal bile edilmesi güç bir sonuca ulaştı.

Şubat 2020'nin ortalarında, Pamela Rendi Wagner bu seçim yenilgisinin ardından parti üyelerinden güven oyu istedi. 6 Mayıs’ta açıklanan sonuçlara göre üyelerin %41,3'ünün katılımıyla gerçekleşen oylamada Rendi Wagner %71,4 oranında destek aldı. Bu sonuç belirgin bir onay anlamına gelmese de Pamela Rendi Wagner parti başkanlığına devam etti ve yeni bir programla çalışmalara başladı. Sosyal devleti güçlendirmeyi amaçlayan, vergi adaletine dayanan, sağlık, bakım ve istihdama yapılan yatırımlara odaklanan bu yeni programın, siyasi barometreyi lehine çevirmede çok başarılı olduğu söylenemez. Çünkü bu politikalar konusunda parti örgütünün tam desteğini alamadı.

Bir viroloji uzmanı olmasına karşın, hükümetin pandemi sırasında gösterdiği zayıflıkları ve bocaladığı anları kendi lehine kullanamadı. Bu süreçte sisteme entegre bir yol çizmesi ve sosyal demokrat yanıtın ne olması gerektiğini tam koyamaması zayıf bir profil çizmesine yol açtı. 

BURGENLAND EYALETİNDE BİR LİDER DOĞUYOR

Yazının başında da belirttiğimiz gibi, 5 Mart’ta yapılan Karantiya Eyalet Milletvekili seçimlerinde sempatik ve hedefleri iyi koyabilen bir politikacı Sosyal Demokrat Eyalet Başkanı Peter Kaiser’e rağmen yaşanan %9 oy kaybı, Rendi Wagner’in parti başkanlığına dair tartışmaları yeniden alevlendirdi. Bunda kuşkusuz seçime gitmeyen çok sayıda SPÖ’lü seçmenin belirleyici bir rolü bulunmakta.

Zaten Rendi Wagner parti içinde, bir doğu eyaleti olan Burgenland’ın Sosyal Demokrat Eyalet Başkanı Hans-Peter Doskozil’in sürekli çapraz atışlarıyla karşı karşıya kalıyor. Rendi Wagner ile Doskozil arasında yıllarca süren çatışma ve buna bağlı liderlik tartışması, Avusturya medyasının en sevdiği konular arasında yer almakta.

Hans Peter Doskozil'in kariyeri çok hızlı bir şekilde gelişmişti. İlk olarak, 2015'teki mülteci krizi sırasında eyalet polisi müdürü pozisyonunda tanınmışlığı Burgenland sınırları aştı. Abartılı olmayan, sakin bir kişiliğe sahip, otoritesini çok iyi kullanan Doskozil’in kriz dönemlerini başarılı bir şekilde aşması onun siyasette daha yüksek posizyonlara geleceğinin bir habercisiydi. Ve ardından üst düzey federal siyasete girişi geldi. 2016 başından 2017 sonuna kadar SPÖ ve ÖVP koalisyonunda Savunma Bakanılığı‘na yükseldi. Bu koalisyonun bozulmasından sonra 2018 sonu SPÖ Burgenland Eyalet Başkanlığı‘na seçildi. Ardından eyalet hükümetinde eyalet başkanlığı görevini yürütmeye başladı. O sırada Burgenland Eyaletinde SPÖ ve radikal sağ parti FPÖ’nün koalisyonu devam ediyordu. 1986 yılında SPÖ, Nazi olarak adlandırılan Jörg Haider’in dönemin federal hükümetinde bulunan ve liberal nitelikli koalisyon ortağı FPÖ’yü ele geçirmesi üzerine bu partiyle ipleri koparmış ve koalisyonu bozmuştu. Bu andan itibaren, içinde faşist öğeleri barındıran FPÖ ile bir daha hükümet kurulması Sosyal Demokrat Parti içinde bir tabu oldu. FPÖ ile koalisyon ve kontrollü göçten yana tavrı yüzünden Hans Peter Doskozil'in sağa ağırlık verdiği kanısı yaygın bir görüş. Hans Peter Doskozil ise kendisini ekonomik anlamda pragmatik, siyasal olarak sol sosyal demokrat olarak tanımlıyor.

SOSYAL DEMOKRAT PARTİ‘Yİ EYALET BAZINDA %50 SINIRINA TAŞIDI

Hukuk Fakültesi mezunu Hans Peter Doskozil eyalet hükümetini devraldıktan sonra seçimleri de kazanabileceğini kanıtladı. Ocak 2020'de yapılan eyalet seçimlerinde Burgenland Sosyal Demokratları mutlak çoğunluğu elde etmişlerdi ve koalisyona gerek duymadan hükümet kurabilmişti. Diğer federal eyaletlerdeki SPÖ adaylarının ancak hayal edebileceği bir sonuçtu bu. Ekim 2022’de yapılan Burgenland eyalet belediye başkanlığı seçimlerinde de %48,8 oy alarak SPÖ’yü büyük bir zafere taşıdı. Kamu çalışanlarının asgari maaşlarını ayda net 1700,- Avro’ya yükselterek kendi eylaletinde bir devrime yol açan Doskozil diğer partilere uygulamayı tasdiklemekten başka bir olanak tanımadı. Bu arada ülke genelinde en alt geçim sınırı bir kişi için net 1045,- (Sosyal yardım) ve asgari ücret de net 1500 Avro civarındadır.

Başarılı grafiği ile Sosyal Demokrat Parti içi ideolojik duruş tartışmasında hep taraf olan ve eleştirisini çekinmeden dile getiren Hans Peter Doskozil yeniden alevlenen SPÖ Federal Parti Başkanlığına talip olduğu biliniyor.

ERKEN SEÇİM AÇIKLAMALARI BAŞKANLIK SORUNUNU TETİKLEDİ

Bu günlerde Yeşiller Partisi ile Avusturya Federal Koalisyon Hükümetini oluşturan Hıristiyan Halk Partisi (ÖVP) yüksek sesle erken seçimleri ağzına almaya başladı. Aşağı Avusturya’da 29 Ocak tarihlerinde yapılan eyalet parlamentosu seçimlerinde ÖVP oy kaybetmesine karşın, seçimlerin galibi radikal sağcı “Özgürlük Partisi” (FPÖ) ile bir koalisyon hükümeti kurması, federal düzlemde de cazibeli bir alternatif olmuştur. FPÖ içinde bulunan, Parti Başkanı Udo Waldbauer de dahil olmak üzere, bir dizi göçmen karşıtı ve Nazi özellikleri taşıyan parti kurmaylarından dolayı, ÖVP‘nin bu koalisyon kararı kamuda çok eleştirildi. Buna karşın, FPÖ’nün demokratik kurallar içinde yeniden bir ortak olabileceği düşüncesi, ÖVP eyalet partisinin erken seçimlerle kartları yeniden karıp, Yeşiller‘den kurtulma isteğini ön plana çıkartıyor.

Bu kaygılardan ötürü Sosyal Demokrat Parti (SPÖ), parti içi başkanlık tartışmalarına ve belirsizliğe bir son vererek, seçimlere kararlı bir bütün olarak girmek gerekliliğini acil olarak hissediyor. Şu andaki SPÖ Parti Başkanı Pamela Rendi Wagner bu gelişmelerden önce kendisine en büyük rakip olarak gördüğü Hans Peter Doskozil’i açık bir şekilde kamuda eleştirmeye başladı. Rendi Wagner bu konuda en büyük desteği Viyana Eyalet ve SPÖ’nün en güçlü örgütü Viyana Başkanı Michael Ludwig’den alıyor. Fakat aynı zamanda Viyana Belediye Başkanı olan Michael Ludwig’in pragmatik yaklaşımını herkes biliyor.

Bu gelişmelerin ışığında Parti Meclisi, parti başkanlığı için parti üyeleri arasında bir anket yapmayı ve parti kongresini öne almayı kararlaştırdı. Buna göre üyeler arası anket 24 Nisan (23 Nisan Salzburg eyaleti seçimlerinden bir gün sonra) ve 10 Mayıs tarihleri arasında olacak. Parti kongresi ise 3 Haziran 2023’de gerçekleşecek. Ankette yaklaşık 147.000 parti üyesi oy kullanabilecek.

Sosyal Demokrat Parti Genel Sekreteri Christian Deutsch anketi bir „irade bildirimi“ olarak adlandırdı ve parti kongresinde de bağlayıcı olmadığını açıkladı. Sonuçta parti başkanlığı, parti kongresi tarafından delegelerin oylarıyla belirlenecek. Planlanan üyeler anketi ise bir yön belirleme amacını taşıyor. SPÖ lideri Pamela Rendi-Wagner, Burgenland Eyalet Başkanı Hans Peter Doskozil ve Traiskirchen Belediye Başkanı Andreas Babler seçimde şansı olan adaylar olarak görülüyor.

ANDREAS BABLER’İN ZAYIF NOKTASI, AZ TANINMIŞLIĞI

Traiskirchen yıllardan beri ilk kayıt merkezi olan büyük bir mülteci kampını barındıran, Viyana’nın 20 km güneyinde küçük bir şehir. 50 yaşındaki Andreas Babler 2014 yılında oyların %73’nü alarak Belediye Başkanı seçilmişti. Partinin tüm kurumlarından geçerek yetişmiş örnek bir sosyal demokrat olan Babler, Federal Senato üyesi olmasına karşın bu üç aday arasında ülke çapında en az tanınan bir isim. Açık görüşlü, sol politikası ağır basan, göçmenler ve sığınmacılara çok yakın duran ve sosyal demokrat politikayı tüm can damarlarıyla en iyi hayata geçiren bir politikacı. Ne yazık ki Babler bu duruşuyla tüm partiyi kucaklayan bir siyasetin temsilcisi olamıyor.

ESKİ BAŞBAKAN CHRİSTİAN KERN YİNE SAHNEDE

Bu sıralar partiden hiçbir zaman uzaklaşmamış çok tanıdık bir isim parti başkanlığı sorusuyla yeniden konuşulur oldu: 2018 yılında SPÖ’yü Pamela Rendi Wagner’e teslim eden eski Başbakan Christian Kern. Bu donanımlı düşünür 23 Nisan Salzburg eyalet seçimlerinde yeniden aktif olarak ringe çıktı. Bir gazete söyleşinde, 2018 yılında çok aceleci ve erken parti başkanlığını bıraktığını itiraf etmiş, kendini bu yüzden eleştirenlerini çok iyi anlayabildiğini açıkça ifade etmişti.

Parti başkanlığı için yapılacak üyeler arasındaki ankette aday olup olmayacağı sorusuna hayır yanıtını verdi ve üyeler arası anketin hazırlık sürecini eleştirip, anketi „çılgın bir işlem“ olarak nitelendirdi. Fakat bu ankete ve parti kongresine çok yakın durduğu da kulislerde konuşuluyor. Efsanevi sosyal demokrat lider Bruno Kreisky’den öğrendiğimiz siyasi duruşu, „sosyal politik sol, ekonomik olarak pragmatik ve güvenlik politikamızın ise sağ olması gerekiyor” diyerek tanımlamıştır. Bu ifadelerde Burgenland Eyaleti Başkanı Hans Peter Doskozil ekolu kendini bariz bir şekilde göstermekte. Zaten Christian Kern’in Burgenland Parti Başkanı Hans Peter Doskozil’e yakınlığı ve ona danışmanlık yaptığı parti çevreleri tarafından da biliniyor. Hans Peter Doskozil’in Sosyal Demokrat Parti Başkanlığını kazanması halinde, Christian Kern’in onun kadrolarında yer alması da ihtimal dahilinde. 

DOSKOZİL ÖZELLİKLERİYLE İPİ GÖĞÜSLEMEYE DAHA YAKIN

Böylece şu an SPÖ Parti Başkanı Pamela Rendi Wagner’in karşısında eski Başbakan Christian Kern’i yanına almış çok ciddi bir rakip duruyor: Hans Peter Doskozil.

Pamela Rendi Wagner büyük bir güçle kendisine karşı duran parti içi kadın örgütlerini kazanmak için çaba sarfediyor. Fakat bu çabalarının yeterli olduğu tartışılır. Özellikle siyasal çok renkli ve çok sesli Avusturya Sosyal Demokrat Partisi‘nde. Mesela Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski’nin Avusturya Federal Parlamentosu’ndaki konuşması sırasında Sosyal Demokrat Parti’nin 40 milletvekilinden 22’sinin yokluğu, Rendi Wagner’in parti içi liderlikte zayıflığını yeniden gündeme getirdi. Rendi Wagner 3 Haziran 2023’te yapılacak parti kongresinde yenilgisi halinde politikadan çekileceğini açıkladı. Burada da hissettiği baskıdan dolayı zamanı iyi seçemediği gözlemlenmekte.

Parti içi desteği olmayan bir liderin, kazanan bir politikacı olması çok zor. Sosyal Demokrat Parti‘nin, acil olarak içinde barındırdığı çeşitli grupları birbirlerine yaklaştıracak bir otoriteye gereksinimi var. “Başkanlık koltuğunun bir sahibi var, lakin parti de bir lider eksikliği de var“ söylemi gün geçtikçe ağırlık kazanmakta. Bu açıdan, eğer Viyana parti örgütü tam anlamıyla Rendi Wagner’in arkasında durmaz ise, krizleri başarıya dönüştürmede hünerli ve kazanmasını bilen siyasetçi Hans Peter Doskozil’in başkanlık yarışındaki şansı daha yüksek gözüküyor.


*Serdar Paulo Erdost uzun yıllardır Viyana’da yaşamaktadır. Avusturya Radyo ve Televizyon Kurumunda program yapımcılığı, reji ve redaktörlük görevlerinde bulunmuştur. Şu anda
medya danışmanlığı yapmaktadır.