Google Play Store
App Store

Radikal sağcı FPÖ’yü dışarıda tutan üç partili koalisyon Avusturya tarihinde bir ilk. Göç ve sığınmacılar konusundaki sert kararlar aşırı sağa verilen tavizler. Bunlar arasında aile birleşiminin askıya alınması da var.

Avusturya’da üçlü koalisyon: Aşırı sağa verilen tavizler sağı besler
Fotoğraf: İHA

Serdar Paulo Erdost- Viyana 

Avusturya’da seçimden beş ay sonra geçen hafta Hristiyan muhafazakâr demokratlar (ÖVP), sosyal demokratlar (SPÖ) ve liberaller (Neos) üçlü bir koalisyon hükümeti üzerine anlaştı. Radikal sağcı Avusturya Özgürlük Partisi’ni (FPÖ) dışarıda tutma iradesiyle kurulan üç partili koalisyon Avusturya tarihinde bir ilk. Koalisyon programında göç konusu ve sığınmacılar öncelikle yapılacak işler listesinin başında yer alıyor. Bu konularda sert tedbirler açıklandı. Sert kararlar aslında radikal sağcı FPÖ seçmenlerine verilmiş bir taviz gibi görünüyor. Bunlar arasında aile birleşiminin geçici de olsa askıya alınması göze çarpıyor. Reşit olmayanlar için anayasaya göre uygulanması sorunlu başörtüsü yasağı getiriliyor ve sosyal yardımların yaptırım olarak azaltıldığı zorunlu bir entegrasyon yılı öngörülüyor.

Avusturya Halk Partisi (ÖVP), Avusturya Sosyal Demokrat Partisi (SPÖ) ve Yeni Avusturya ve Liberal Forum’dan (Neos) oluşan üç partili koalisyon, sığınma hakkı olanların aile birleşimini kaldırmayı hükümet programında bir niyet bildirimi olarak formüle etmi. Fakat Başbakan Christian Stocker (ÖVP) bu niyetin “şimdi” anlamına geldiğinin altını çizdi. Böylelikle niyetin merkez sağ ÖVP tarafından geldiğini de onaylamış oldu. Stocker, burada ilgili bir AB maddesine atıfta bulundu. Bu uygulamanın ilticası kabul edilmiş kişilerin yanında diğer göçmenlere etkisi bir bilinmezlik içeriyor.

OLAĞANÜSTÜ HAL OLAMAZ

Avrupa Birliği'nin İşleyişine Dair Antlaşma'nın (TFEU) 72. Maddesi, insan hakları açısından ağır da olsa, temelde aile birleşiminin yasaklanmasına olanak tanıyor. Bu madde, tedbirlerin ancak devletin işleyişinde aşırı yüklenmenin neden olduğu, olağanüstü bir hal’ durumunda uygulanmaya koyulmasını şart koşuyor. Ve ÖVP tüm federal devlet kapsamında “olağanüstü hal” ilan etmekten çekinmekte. Viyana Eyaleti’nin koruma altına aldığı sığınmacı sayısının kabarıklığının, bu eyalette aile birleşimi sonucu başta eğitim sektörü olmak üzere sisteme aşırı yük getirdiği örnek olarak alınıp, Viyana’daki durum federal cumhuriyetin tümünde uygulanacak olan aile birleşiminin durdurulmasına neden olarak gösterilmekte.

Bu konuda koalisyona destek hemen Viyana Eyalet Başkanı sosyal demokrat Michael Ludwig’den (SPÖ) geldi. Ludwig aile birliğinin rafa kaldırılmasını onayladığını belirtti. Avusturya’ya aile birleşimi kapsamında her ay yaklaşık 650 yetişkin ve çocuk geliyor. Sosyal demokratlar, şu anda ülkede bulunan sığınmacıların ve ailelerinin iş dünyasına uyumunun her şeyden öncelikli ve çok önemli olduğunu vurguluyorlar ve sığınmacıların aile birleşimini geçici durdurmayı bu açıdan bir “şans” olarak görüyorlar.

İçişleri Bakanı Gerhard Karner (ÖVP), AB düzeyinde harekete geçerek planlanan aile birleşiminin durdurulması konusunda AB İçişleri ve Göçten Sorumlu Komisyon Başkanı Magnus Brunner’i bilgilendirdi. Karner komisyona gönderdiği mektupta, özellikle Suriye ve Afganistan'dan gelen “insan akınının” kapasite sınırlarını çok aştığına dikkati çekerek komisyonun desteğini almak istiyor. Brunner Avusturya’lı ve gündeminde zaten 11. Mart’ta yapılacak AB bakanlar zirvesinde, sığınmacıların tehlikenin bittiği ülkelerine geri gönderilme planları üzerine görüşmesi var.

Aslında, Avusturya’da aile birleşiminin aylardır keskin bir düşüş var. Bunun nedenleri arasında, süreci yavaşlatan zorunlu DNA testlerinin uygulamaya konulması da yer alıyor. 2024’te toplam 7760 kişi bu temelde Avusturya'ya gelirken, Ocak ayında bu sayı 200 civarında.

ZORUNLU ENTEGRASYON YILI

Yeni hükümet şimdi “ilk günden itibaren entegrasyon” programını tekrar gündeme getirdi. Söz konusu entegrasyon yılı bir yenilik değil. 2017’de SPÖ ve ÖVP hükümeti tarafından yürürlüğe konulan entegrasyon yılı için 50 milyon Euro ayrılmıştı. Daha sonra ÖVP ve göçmen karşıtı FPÖ koalisyonu döneminde bu para bütçeden silinmiş ve program da devreden çıkarılmıştı. Şimdiki üçlü koalisyon tarafından yeniden canlandırılan “ilk günden itibaren entegrasyon” programı bir ders planı gibi Almanca kursları, değerler ve Avusturya hukuku eğitimi ve iş piyasasına uyumdan oluşuyor. Eğer bir kişi okuryazar değilse, programın 36 aya kadar uzatılabilme olasılığı var. Bu entegrasyon yılının tamamlanması zorunlu koşuluyor.

Avusturya geri dönüş merkezleri de kuracak. Bu, ilticaları reddedilen kişiler için ikamet şartının revize edilmesine dayanıyor. Ülkeyi terk etmesi gereken herkes sadece kendilerine tahsis edilen bir yerde temel bakıma alınacak. Aslında bu da denenmiş bir uygulama. Böylesine katı bir ikamet şartı daha önce de vardı. ÖVP ve FPÖ hükümeti döneminde Fieberbrunn'daki temel bakım merkezi bir geri dönüş merkezi olarak ilan edilmişti. Ancak bu düzenleme Yüksek Mahkeme tarafından iptal edilmişti.

Üçlü koalisyon, vatandaşlığı, “değerli bir varlık” olarak tanımlamakta. Bu da sağın bir baskısı. Burada, vatandaşlık başarılı entegrasyonun bir üst basamağı olarak görülmekte, fakat vatandaşlığa kabulün uyumu destekleyici karakteri tamamen göz ardı edilmekte. Özellikle işgücü açığının yüksek olduğu meslekler için vatandaşlığa geçişin kolaylaştırılması planlanmakta. Aynı zamanda düşük ücretli sektörde iyi entegre olmuş çalışanlara da vatandaşlık alma şansı öngörülmekte. Bunun, örneğin Avusturya'da uzun yıllardır önemli ve zor işler yapan, ancak çok yüksek asgari gelir göstermeyi şart koşan yasa nedeniyle vatandaşlık alma fırsatı bulamayan bakıcılar için geçerli olması düşünülüyor.

Avusturya, Avrupa'daki en katı vatandaşlık yasalarından birine sahip. 27 Nisan’da Viyana’daki seçimde oy verme yaşındaki 587.486 kişi Avusturya pasaportu olmadığı için siyasi katılımdan mahrum kalacak. Bu da seçmen yaşındaki Viyana’lıların yüzde 35'inin seçimlerde oy kullanmasına izin verilmediği anlamına gelmekte.

Hükümet programı Cuma günü parlamentoya sunuldu. Özellikle FPÖ lideri Herbert Kickl üçlü koalisyona ağır eleştiriler yöneltiyor. Bütçe açığının nasıl kapatılacağının ileriki günlere ertelenmesi, ÖVP, SPÖ ve NEOS’ları ciddi bir deneyimle karşı karşıya getirmekte.