Bugün sevgili iPhone’larımızdan bahsedeceğiz. Iphone’larımız, Mac Book’larımız, Ipadlerimiz. Harikulade oyuncaklarımız. Masa üstlerimizin dost sohbetlerimizin vazgeçilmez aksesuarları. Tvit ettiğimiz, facebook’a girdiğimiz, bir fotoğraf makinası kadar iyi fotoğraf çekebilen, istediğimiz yerden internete girip girip merakımızı giderdiğimiz, check-in yaptığımız, türlü çeşit uygulamalar indirdiğimiz. Ve daha neler yaptığımız. Ne yazsak az yani onlar hakkında. Hayır, iki çekirdekli a5 çipli, sekiz mp kamera ve optik sistemli, iOS 5 ve iCloud lu, iPhone for es’in gelişini müjdeleyip kutlamayacağım. Fiyatlar ve taksit olanaklarını da aramayın onlar da yok. Bugün bu tatlı rüyadan uyandırma servisi olarak hizmetinizdeyiz maalesef.

Bunları kim yapıyor yahu diye sordunuz mu hiç? İşte o noktayı kesinlikle ve hemen şimdi açığa kavuşturalım: Şimdi sizin bu bilmem kaç dolarlar avrolar ödeyip aldığınız aletler var ya, tıpkı hayatınızdaki pek çok diğer şey gibi-onlar da bir uzay üssünde robotlar tarafından değil insanlar tarafından ve insan emeği ile üretiliyor. Yani o harikulade oyuncaklara da insan teri ve gözyaşı ve eğer mevzubahis olan Apple ise insan kanı karışmış durumda. O insanları ki aşırı fazla mesailer sırasında tekrar ve tekrar yaptıkları hareketler yüzünden ömür boyu ellerini kullanamaz hale geldiler. Sol elleri ile iPhone’un ekranını tuttular misal. Sonra sağ ellerindeki bezi n-hexane batırdılar ve sildiler o ekranı. Sildiler, sildiler, sildiler. Döndü başları, elleri kolları tutmaz oldu. Ağrılar acılar içinde kaldılar. 2010 yılının şubat ayında Apple’ın Çin’de Sounhou’da Wintek Corporation adlı tedarikçisinde onlardan biri öldü 137 si hastaneye kaldırıldı. Apple tüm işçilerin tedavi edildiğini ve işlerine döndüklerini duyurdu bir raporla. Ama geçen yılın şubat ayında yani olaydan bir yıl sonra öğrendik ki işe dönenler sadece küçük bir grup, kalanı para ödenerek bu işletme ile bir ilgileri kalmadığına dair bir anlaşma imzalatılmışlar. İşe dönenler aynı sağlık problemlerini yaşamaya başladıklarında “çünkü çok sigara içiyorsunuz” cevabını almışlar. Sesleri duyulmamış velhasıl.
“Hayat anlamsız” diyor işçilerden biri, tırnaklarında on iki saatlik gece mesaisinde elinden geçen binlerce iphone’un kara tozu. “her gün, bir önceki gün yaptığım şeyi tekrarlıyorum” diyor. Sonra  “Bağırıyorlar bize.” Diye ekliyor. Üretim bandında konuşmak yasak, her iki saatte verilen on dakikalık tuvalet molaları ve makinelerin bitmek bilmez gürültüsü kulaklarında. Ve elinde 132 doları (232 lira), şirketin uzaktaki ailesine transfer etmek için az bulduğu aylığı ile.

İnsan tuhaf  bir varlık. Eğer yok sayarsan duygularını, hissettiklerini, insan olmanın onurunu,  yalnız ve yalnız itaatkâr bir makineye dönüştürmeye kalkarsan o bambaşka yüzler altında “büyük insanlık”a ait olanı, gerçekten yok olmayı seçebiliyor. Varlığını yok ederek bir varlık çığlığı atabiliyor. Hayatını, en değerli şeyini yani, yüzüne çarpabiliyor bu acımasız dünyanın. Fabrikanın pencerelerinden atlayabiliyor. Yoksul fabrika barakalarında son verebiliyor hayatına. Ve ancak işte böyle girebiliyor o küçük insan devlerin dünyasına. Apple’ın iPhonenu üreten işçiler intiharları ile gündem oldular. Apple üyesi olduğu Fair Labour Association’ın tedarikçilerinin yüzde beşini denetleyeceğini duyurdu. Ne güzel! İçiniz rahatladı mı peki bunu duyunca tüketici olarak?

Bu bahiste sözü uzatmak pahasına anmadan geçemeyeceğim biri var. Apple ismini ve ısırılmış bir elma olan simgesini Alan Turing’den alır. İkinci Dünya Savaşında Alman denizaltılarının kullandığı Enigma şifresini çözerek savaşın kaderini belirleyenlerden biri olan Matematikçi. Çalışmaları “yapay zeka” meselesinin ve bugün kullandığımız tüm bilgisayarların temelidir velhasıl. Kendisi 1952 de Allan Murray adlı bir adamla ilişkisi olduğu için, gey olduğu için cezalandırılmıştır. Hapis yatmakla iğdiş edilme arasında cezasını çekme şansı(!) tanınmıştır. Östrojen hormonu verilerek iğdiş edilmeyi seçtikten sonra Turing 1954 de evinde ölü bulunmuştur. Başucunda siyanüre batırılmış ve ısırılmış bir elma ile. Nerdeyse 1937 deki Pamuk Prenses filmindeki sahnenin aynısı. Bu hikayeyi amblemi olarak seçen Apple’ın işçilerinin varlıklarının bir manifestosu olarak intiharları tarihin bir ironisidir ve bu sistemin kazananlarının ahlak(!)larının ve iki yüzlülüklerinin en kısa ifadesi.

Apple işçilerine destek vermek için: http://www.change.org/petitions/apple-ceo-tim-cook-protect-workers-making-iphones-in-chinese-factories