Daha birkaç gün önce, ülkeyi esir alan kuru havanın etkisiyle bazı yangınlar patlak verdi ve çirkin siyaset ile beceriksiz yönetimin dansı alevlerin gölgesinde yaşam buldu. Skandallar siyasetin geldiği durumu gözler önüne serdi

Ayaklanan Lübnanlılar ümit ve öfke dolu

NİZAR HASSAN

Bu satırları Beyrut’taki evimde sabah 6’da, eylemler başladıktan 12 saat sonra yazıyorum. Eylem çağrısından saatler sonra binlerce insan Beyrut’un merkezine akın etti.
Bakanlar Konseyi WhasApp görüşmelerinden, akaryakıttan ve tütünden alınması planlanan yeni vergileri duyurduktan sonra, öğleden sonra saat 4 sularında LiHaqqi isimli siyasi oluşum ve bazı farklı figürler insanları sokağa çağırdı.

Beş saat içinde Beyrut’ta atmosfer 2015’i hatırlatacak türdendi; binlerce insan yürüyordu, sokaklar yakılan objelerle alev alevdi ve kurulan barikatlar tüm ülkeyi felç etmişti. Eylemcilerin başbakan istifa edene ya da talepleri yerine getirilene kadar devam edecekleri düşünülüyor.

Eylemler ülkedeki ümitsizlik ve çaresizlik atmosferine ilaç gibi geldi. Lübnan’da değişim umudunu yitiren binlerce insan bir anda şekillenen oluşumun stratejisini merak ediyor, lojistik sorular soruyor. Herkes kendini bir anda güçlenmiş hissediyor, her yaştan ve toplumun her kesiminden insan Perşembe akşamı gecenin geç saatlerine kadar sokaklardaydı.

Aniden yakalanan bu ‘düzen karşıtı’ ivmeyi anlamak için, son birkaç haftadır yaşanan ve Lübnan siyasetinin çirkin yüzünü eşsiz bir biçimde gözler önüne seren gelişmelere bakmakta fayda var.

DEVLET YÖNETİMİ BECERİKSİZLİĞİNİ GÖSTERDİ

Daha birkaç gün önce, ülkeyi esir alan kuru havanın etkisiyle bazı yangınlar patlak verdi ve çirkin siyaset ile beceriksiz yönetimin dansı alevlerin gölgesinde yaşam buldu.

Lübnan devletinin hazırlıksızlığı ve kötü yönetimi şoke ediciydi. Yangınların ölçeği anlaşıldıktan sonra anladık ki, ülkeye 2009 yılında hediye edilen üç yangın söndürme helikopteri bakımsızlıktan ötürü uçamayacak haldeydi.

‘Yetkililer yangın riskine nasıl hazırlanmıştı?’ diye merak ediyor olabilirsiniz. Cevap şu ki, kimse hazırlanmamıştı.
Daha da utanç verici kısmı, yıllardır kadrolu memur olarak işe alınmayı talep eden yangın söndürme gönüllüleri günler boyu aralıksız şekilde alevlerle savaşırken, devlet yemek ve su gibi temel ihtiyaçlarını dahi karşılamaktan acizdi.

Yönetimsel skandalların yanında şekillenen siyasi dinamikler de Lübnan siyasetinin ne hale geldiğini gözler önüne serdi.

MEZHEPÇİ SAİKLERLE ÇIKAN KOMPLO TEORİLERİ

Mezhepçi saiklerle kışkırtılan siyasi gerilimler sonucu, yeni bir komplo teorisi ortaya atıldı: Yangınlar, bölgenin nüfus yapısını değiştirmek için çıkarılıyordu ve hedefte Hıristiyan köyleri vardı. Nihayetinde yangınların çoğu Chouf bölgesindeki Damur ve Meşref köylerini sarmıştı.
Sosyal medyada ise farklı komplo teorileri yayıldı. Lübnanlı yurttaşlar yangınların Suriyeli mülteciler ya da işçiler tarafından çıkarıldığı söylentilerini paylaşıyordu –bu insanlar, yangında tahliye edilen evlere girip değerli eşyaları çalıyorlardı.

Gelin görün ki, bu kasvetli ve sinir bozucu durumdan yepyeni bir umut ışığı doğdu.

Yangınların gitgide yayıldığı anlaşıldığında, halkın her kesiminden gönüllüler birlik oldu ve yangın mağdurlarının imdadına yetiştiler, yangın söndürme operasyonlarına destek verdiler.

WhatsApp grupları kuruldu ve gruplardan biri 1 saat içinde 250 üyeye ulaştı. Bu esnada Damur’da büyük bir operasyon merkezi kuruldu.
Saatler içinde bol miktarda suyumuz, gıdamız ve ilacımız vardı. İnsan olmaktan gurur duyduğunuz anlardan biriydi. Arkadaşlarımdan biri bunun ‘umut ışığını canlandıran’ bir an olduğunu söyledi.

FİLİSTİNLİLER’DEN YANGIN SÖNDÜRMEYE DESTEK

Lübnan’ın mülteci kamplarında hayat süren Filistinliler de dayanışmaya katıldı. Üç Filistinli sivil savuma ekibi Chouf’dan yola çıktı ve Salı günü itibarıyla yangın söndürme ekiplerine katıldı. Farklı organizasyonlardan gelen Filistinli gönüllüler ve izciler ise yardım dağıtımına destek verdi.

Aylardır medeni ve sosyo-ekonomik haklar için eylem yapan ve eylemleri sonuçsuz kalan Filistinlilerden böyle bir destek gelmesi gerçekten harikaydı.Irk ve mezhep temelli kışkırtmalar karşısında yapmamız gereken tam olarak buydu: Şüpheye mahal bırakmayacak şekilde dayanışmak.

Çizer Jana Traboulsi karikatüründe şöyle yazı: “Yangını Suriyeliler çıkardı diyorlar çünkü Filistinliler söndürüyor.”

Şahit olduğumuz eylemlerle, bugün görüyoruz ve inanıyoruz ki dayanışma nefrete galip geldi. Son yaşananların geçmiş haftanın tüm olumsuz anılarına galip geleceğini umuyoruz.

EŞİ BENZERİ GÖRÜLMEMİŞ İLETİŞİM VERGİLERİ

Çok şey yaşandı ve yaşananlar Lübnan’da sahne alan ‘zıt kuvvetleri’ net bir biçimde ortaya koydu. Siyasi sınıfın iğrençliği, beceriksizliği ve yürüttüğü sınıf savaşı kendini apaçık belli etti. Yönetimin hazırlıksızlığından, ortaya atılan ırkçı ve mezhepçi söylemlere ve son olarak da duyurulan vergi politikalarına...

Kamu borcundan gelir elde ederek servet kazanan ve yalnızca yüzde 17 oranında vergi ödeyen bankaları, ya da konut fiyatlarını zıplatan ve kent dokusunu soylulaştıran emlak spekülatörlerini vergilendirmek yerine hükümet, her WhatsApp kullanıcısının cebinden 6$ vergi koparmaya çalışıyor.

Şimdilerde geri çekilen bu eşi görülmemiş yasa tasarısı, WhatsApp’ın şirket kurallarına dahi aykırıydı ve belki akla hayale gelebilecek en gerici vergi uygulaması olacaktı çünkü Lübnan’ın yoksulları, ucuz telekomünikasyon hizmetlerinin yokluğunda büyük oranda WhatsApp’a bel bağlıyor.

Geçtiğimiz hafta gördüğümüz dayanışma ve siyasi değişim talebiyle örgütlenme karşısında ümitlenmemek elde değil. Aşağıdan yukarı şekillendirdiğimiz girişimlerle toplumu bölmeye çalışan ve ekonomik anlamda ezmeye çalışanlara karşı durabilir, ülkemizde birlikte yaşayan herkese daha iyi bir gelecek için birbirimizi yüreklendirebiliriz.

Çeviren: Fatih Kıyman
Kaynak: The New Arab