Ayçiçek yağına alternatif düşünün
Savaş nedeniyle gıda teminine ilişkin bir açıklama da Gıda ve Tarım Örgütü’nden geldi. İthalatçı ülkelerin risk altında olduğunu savunan FAO Direktörü “Ayçiçek yağı yerine alternatifler düşünülmek zorunda” dedi.
EKONOMİ SERVİSİ
Rusya’nın Ukrayna’yı işgali sonrası bu ülkelerden tarım ürünü ithal edenlerin endişeleri büyüyor. Konuya ilişkin son açıklama Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO)’den geldi. FAO Genel Direktörü QU Dongyu, savaşın tahıl üretiminde yaratacağı durumun dünyada gıda sıkıntısı yaratabileceğini bildirdi.
Tahıl ve yağlı tohum üretiminde tedarik zincirinde aksamalar ve Rusya’nın ihracatına getirilen kısıtlamaların gıda temininde önemli etkilere yol açacağını belirten FAO Direktörü şu noktalara dikkat çekti:
KITLIK GELECEK YILA SARKABİLİR: Buğday arzının en az yüzde 30’u için Rusya ve Ukrayna’ya bağımlı 50 ülke var. Birçoğu en az gelişmiş ülkeler veya Kuzey Afrika, Asya ve Yakın Doğu’daki düşük gelirli, gıda açığı olan ülkeler. Birçok Avrupa ve Orta Asya ülkesi de, gübre arzının yüzde 50’sinden fazlası için Rusya pazarına bağlı. Oradaki kıtlık gelecek yıla kadar uzayabilir. Mevcut çatışma hem Rusya hem de Ukrayna’dan buğday ihracatında ani ve keskin bir düşüşe yol açabilir.
BUĞDAYDA BAĞIMLI ÜLKELER: Mısır, Türkiye, Bangladeş ve İran, buğdaylarının yüzde 60’ından fazlasını Rusya ve Ukrayna’dan satın alıyor. Lübnan, Tunus, Yemen, Libya ve Pakistan da buğdayda büyük ölçüde bu iki ülkeye bağımlı.
MISIR TİCARETİ DE ETKİLENEBİLİR: Küresel mısır ticareti de, Ukrayna’dan gelen ihracat kaybı, bunun diğer ihracatçılar tarafından doldurulmayacağı beklentisi ve yüksek fiyatlar nedeniyle küçülecek gibi görünüyor.
KOLZA TOHUMU ALTERNATİF: Ayçiçek yağı ve diğer alternatif yağlar için ihracat beklentileri de belirsizliğini koruyor. Hindistan, Avrupa Birliği, Çin, İran ve Türkiye de dâhil olmak üzere büyük ayçiçek yağı ithalatçıları, hurma, soya ve kolza tohumu yağlarına yönelmek zorunda kalabilir.
Gıda sıkıntısına karşı 5 öneri
FAO, küresel gıda tedarikini tehdit eden gelişmelere karşı şu 5 öneride bulundu.
1-Küresel gıda ve gübre ticaretini açık tutun
2-Yeni ve daha çeşitli gıda tedarikçileri bulun.
3-Ülke içinde yerinden edilmiş kişiler de dâhil olmak üzere savunmasız grupları destekleyin
4-Geçici politika tepkilerinden kaçının
5-Piyasa şeffaflığını ve diyaloğu güçlendirin.
***
Çiftçi güven duymazsa tehlike daha da büyür
Son dönemde gıda fiyatlarındaki fahiş artışlar ve gıda temini endişesini değerlendiren İktisatçı Mustafa Sönmez, “Sadece geçen yıl yapılan tarımsal ithalat 24 milyar dolar. Türkiye’nin bağımlılığını anlatıyor" dedi.
TÜİK verilerine göre ülkede yaşanan gıda enflasyonunun yüzde 65’i aştığını anımsatan Sönmez, “İnsanlar bütçelerinin ortalama üçte birinden fazlasını gıdaya harcıyor. Fiyat artışlarının en önemli nedenlerinden biri yeterli üretim olmaması. Çünkü son yıllarda tarım ciddi ölçüde ihmal edildi, destekler azaltıldı. Gıdadaki eksikler ‘Paramız var ki ithal ediyoruz’ gibi bir cümleyle giderilmeye çalışıldı.”
Arz eksikliğinin beraberinde ciddi bir fiyat artışı geldiğine dikkat çeken Sönmez, şunları söyledi: “Bunu telafi için yapılan ithalat bir dönem idare ediyordu. Çünkü döviz kurları bu kadar yüksek değildi. Ama kurlar yükselince ithalatta ciddi fiyat artışları oluştu. Buna bağlı olarak emtia ürünleri de arttı. Türkiye hem dışarıdan pahalı buğday, ayçiçeği alan hem de Türk lirası değer kaybettiği için daha yüksek fiyatlarla ürün satın alan bir ülke durumuna geldi.”
Hükümetin koyduğu enflasyon hedefinden çıkıldığını anımsatan Mustafa Sönmez sözlerini şöyle tamamladı: KDV yüzde 1’e indirilince gıdanın ucuzlayacağı iddia edildi. Tam tersine gıda fiyatları her geçen gün artıyor. Aldıkları tedbirler güven vermiyor bu güvensizlik haliyle bir panik hali yaratıyor. Hükümette o panikle gerçekle ilgisi olmayan şeyler söylüyorlar. Yani stoklar yeterli olmadığı halde stok vardır gibi denemeler yapıyorlar. Üreticinin tüketicinin girişimcisinin güven eksikliği var. Bunu her ay güven endeksi araştırmalarında TÜİK kendisi yayınlıyor. Çiftçiye ürününün para edeceği noktasında güven verilmeli. Aksi halde durum daha ciddi hale gelebilir.”
***
Yağ yüklü gemi Mersin yolunda
Rusya’nın Azak Denizi Limanı’ndan yola çıkan 5 bin 753 ton ayçiçek yağı yüklü ikinci gemi de önceki akşam İstanbul Boğazı’na ulaştı. M/T Mubariz İbrahimov isimli yük gemisinin, 17 Mart’ta Mersin Limanı’nda olması planlanıyor. Bitkisel Yağ Sanayicileri Derneği’nin ‘Stoklarda en fazla mart sonu, nisan ortasına kadar yetecek yağ kaldı’ açıklamasının ardından krizi yaşanmıştı. Yurttaşlar yağ fiyatlarının artacağı endişesiyle marketlere akın etti. Daha sonra Rusya, yağ yüklü gemilerin geçişine izin verdi.
***
Gıda altın değerinde
Gıda fiyatları 2020’nin ikinci yarısından bu yana artış gösteriyor. Yüksek talep, girdi ve ulaşım maliyetlerindeki artış, Ukrayna’nın işgali sonrası ihracatın durması sonucu fiyatlar, geçen ay tüm zamanların en yüksek seviyesine ulaştı. Küresel buğday ve arpa fiyatları 2021 boyunca yüzde 31 arttı. Kolza yağı ve ayçiçek yağı fiyatları yüzde 60’dan fazla yükseldi. Doğalgaz fiyatları da gübre maliyetlerini artırdı. Üre gübresinin fiyatı son 12 ayda üç kattan fazla arttı. Türkiye, iki ülkeden buğday, arpa, mısır, ayçiçeği, yem sanayinde kullanılan kepek, küspe gibi birçok ürünü ithal ediyor.