Sosyal belediyecilik yaptıklarını belirten Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Çerçioğlu, “Kentte biri karnı aç yatağa giriyorsa, bir çocuk soğuktan üşüyorsa ben bu kentte belediye başkanlığı yapıyorum diyemem” dedi.

Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Çerçioğlu: Çalışmalarımız insan odaklı

Aycan KARADAĞ

Aydın'ın iki temel geçim kaynağı tarım ve turizm sektörü pandemiyle birlikte büyük yaralar aldı. Ekonomik krizin derinleşmesi yurttaşları zor durumda bırakırken; kent, büyükşehir belediyesinin verdiği desteklerle ayakta duruyor. Sorularımızı yanıtlayan Aydın Büyükşehir Belediye Başkan Özlem Çerçioğlu, sosyal belediyeciliğe önem verdiklerini ve insan odaklı çalıştıklarını söylüyor.

Kentin en önemli ekonomik kaynağı tarım, pandemi ve iktidarın politikaları yüzünden bitme noktasına geldi. Sizin tarıma ve çiftçilere yönelik projeleriniz neler?
2009 yılından bugüne tarıma büyük destek verdik. Son dönemde daha çok destek vermeye başladık. Üretici, süt veren hayvanları kesmek zorunda kalıyor. Yem fiyatları çok artmış durumda. Yurttaşlara girdi maliyetlerini azaltmak için destekler veriyoruz. Bizim Halk Ege Et isminde bir mezbahamız var. İzmir dâhil olmak üzere 14 şube açtık. Biz desteklediğimiz küçük çiftçimizden ürünlerini alıyoruz, hayvanları satın alıyoruz. Halk Ege Et mezbahamıza geliyor ve orada kesiliyor. Aracıları aradan çıkardık. Böylelikle halk hem ekonomik hem de hijyenik ete ulaşmış oluyor. Çiftçilere destek olmak için kooperatifler kurduk. Burada ‘Ata Tohum’ları devreye girdi. Ücretsiz bir şekilde tohumdan fide elde ediyoruz. Kadınlarımız onlardan elde ettikleri sebzeleri, ürünleri pazarda satıyor ya da kooperatif aracılığıyla Halk Ege Et şubelerinde satıyoruz. Ayrıca sütte de bir tekelleşme var. Süt üretiminin büyük olduğu yerlere süt tankları kurduk ve kooperatifler oluşturduk. Yani aracısız bir şekilde halka ulaştırıyoruz. Alım gücü düşük alan kadınlarımıza koyun veriyoruz. Aydın’da eğer çiftçiyseniz tarlanızda bir malınız kaldıysa belediye olarak satın oluyoruz ve yoksul yurttaşlara dağıtıyoruz. Aynı zamanda iki tane yemek fabrikamız var. Gerekirse de orada da bu ürünleri kullanıyoruz.

Kentin bir diğer önemli ekonomisi pandemi döneminde derin yaralar alan turizm... Belediye olarak bu süreçte neler yaptınız?
Dediğiniz gibi, pandemiden turizm sektörü çok etkilendi. Turizmcilerin de girdi maliyetleri çok yüksek. İkinci konutlarda bir artış yaşandı. Kuşadası Belediyesi ile ortak çadır kenti kurduk. Denize sıfır, beş yıldızlı otel kalitesinde bir yapı kurduk. Rakamları ise çok uygun tuttuk. Ekonomik şartların zor durumdaysa ücretsiz kalma imkânı sağladık. Geçen yıl 500’e yakın genci ücretsiz ağırladık. Sportif faaliyetler var, eğitimler var. Tatilin yanında eğitimin de olduğu bir oluşum oldu. Gençler de bize çok katkı sağladı.

Son dönemde yaşanan ekonomik kriz, yurttaşların geçimlerini daha da zorlamaya başladı. Bu süreçte yurttaşlara ne gibi destekler verdiniz?
Belediye olarak altyapı ve üstyapı hizmetlerini zaten yapıyoruz. Bence önemli olan sosyal belediyecilik yani insanlara dokunmaktır. Kentler 24 saat yaşar. Kentte bir insan karnı aç yatağa giriyorsa, bir çocuk soğuktan üşüyorsa ben bu kentte belediye başkanlığı yapıyorum diyemem. Aydın’da yaşıyorsanız kimse karnı aç yatağa girmez, kimse soğuktan üşümez. İnsan odaklı çalışıyoruz. Aklınıza gelebilecek her türlü sosyal yardımda bulunuyoruz.
Özellikle çocuk bezi, hasta bezi ve süt fiyatları çok arttı. Bu, pandemiyle beraber en çok hizmet sektöründe çalışan insanları vurdu. Kriz devam ediyor. Bu anlamda sosyal belediyeciliği devam ettiriyoruz. Ben iddia ediyorum ki bu süreçte en başarılı belediye Aydın Büyükşehir Belediyesi oldu. Şu dönemde insanlar sıcak çorbaya maalesef ki muhtaç durumda. Biz de elimizden geldiğince tüm yurttaşlara destek olmaya çalışıyoruz.

Peki, artan dolar kuru bu süreçte yatırımlarınızı engelledi mi?
Dolar kuru ve enflasyondan dolayı şimdiden yüzde 25 bütçede açığımız oluştu. Sıkıntılar var. Ben bunları bilerek aday oldum. Yapabildiğimizi yapıyoruz. Yapamadığımızı ise yurttaşa döner anlatırız. Önemli olan maksimum güç ile çalışmak. Bizim de üç dört projemiz belli sebeplerden dolayı olmuyor. Yurttaş da bunu anlıyor. Bunun yanında yüzlerce projemizi gerçekleşiyoruz. Herhangi bir kurumla ilişkisi yoksa projemizin daha hızlı bir şekilde yapıyoruz.

Önümüzdeki dönemde hayata geçirmek istediğiniz projeler neler?
Altyapı ve üstyapı çalışmalarımız devam ediyor. Her doğan 44 çocuktan biri otizmli doğuyor. Sebebi bilinmiyor. Merkezi hükümet eğitimlerin haftada 8 saatini karşılıyor ama bu çocuklarımızın eğitimi 40 saat. Ancak eğitimle çocuklarımızı otizmden çıkartma ihtimalimiz var. Veya kendi öz bakımlarını yapacak duruma getirebiliriz. Onun için de Aydın’da iki tane otizm merkezi açtık. Çocuklar ve gelecek bizim için çok önemli. Bunun yanında 500 dönümlük kamulaştırdığımız bir alan var. Burada Işıklı Doğal Yaşam Parkı’nı kurmak istiyoruz. Kentin merkezinde bir alanı daha kamulaştırdık. Kentteki yurttaşlara sorduk ne yapalım diye. Onlar da yeşil alan yapmamızı istedi. Çalışmalara başladık. Biz kamulaştırdığımız yeri halkın kullanımına açıyoruz. Ne AVM ne de rezidans yapıyoruz. Bulduğumuz her yere de ağaç dikiyoruz. Kadın kooperatifleri kurmaya devam ediyoruz. Kadınların ekonomik özgürlüğüne kavuşmasını önemsiyoruz.

Son olarak kenttin jeotermallerle başı dertte. Tarım alanlarını kuşatan jeotermalleri nasıl değerlendiriyorsunuz?
Yeraltı kaynaklarımız çok önemli. Jeotermal öz kaynağımız. Aydın’da 23 tane jeotermal firması var. Eğer jeotermal firmaları kanuna ve yönetmeliğe uyarlarsa karşı koymayız. Ama gerekli önlemleri almazlarsa karşıyız. Aydın halkını zehirliyorsan değerlerinin olması gerekenin üstündeyse karşıyız. Biraz daha para harcasa sorun çözülecek. En büyük jeotermal kaynağı Aydın’da ama Aydın halkı bundan faydalanamıyor. Enerji üretimine karşı değiliz. Bazı firmalar bunu yapıyor. Bazıları bunu vahşice yapıyor. İnsan sağlığını ve doğayı korumak zorundayız. Bunun için mücadelede ediyoruz. TUBİTAK ile anlaştık, tehlikeli gazların yüksek seviyede olduğu yerleri tespit ettik ve Aydın halkı ile paylaştık.