BirGün’ün de aralarında bulunduğu yayın organlarının, haberleri hakkında verilen erişim engeli kararları hakkındaki itirazlarını birleştiren AYM, ‘pilot karar’ usulünü uyguladı. AYM, ihlallerin kanundan kaynaklandığını tespit ederek ilgili maddenin değiştirilmesi gerektiğine hükmetti ve kararı Meclis’e gönderdi.

AYM’den erişim engelleme hakkında pilot karar: İhlal kanundan kaynaklanıyor, değiştirilmeli

HABER MERKEZİ

Anayasa Mahkemesi (AYM), aralarında BirGün’ün de bulunduğu yayın organları tarafından erişim engeli kararları hakkında yapılan başvuruları karara bağladı. İhlallerin yapısal sorundan (kanundan) kaynaklandığını tespit eden mahkeme, ‘pilot karar’ usulünün uygulanmasına karar verdi. AYM, İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlemesi Kanunu’nun erişimin engellenmesi kararlarına yönelik 9. Maddesi’nin basın özgürlüğüne engel oluşturduğunu tespit ederek değiştirilmesi gerektiğine hükmetti. Mahkeme, kararı gerekli kanuni düzenlemenin yapılması için TBMM'ye göndermeye karar verdi.

Anayasa Mahkemesi, BirGün, Diken, soL, Gazete Duvar, Artı Gerçek ve Cumhuriyet’te yer alan haber ve yazılar hakkında verilen erişim engeli kararları üzerine yapılan itiraz başvurularını birleştirdi. Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi'nin internet özgürlüğü konusunda üye devletlere yönelik tavsiye kararı, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin internet ve ifade özgürlüğüne ilişkin içtihatlarına atıf yapan Anayasa Mahkemesi, başvuruları kabul etti.

BAŞVURU VE İTİRAZLAR HAKKINDAKİ KARARLAR

Erişim engeli hakkında karar veren sulh ceza hakimliklerinin tamamının, “şikâyet konusu içeriklerin talep edenin şeref ve saygınlığını zedelemiş olduğu, talep edeni küçük düşürecek nitelikte sözlerle açıkça kişilik haklarına saldırıldığı” şeklindeki genel gerekçelerle engellediğini bildiren AYM, istikrarlı içtihadına karşın 5651 sayılı Kanun'un 9. maddesindeki usulün istisnai değil aksine yerleşik bir uygulama hâline geldiğini belirtti.

Kararda mahkemelerin verdiği kararın “birer cümleden ibaret olduğu, bu kararlara yapılan itirazların da yine birer cümleden ibaret gerekçelerle geri çevrildiği” açıklandı.

Kararın gerekçesinde şunları belirtildi:

Basın, söz konusu kararların alınmasındaki sürece dahil edilmemiştir. Talepte bulunan kişilerce gösterilen kanıtlar ve sunulan görüşler hakkında bilgi sahibi olma ve bunlarla ilgili görüş bildirebilme imkanına sahip olamamıştır. Bireyin kişilik haklarının hızlı ve etkili şekilde korunması ihtiyacı nedeniyle öngörülmüş yolun birtakım usule ilişkin güvenceleri ilk anda sağlayamaması makul görünse bile karşı tarafın hakkına halel gelmemesi için söz konusu eksiklerin yargılama sürecinin sonraki aşamalarında mutlaka telafi edilmesi gerekir. Bunun için sıkı ve etkili bir denetim mekanizması şarttır. Ancak itiraz mercilerinin kararlarından tüm tarafların dinlenerek, çatışan haklara yönelik dengeleme yapılarak uyuşmazlığın esası hakkında bir karar verildiği değerlendirilmemiştir. Kanun, ilk derece mahkemelerine sağlanmayan usule ilişkin güvencelerin eksiklerini giderecek türden bir inceleme yapma görevi yüklememektedir. İkinci olarak sulh ceza hakimliklerinin bu yetkiyi nasıl kullanacakları tarif edilmemektedir. Erişimin engellenmesi, tek müdahale yolu olarak belirlenmiştir. Zorunlu olmadıkça erişimin engellenemeyeceği belirtilse de bu kural tek başına ifade özgürlüğüne yapılabilecek keyfi ve orantısız müdahaleleri önlemeye elverişli değildir.

İHLAL DOĞRUDAN KANUNDAN KAYNAKLANIYOR

Bu ve beraberindeki değerlendirmeler ışığında AYM, demokratik toplum düzeninin gereklerine uygun ve orantılı olmadığına karar verdiği erişim engeli müdahalesi ile Anayasa'nın 26. ve 28. maddeleri ile korunan haklarını ihlal edildiği, ifade ve basın özgürlüklerinin korunmasına ilişkin temel güvencelere sahip olmaması nedeniyle ihlalin doğrudan kanundan kaynaklandığı sonucuna vardı.

AYM’NİN ÖNERİLERİ

AYM, kanunun yeniden düzenlenmesi gerektiğine hükmederken önerilerde de bulundu. AYM’nin yaptığı önerilerden bazıları özetle şöyle:

- Kanun'un 9. maddesi öngörülebilir bir niteliğe kavuşturulmalıdır.

- Kanun'un 9. maddesindeki erişimin engellenmesi usulünün kapsamı belirlenirken internetin sınırlandırılmasını düzenleyen kanunların olabildiğince dar bir uygulama alanına izin verecek şekilde tasarlanması ve kullanımının acil bir toplumsal ihtiyacın gerekli kıldığı durumlara özgülenmiş olması gerektiği dikkate alınmalıdır.

- Erişimin engellenmesi tedbirinin akıbeti, tedbir kararını müteakiben yapılacak çelişmeli yargılamada belirlenmelidir.

- Bununla birlikte ifade özgürlüğünü kısıtlayan bu yolun keyfî uygulamalara yol açmaması ve özgürlüğün kullanılmasını ölçüsüz biçimde ortadan kaldıracak düzeyde olmaması için usule ilişkin gerekli güvenceleri barındırması elzemdir.

- 5651 sayılı Kanun'un 9. maddesi ile düzenlenen erişimin engellenmesi usulünün yargılama hukukunun usuli güvencelerini içerdiğinden söz edilebilmesi için şu hususlar gözönünde bulundurulmalıdır:

- Devlet, yapılan müdahaleye karşı delil sunmak da dâhil olmak üzere savunmalarını ortaya koyma imkânı bulabilecekleri, hukuki dinlenilme ve çelişmeli yargılama hakkına sahip olabilecekleri yargısal bir mekanizma kurmakla yükümlüdür.

- İnternet içeriğinin sınırlandırılması gereken durumlarda sulh ceza hâkimliklerine kılavuzluk edecek hükümler getirilmelidir. Orantısız ve keyfî uygulamaların önüne geçilebilmesi için getirilecek hükümlerde erişimin engellenmesi kararının zorunlu ya da istisnai bir tedbir, bu yolun başvurulabilecek en son çare ya da alınabilecek en son önlem olduğu belirtilmelidir.

OY BİRLİĞİ İLE KARAR

Yüksek Mahkeme, engelleme kararlarıyla Anayasa'nın 26 ve 28. maddelerinde yer alan ifade ve basın özgürlüğü ile 40. maddede güvence altına alınan etkili başvuru hakkının ihlal edildiğine oy birliği ile hükmetti.

TBMM düzenleme yapana kadar bir yıl süreyle AYM’nin önündeki başvuruların değerlendirilmeyeceğine hükmeden Yüksek Mahkeme, kararın, gerekçesinde yer alan düzenlemelerin yapılması için TBMM’ye ve yeniden yargılama yapılması için erişim engeli getiren mahkemelere gönderilmesine karar verdi.

AYM, başvuruculara ayrı ayrı 8 bin 100'er TL manevi tazminat ile yargılama giderlerinin ödenmesine karar verdi.

BİRGÜN’ÜN AVUKATLARI: KARAR ÖNEMLİ AMA YENİ BELİRSİZLİKLER YARATIYOR

Kararın oldukça önem taşıdığını vurgulayan BirGün’ün avukatlarının konu hakkındaki değerlendirmesi şöyle:

“Uzun bir süredir bu alanda çalışanlar 5651 sayılı kanunun ve de Sulh Ceza Hâkimlikleri uygulamalarının basın ve ifade özgürlüğü yönünden sistematik bir ihlal mekanizmasına dönüştüğünü ifade ediyordu. Karar bu durumu açıkça tespit etmiş oldu. Fakat kararın kendi etkisini de kısıtlayacak ciddi eksiklikleri var.

Mahkeme daha önce 5651 Sayılı Kanunun 9. Maddesi ile ilgili verdiği Ali Kıdık ve 8/A maddesiyle ilgili verdiği BirGün Gazetesi kararlarında bu maddelerin uygulanmasıyla ilgili ilkeleri tespit etmişti. Fakat bu kararlar ve bu kararlarda tespit edilen ilkeler Sulh Ceza Hâkimlikleri tarafından yok sayıldı. Dolayısıyla son verilen kararın da Sulh Ceza Hâkimlikleri tarafından dikkate alınıp alınmayacağını bilmiyoruz.

Esasen bu başvuruların önemli bir kısmında ihlalin kaynağının 5651 Sayılı Kanun’un 9. Maddesi’nden kaynaklandığı dolayısıyla AYM tarafından kanun maddesinin iptali talep edilmiş ve basın ve ifade özgürlüğüne yönelik sistematik ihlalin, kararda geçen ifadeyle yapısal sorunun ancak bu yolla giderilebileceği belirtilmişti. AYM ise bunun yerine durumun TBMM’ye bildirilmesine ve yapılacak başvurulan incelenmesinin 1 yıl süreyle ertelenmesine karar verdi. Aslında böylece başka bir belirsizliğe sebep oldu.

Öncelikle 2015 yılından beri BirGün gazetesi ile birlikte birçok medya kuruluşunun AYM nezdinde başvuruları var. Bu başvuruların akıbeti şu an için belirsiz.

İkincisi TBMM’nin nasıl bir karar alacağını, kanunda değişikliğe gidilip gidilmeyeceğini yahut değişiklikte AYM kararının ne ölçüde dikkate alınacağını bilmiyoruz.

Son olarak BirGün başvurusunda Erişim Sağlayıcıları Birliği (ESB) kararı üzerine işleyen bir süreç söz konusu. AYM kararında bu süreci açıklamış fakat 5651 Sayılı Kanunun sistematiğinde önemli bir yere sahip olan ESB’ye ilişkin hiçbir tespitte bulunmamış

Sonuç olarak AYM’nin pilot kararında esasa ilişkin tespitler oldukça yerinde. Fakat kararın nasıl uygulanacağına ilişkin ciddi bir belirsizlik söz konusu.”

ALTIPARMAK: KARAR, YENİ SORUNLARA GEBE

Hukukçu akademisyen Kerem Altıparmak da, karara ilişkin değerlendirmesini kişisel Twitter hesabından paylaştı. Kararın yeni sorunlara gebe olduğunu vurgulayan Altıparmak, “Peki 1 yıl içinde Meclis yasayı değiştirmezse ne olacak? Hiçbir şey. Çünkü Meclisin böyle bir zorunluluğu ne yasada ne Anayasa’da yazılı” dedi.

Altıparmak, şunları söyledi:

“AYM’nin kararından büyük çoğunluk memnun. Esasa ilişkin saptamalar çok yerinde şüphesiz. Ne var ki karar, AYM’nin bir başka tutumu nedeniyle çok sorunlara gebe.

AYM ihlal bir yasadan kaynaklandığında yasayı iptal etmek yerine pilot karar usulü uyguluyor. Bu kararda da durum o.

Hüküm bölümünde kararın TBMM’ye yollanacağı, 1 yıl süre ile aynı nedenle yapılmış veya yapılacak hiçbir başvurunun incelenmeyeceği söyleniyor.

Peki 1 yıl içinde Meclis yasayı değiştirmezse ne olacak? Hiçbir şey. Çünkü Meclisin böyle bir zorunluluğu ne yasada ne Anayasa’da yazılı.

Peki bu durumun bedelini kim ödeyecek? 1 yıl boyunca AYM’de dosyası incelenmeyecek olan sansür mağdurları, gazeteciler, basın kuruluşları, haber siteleri ve habere ulaşamayan insanlar.

Bu nedenle ben herkes gibi kararı coşkuyla alkışlayamıyorum.”

PİLOT KARAR USULÜ NEDİR?

Anayasa Mahkemesi bireysel başvurunun yapısal bir sorundan kaynaklandığını ve bu sorunun başka başvurulara da yol açtığını tespit etmeleri ya da bu durumun yeni başvurulara yol açacağını öngörmeleri halinde, pilot karar usulünü uygulayabilir. Bu usulde, konuya ilişkin pilot bir karar verilir. Benzer nitelikteki başvurular idari mercilerce bu ilkeler çerçevesinde çözümlenir, çözümlenmediği takdirde Mahkeme tarafından topluca görülerek karara bağlanır.

KARARDA GEÇEN HABERLER

AYM’nin söz konusu kararında geçen haberler şöyle:

Hasankeyf taşıma ihalesi iptal edildi, bakanlık soruşturma açtı (BirGün)

Kolejlerle ilgili şikayetler artıyor, hem emekçilerin parası ödenmiyor hem velilerin (soL)

Ferhat Tepe dosyası neden kapatıldı? (Cumhuriyet-Çiğdem Toker)

Yunan olmak da ayıp değil Pontus da..., Haydar Baş'ın başı neden belada (Gazete Duvar)

CHP'nin istismar araştırması teklifine yanıt: Mümkün değil (Diken)