Anayasa Mahkemesi, TBMM Başkanvekili Haydar Akar’ın; 2017’de Kocaeli Milletvekili olarak “FETÖ’nün siyasi ayağı” ile ilgili bir konuşmasında dönemin Başbakan Yardımcısı Fikri Işık’a yönelik “Bunların alayı FETÖ’cü, Başbakan Yardımcısı Fikri Işık (…) da FETÖ’cü” sözleri nedeniyle tazminata mahkum edilmesinin “ifade özgürlüğünün ihlali” olduğuna karar verdi. Oyçokluğu ile alınan kararda, “Başvurucunun konuşması somut bazı vakalara dayalı değer yargısı niteliğindedir ve ispatlanması beklenemez” değerlendirmesi yapıldı.

AYM’den eski Başbakan Yardımcısı’na ‘FETÖ’cü’  diyen Akar hakkında hak ihlali kararı

TBMM Başkanvekili ve CHP Kocaeli Milletvekili Haydar Akar, Ağustos 2017’de, partisinin Gebze ilçesinde düzenlediği basın toplantısında yaptığı konuşmada; “FETÖ’nün siyasi ayağının hiç gündeme gelmediğini” belirtmiş ve şu değerlendirmeleri yapmıştı:

“Bunların alayı FETÖ’cü, AKP Genel Başkanı (…), Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı, Başbakan Yardımcısı Fikri Işık, Gebze Belediye Başkanı (…) de FETÖ’cü. FETÖ’cü derken, 15 Temmuz’da silahı aldı ‘darbeci’ diye demiyoruz. Sağladıkları imkanları ve iş birlikleri olarak söylüyoruz.”

Dönemin Başbakan Yardımcısı Fikri Işık, Akar’ın bu ifadelerinde “kişilik haklarına saldırı” bulunduğu iddiasıyla Kocaeli 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde manevi tazminat davası açtı. Işık, “Kendisinin FETÖ üyesi olmakla itham edildiği ve kişisel ve siyasi itibarının zarar gördüğünü” ileri sürdü.

“DAVACIYI DERİN ÜZÜNTÜYE SEVK ETTİĞİ…”

Kocaeli 1. Asliye Hukuk Mahkemesi, 7 Aralık 2017’de verdiği kararda, davayı kısmen kabul etti ve Akar’ın 5 bin TL tazminat ödemesine hükmetti. Kararda, “Davalının (Akar’ın) FETÖ’cü isnadını destekleyen bir ipucu açıklamada yer almamaktadır” değerlendirmesi yapıldı. Ancak, kararda; “Davalının eylemi eleştiri sınırını aşarak hukuka aykırı asılsız açıklama niteliğinde olduğundan davacı Fikri Işık’ın kişilik haklarını ihlal ettiği anlaşıldığı, olayın davacıyı (Işık’ı) derin üzüntüye sevk ettiği, yaşamak durumunda kaldıkları manevi acının giderilmesi gerektiği” ifadeleri kullanıldı.

TAZMİNAT, İSTİNAFTA İKİ KATINA ÇIKTI

Her iki taraf da kararı, istinaf mahkemesine taşıdı. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk dairesi, 22 Kasım 2018’de verdiği karardı; Akar’ın istinaf istemini reddetti. Daire, Akar’ın ödemesi gereken tazminat cezasını 5 bin TL’den 10 bin TL’ye çıkardı.

Haydar Akar, istinaf mahkemesi kararının “ifade özgürlüğünün ihlaline yol açtığı” iddiasıyla, 24 Ocak 2019’da Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuruda bulundu.

OYÇOKLUĞU İLE İHLAL KARARI

Anayasa Mahkemesi, 15 Mart 2022’de; Akar’ın ifade özgürlüğünün ihlal edildiğine oyçokluğu ile karar verdi. Akar’a 13 bin 500 TL manevi tazminat ödenmesine de karar verildi. Kararda şu değerlendirmeler yapıldı:

“Konuşmaya bir bütün olarak bakıldığında başvurucu (Akar), Kocaeli Milletvekili sıfatıyla partisinin iç meselelerine, yerel seçimlere ve il sorunlarına ilişkin değerlendirmelerde bulunmuş ve konuşmasının bir bölümünde Türkçe Olimpiyatları’nı emsal göstererek çok sayıda siyasetçi ile birlikte davacının (Işık) da bir zamanlar Fetullah Gülen cemaati olarak anılan ama sonradan devleti ele geçirmeye çalıştıkları anlaşılan örgüt ile ilişkilerinin olduğunu iddia etmiştir. Bundan başka başvurucu konuşmasında ‘FETÖ’cü derken 15 Temmuz’da silahı aldı darbeci diye demiyoruz. Sağladıkları imkanları ve iş birlikleri olarak söylüyoruz’ sözleri ile FETÖ’cü ifadesini davacının 15 Temmuz darbe girişiminin bir parçası olduğu gibi bir iddiaya dayandırmadığını vurgulamıştır.

Ana muhalefet partisi milletvekili olarak o tarihte başbakan yardımcısı olan davacının anılan örgüte yönelik geçmişteki yaklaşımını hedef almıştır. Başvurucunun konuşması somut bazı vakalara dayalı değer yargısı niteliğindedir ve ispatlanması beklenemez.

Başvurucu, kendi seçim bölgesinden milletvekili seçilen ve aynı zamanda başbakan yardımcısı olarak görev yapan davacıyı hedef alarak siyasi arenada avantaj elde etme ve parti teşkilatındaki kişileri motive etme gayesindedir. Bu noktada siyaset adamlarının birbirlerine karşı kullandıkları sözlerin açıkça polemik çıkarmaya, şiddetli tepkiler yaratmaya ve taraflarını konsolide etmeye yönelik siyaset üsluplarının bir parçası olduğu kabul edilmelidir.”

“TAZMİNATA HÜKMEDİLMESİ ORANTISIZ DEĞİLDİR”

Anayasa Mahkemesi üyesi Selahattin Menteş, ihlal kararına karşıoy kullandı. Menteş, karşıoy gerekçesinde şu değerlendirmeleri yaptı:

“Kişilerin şeref ve itibarının korunması basın ve ifade özgürlüğü hürriyetinin korunması konusunda değerlendirme yapılırken mahkemelerce bir dengeleme yapılma zorunluluğu vardır. Maddi vakıaların değerlendirilmesi, yorumlanması ve nitelendirilmesi derece mahkemelerinin takdirindedir. Maddi vakıalar uyuşmazlıkta uygulanacak hukuk kurallarından farklı olarak sadece somut bir olayı değerlendirdiğinde ancak somut olayın şartları çerçevesinde yorumlanabilir ve anlamlandırabilir. Başvurucunun delillerin eksik değerlendirildiği iddiası her şeyden önce kanun yolu şikayeti niteliğindedir. Hakların dengelenmesi kapsamında tazminata hükmedilmesi orantısız değildir.”

(ANKA)