Anayasa Mahkemesi, polisler tarafından darp edilen Edip Elma, Murat Tavşan, Naim Erdoğan ve Yunus Demir’in başvurusu karar bağladı. Yüksek Mahkeme, olaya yönelik soruşturma ve yargılama sürecinde hak ihlali yapıldığına hükmetti. 4 yurttaş, 1 Ekim 2014 tarihinde özel araçlarıyla seyir halindeyken Ankara Altındağ Demirfırka Polis Karakolu’nun bulunduğu sokakta, motosikletli timler amirliğinde görevli polis memurları tarafından durduruldu. […]

AYM’den polis şiddetine ders gibi karar: Eziyet yasağı ihlal edildi

Anayasa Mahkemesi, polisler tarafından darp edilen Edip Elma, Murat Tavşan, Naim Erdoğan ve Yunus Demir’in başvurusu karar bağladı. Yüksek Mahkeme, olaya yönelik soruşturma ve yargılama sürecinde hak ihlali yapıldığına hükmetti.

4 yurttaş, 1 Ekim 2014 tarihinde özel araçlarıyla seyir halindeyken Ankara Altındağ Demirfırka Polis Karakolu’nun bulunduğu sokakta, motosikletli timler amirliğinde görevli polis memurları tarafından durduruldu. Aracın durdurulmasının gerekçesi, polislerin, ‘şüphelenmesi’ olarak gösterildi. Bunun üzerine polisler, Edip Elma, Murat Tavşan, Naim Erdoğan ve Yunus Demir’i araçtan indirdi. Bu esnada da polis memurları ile 4 yurttaş arasında birtakım ‘olaylar’ yaşandı.

‘BURASI BİTLİS, IĞDIR DEĞİL’

Naim Erdoğan’ın kimliğini kontrol eden polis, Erdoğan’ın kimlikteki yaşının küçük olduğunu iddia ederek, Erdoğan’a mesleği ve askerlik durumu ile ilgili sorular sordu. Erdoğan’ın öğrenci olduğunu söylemesi üzerine polis, öğrenci kimliğini görmek istedi. Erdoğan da öğrenci kimliğini cüzdanının içinden gösterdi. Polis buna sinirlendi ve hakaretler eşliğinde Erdoğan’ın üzerine yürüdü. Ancak polis, araya girmek isteyen Yunus Demir’in de üzerine yürüdü. Daha sonra polis, mağdurları kelepçeledi ve sinkaflı sözlerle hakaret etti, fiziksel şiddet uyguladı. Şiddet, bununla da sınırlı kalmadı. Polisler, özellikle Yunus Demir olmak üzere Elma, Tavşan ve Erdoğan’a yoğun miktarda biber gazı sıktı. Devamında polis aracına bindirilen Yunus Demir, orada da şiddete maruz kaldı. Bir polis, “Burası Bitlis, Iğdır değil” şeklinde söylemlerde bulundu.

ŞİDDET SÜRDÜ

Polisler, Yunus Demir haricindekileri 19 Mayıs Stadyumu içerisine götürdü. Daha önce önden taktıkları kelepçeleri ise çıkartıp, arkadan bağladı. Polis merkezinde de 4-5 dakika boyunca şiddet sürdü. Daha sonra sivil giyimli biri gelerek, “Burada ne yapıyorsunuz, işi olmayan dışarı çıksın” dedi. 5-6 polis odadan çıksa da küfür sürdü. Elma, Tavşan ve Erdoğan’dan farklı bir polis merkezine götürülen Demir de darp edildi. Demir, kafası ile burnuna darbe aldı, bunun neticesinde de burnunda kanama meydana geldi. Şiddetin ardından yapılan sağlık muayenesinde de sorunlar yaşandı. Mağdurlar, darp edildiklerini söylemelerine rağmen özenli bir şekilde muayene edilmedi.

RAPORU DÜZENLEYENLERLE GÖRÜŞMÜŞLER

Polislerin sağlık raporlarını düzenleyen personel ile görüşmesi ise dikkat çekti. Yaşananların üzerine Edip Elma, Murat Tavşan, Naim Erdoğan ve Yunus Demir 2 Kasım 2014 tarihinde polisler hakkında suç duyurusunda bulundu. Polisler hakkında ‘hakaret’ ve Demir’e yönelik ‘kasten yaralama’ suçundan kamu davası açıldı. Ancak; Elma, Tavşan, Erdoğan ve Demir hakkında da ‘görevi yaptırmamak için direnme ve hakaret’ suçundan dava açıldı. Buna ek olarak Demir’in ‘tehdit’ suçundan cezalandırılması talep edildi.

POLİSLERDEN AYNI İFADE

Polisler, ifade aşamasında aynı sözleri sarf etti. Polis N.K., İ.Y., E.A. ile R.A., darp ve hakaret etmediklerini, sadece gözaltı işlemi yapmak istediklerini iddia etti. Ankara 7. Asliye Ceza Mahkemesi, 17 Haziran 2015’te karar vererek, Naim Erdoğan, Murat Tavşan, Edip Elma’nın görevi yaptırmamak için direnme suçundan beraatına karar verdi. Demir’e ‘görevi yaptırmamak’tan hapis cezası verildi. Ancak hükmün açıklanması geri bırakıldı, ‘tehdit’ suçundan ceza verilmesine ise yer olmadığına karar verildi. Buna ek olarak 4 yurttaş, ‘kamu görevlisine hakaret’ suçundan hapis cezası aldı, hükmün açıklanması geri bırakıldı. Polisler ise yaralama suçundan sadece ‘adli para cezası’ aldı. Bunun da hükmün açıklaması geri bırakıldı.

DİSİPLİN SORUŞTURMASI BİLE YAPILMAMIŞ

Polis şiddetine maruz kalan 4 kişi polisler hakkında verilen karara itiraz etti. Ankara 10. Ağır Ceza Mahkemesi, 14 Temmuz 2015’te verdiği kararla bu başvuruyu reddetti. Bu karar ile polisler hakkında hiçbir disiplin soruşturmasının başlatılmadığının görülmesi üzerine 4 yurttaş, faillerin cezasız bırakıldıklarını belirterek ‘manevi tazminat’ talebiyle Yüksek Mahkeme’ye başvurdu. Yüksek Mahkeme ise olayda hak ihlali buldu. AYM başvuruculardan Yunus Demir’e 25 bin TL, Edip Elma, Murat Tavşan ve Naim Erdoğan’a da 15 bin TL manevi tazminat ödenmesine oy birliğiyle karar verdi. Kararda, özetle şöyle denildi:

>> Darp edildiği sabit: Somut olayda, Asliye Ceza Mahkemesince yapılan yargılamada, başvuruculardan birinin polis memurları tarafından darp edildiği sabit görülmüştür. Anayasa Mahkemesi, hukuka aykırı ya da orantısız gerçekleşen kuvvet kullanımının derece mahkemeleri tarafından tespit edildiği hâllerde, devletin negatif yükümlülüğüne aykırı davranıldığı sonucuna ulaşmak için başkaca bir değerlendirmeye gerek görmemiştir. Söz konusu başvurucunun sağlık raporuyla tespit edilen yaralanmalarının, polis memurlarınca açıklanamadığı, maruz kaldığı eylemin süresi, amacı, etkisi ve sonuçları birlikte değerlendirildiğinde eylemin eziyet olarak nitelendirilebileceği tespit edilmiştir.”

>> Adalete güven sarsılabilir: Anılan eylem nedeniyle ceza kovuşturması yürütüldüğü dikkate alınarak yargılama sonucunun mağduriyeti ortadan kaldırıp kaldırmadığı incelenmiş, eziyet suçu karşısında gerek adli para cezasına hükmedilmesi gerek hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının sanıklar açısından caydırıcılık ve başvurucu açısından etkili giderim sağlayacak yeterlilikte olmadığı anlaşılmıştır. Öte yandan, polis memurlarının 1.500 TL para cezası ile cezalandırılmasının ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesinin, kamu görevlilerinin karıştığı bu tür eylemlere müsamaha gösterildiği veya kayıtsız kalındığı izlenimi oluşturabileceği; adalete ve hukuk devletine olan güvenin sarsılmasına yol açabileceği değerlendirilmiştir. Bu nedenle derece mahkemelerince verilen kararın sorumluların fiilleriyle orantılı ceza almaları koşulunu yerine getirmediği, başvurucu açısından uygun ve yeterli bir giderim sağlamadığı görülmüştür.

>>Eziyet yasağı ihlal edildi: Anayasa Mahkemesi açıklanan gerekçelerle darbedilen başvurucu yönünden Anayasa’nın 17. maddesinde güvence altına alınan eziyet yasağının hem maddi hem usul boyutunun ihlal edildiğine karar vermiştir. Diğer başvurucular yönünden ise dile getirilen kötü muamele iddialarının derece mahkemelerince incelenmediği görülmüştür. Bu iddiaların maddi boyutu yönünden inceleme yapılabilmesi için Anayasa Mahkemesinin elinde yeterli bilgi ve belge bulunmadığından, bu başvurucular yönünden inceleme yalnızca usul boyutuyla sınırlı tutulmuştur.

 >> Etkili soruşturma ihlali: Usul boyutuyla yapılan incelemede ise başvurucuların polis memurları tarafından darp edildikleri yönündeki iddialarının araştırılmadığı, gerek soruşturma gerek kovuşturma aşamasında bu iddiaların cevapsız bırakıldığı anlaşılmıştır. Darp iddialarının araştırılmamış ve adli sürece konu edilmemiş olmasının etkili soruşturma yükümlülüğünün ihlali niteliğinde olduğu değerlendirilmiştir. Anayasa Mahkemesi açıklanan gerekçelerle bu başvurucular yönünden Anayasa’nın 17. maddesinde koruma altına alınan kötü muamele yasağının usul boyutunun ihlal edildiğine karar vermiştir.