Fidan’ın kaybetmesi Erdoğan’ın yenilgisinin habercisi olarak değerlendirildi. Domino etkisi için başka bir dizi olayın daha gerçekleşmesi gerekiyor.

AYM domino taşı mı?
İrfan Fidan

AYM tüm AKP iktidarları boyunca en çok gündemde olan kurumların başında geliyor. Özellikle siyasete yargı eliyle müdahalede ilk akla gelen kurum oldu.

AYM Başkanlığı için dün yapılan seçimi de bu nedenle ülke gündemini oldukça meşgul etti. Özellikle “Saray’ın kayyumu” olarak nitelendirilen İrfan Fidan’ın aday olacağı bilgisi meseleyi daha da heyecanlı kıldı. Sonuçta Fidan Saray’ın adamı olarak aday oldu olmasına ama 15 kişilik heyet içinde sadece 5 oy alabildi. Zühtü Aslan 8 oy alarak bir kez daha AYM Başkanı seçildi.

Burada Zühtü Aslan’ın kimliğinden, yaptıklarından çok İrfan Fidan’ın kimliği ve yapacaklarına odaklanmakta fayda var. Çok açık ki iktidar hiçbir pürüz olmadan yoluna devam etmek istiyor ve AYM’nin de böyle dizayn edilmesini amaçlıyordu. Ama tamamının AKP döneminde ataması yapılan kurul üyeleri buna izin vermedi.

Erdoğan’ın çok önem verdiği, Bahçeli’nin her salı talimat yolladığı AYM’de iktidara rağmen yaşanan bu gelişmenin mutlaka siyasal sonuçları olacaktır. Hatta bunun bir domino taşı etkisi yaratma ihtimalinden bile söz edilebilir. Önceleri savaş meydanında yaşanın sıralı yenilgi, sonraları ekonomi, politika derken neredeyse gündelik yaşamın tamamında kullandığımız bir terim oldu “domino etkisi” kavramı. Bu durum, adını domino taşlarının art arda yıkılmasından alan bir teoridir. Domino teorisinde bir olay oluşabilmesi için ona elverişli birden fazla olay oluşması ve sonuçlarının da birbirini etkilemesi gerekmektedir. O yüzden AYM seçimlerine yönelik “AKP için domino teorisi başladı” demek için öncesine ve sonrasına da bakmak gerekiyor.

İLK SINAV VEKİL ADAYLIĞI

Anadolu’nun farklı kentlerinde geçen yılın sonuna doğru yaşanan ticaret ve sanayi odaları seçimleri AKP iktidarının geleneksel tabanında hegemonyasını yitirdiğine dair en önemli işaret oldu. Birçok ilde iki liste yarıştı bazı illerde de AKP listeleri seçimi kaybetti. Bürokraside çatlaklar yaşandığına, istifalar beklendiğine dair çok sık haberler yazıldı. Ama bugüne kadar çok önemli bir istifadan bahsetmek mümkün değil. Buna rağmen aktif görevde olmayan çok sayıda bürokratın farklı partilerin genel merkezlerine uğradıkları biliniyor. AKP açısından en önemli sınav şubat ayı sonunda yaşanacak. Erdoğan milletvekili aday listesini şubat ayı sonunda netleştirmesi bekleniyor. Bununla ilgili isimler şimdiden ortaya çıkmaya başladı. AKP’deki en önemli sarsıntının bu noktada çıkması bekleniyor. Grup toplantısında milletvekillerine Erdoğan tarafından yapılan uyarıya da dikkat etmek lazım. Buna ek olarak bir de bakan ayrılıkları var tabii.

YENİDEN ÇATLAK TARTIŞMASI

Berat Albayrak, Süleyman Soylu, Abdülhamit Gül, Hulisi Akar gibi isimler sürekli AKP içinde kanatlar olarak konuşuldu. Önce Albayrak’ın ardından Gül’ün bakanlıktan affını istemesiyle bu mesele (Soylu’nun çıkışlarını saymazsak) konuşulmaz oldu. Ama son AYM meselesi ve milletvekilliği konusunda başlayan yarış konuyu tekrar gündeme getirdi. AYM seçimleri parti içinde gerilimin ne kadar yüksek olduğunu bir kere daha gösterdi.

Bu kararın çıkmasının arkasında yatan gerekçeyi bugün için anlamak mümkün değil. Ama şubat ayı içinde milletvekillikleri ve bakanlıklarda yaşanacak bazı ayrılıkları ve AKP’de yaşanacak çözülmeyi tarih “AYM ile başlayan süreç” diye yazabilir.