AYM zor bir sınavla karşı karşıya

HÜSEYİN ŞİMŞEK

CHP, koronavirüs salgınını sürerken cezaevlerini boşaltma gerekçesi ile hazırlanan ve adli mahkumların tahliyesine yol açan infaz düzenlemesini AYM'ye taşıyacak.

Anayasa Profesörü, İstanbul Milletvekili İbrahim Kaboğlu'nun da aralarında bulunduğu birçok hukukçu milletvekilinin son şeklini verdiği itiraz başvurularında, düzenlemenin tıpkı 1999 yılında olduğu gibi af niteliğinde olduğu vurgulanacak ve Meclis üye tam sayısının beşte üçü olan 360 oydah adah az oyla kabul edilemeyeceği savunulacak.

CHP'li Kaboğlu, başvuruya ilişkin BirGün'e değerlendirmelerde bulundu. Kaboğlu, "AYM'nin 1999 yılında aldığı bir karar var. O kararda, düzenlemenin kapağında 'infaz' yazsa da af niteliğinde olduğu vurgulanıyor. Yeniden böyle bir karar verilmesi gerekiyor" dedi.

İPTAL BİLE VAR

AKP'nin AYM'nin 2007 yılında iptal ettiği bir düzenlemeyi aynen kanuna eklediğini, bunun bile başlı başına bir iptal nedeni olduğunu ifade eden Kaboğlu'nun açıklamalarından öne çıkanlar şöyle: "AKP, kabul edilemez bir metni karşımıza çıkardı. Bilindiği gibi mahkemeden itirazla gelen dosyaları Yargıtay hakimleri karara bağlar. Düzenleme, bu yetkiyi başsavcı ile paylaştırıyor. Oysa böyle bir şey mümkün olamaz.

AYM'nin, 'Ben buna bakmayacağım' demesi mümkün değil. AYM, tıpkı eskiden olduğu gibi kanunun başlığına değil içeriğine bakması gerekiyor. 360 oyla kabul şartı aranmalı. Şekli itirazımız kabul görürse AYM altı ay süre verecek ve 'Bunu yeniden ele alın' diyecek."

"Tutuklu ve hükümlü ayrımı yapılmaması, ana çelişkidir. Gerçek suçlular, siyasi suçlular arasında ayrımcılık yapılmıştır. Terör suçları tümden kapsam dışı tutulmakla, Anayasa ihlal edilmiştir.aym-zor-bir-sinavla-karsi-karsiya-719992-1.

Teklif, her zaman, her yerde ve herkes için suç oluşturan yağma, hırsızlık, kasten yaralama gibi suçlar ile örgüt kurmak ve yönetmek gibi suçların infazına indirim getirirken şiddet unsuru olmayan veya düşünce özgürlüğü ihlali niteliğindeki suçları kapsam dışı tutuyor.

Mesleki faaliyetleri nedeniyle gazeteciler tutuklanıyorken onları hapis ortamında tutmaya devam edecek hiçbir düzenleme meşru olmaz. Temelde adil yargılanma hakkının ihlali nedenine bağlı sorunları gidermeyen bu ve benzeri öneriler, belli siyasi gruplara yakın suç örgütlerine yönelik infaz indirimlerini perdeleme girişiminden öteye gidemez."

"Devletin bireylerin yaşamını koruma yükümlülüğünün en üst eşikte mahpuslara karşı olan yükümlülüğüdür. Bu nedenle, Anayasa’ya aykırı ve ayrımcı düzenleme ile bağlantılı ölümlerden sorumluluk ilkesi, sadece yürütme değil, yasama ve yargı organları için de geçerlidir.

Kuşkusuz, ceza indirimi veya af, eğreti çözümler olup, asıl hedef adil yargılanma hakkı ekseninde kapsamlı bir yargı reformu olmalı. Bu vesile ile adil yargılanma hakkının yedi ana ilkesi vurgulanmalı. Bunun için öncelikli olarak, Anayasa’nın üstünlüğü ve bağlayıcılığı gereği, yürütme, yasama ve yargı organları, adil yargılanma hakkının temel güvenceleri olan Anayasal hükümlere kesinlikle saygı göstermelidir."