Nasılsınız lan fakirler? Nasıl gidiyor fakirlik? Günden güne daha da fakir olmanın kafası iyice geldi mi? İçme suyuna ayda kaç lira veriyorsunuz? Yoksa musluktan mı içiyorsunuz artık? İtibardan tasarruf olmaz dedik dedik, gördünüz mü şimdi itibarınızın itibarını tersten? Yoksa açlıktan yarım ekmek arası Ayasofya’yı filan mı kemiriyorsunuz?

Malum partili insanlık fakiri Ankara başkan yardımcısının da dediği gibi yoksa markette 80-90 lira veremediğiniz için karpuzunuzu evde mi yetiştiriyorsunuz? “Pahalılıktan karpuzu dilim almak zorunda kalıyoruz” diyen vatandaşa, “Karpuzun marketten değil eken yerliden alınmasını söyleyen Terbiyeyoksunuer, “Ben her sene karpuz ekiyorum mesela” dedi unutmayın bakın. Sonra laf gelince de “Ben makara yaptım” dedi utanmadan, sıkılmadan. Ben beyefendinin dediği gibi karpuz ekimi yapacağım ama nereye yapacağımı söylemiyorum. Sadece şöyle söyleyeyim çekirdeklerin karpuza dönüşümünün tadını en güzel şekilde çıkartacak o saygıdeğer beyefendi… Bir de utanmadan fakir halka sonrasında “Makara yaptım” demesi ise bambaşka. Biz de kendilerine makara yapacağız ama değişik bir makara olacak… Topukları karpuza vura vura yollayacağız kendilerini bu ülkenin tepesinden.

***

Tepe dedik de, tek bir tepe var tabii ki bizim ülkemizde. Tek bıyık, tek dudak, tek fikir, tek basket, tek pin pon… Hiçbir işe yaramayan bir kabine toplantısının daha çıkışında milletçe artık tarıma mı destek yapılacak, çiftçiye mi güzellik yapılacak, gereksiz ÖTV’ler mi düşürülecek diye halk olarak halk halk beklerken yine fantastikli, Yüzüklerin Efendisili bir açıklama yapıldı. Keşke Yüzüklerin Efendisi gibi bir açıklama yapılsaydı. Mesela “2023’te kendi ejderhamızı yetiştireceğiz” denilse bile daha anlamlı, daha faydalı bir olay olurdu. Sonuçta ejderhaya gerek bin, ejderinle gerek Or-Gi havalimanında, gerek Zafer havalimanında yolcu taşı, gerekirse terörle mücadelede ya da sınır ötesinde ejderhanı operasyonlara gönder, bir faydası olurdu. Oysa bizim tıs kabine toplantısından sonra gelen müjde ne? “Uzaya insan yollayacağız”… Hele hele hele… Peki ne zaman yollayacağız uzaya insanımızı? 2023 yılında. Yani şimdi mayıs ayındayız, 7 ay var, hadi 4 ay da benden 11 ay sonra uzaya insan yollayacağız öyle mi?

***

Peki bir şey soracağım? Biz uzaya insanı nasıl yollayacağız? Daha geçen gün helyum balonuyla uzaya Rize çayı yollanmaya çalışıldı. Ondan öncesinde yine bir meteoroloji balonuyla uzaya kıymalı börek yollamıştık. Uzaya insanı da artık kıçına kızkaçıran takıp mı yollayacağız acaba? Yoksa yerçekimini ve kaçış hızını aşacak Abdülhamit’in icat ettiği o süpersonik mancınık sayesinde mi uzaya vatandaş yollayacağız? Peki, uzayın bundan haberi var mı? Hadi onu bıraktım, bakın vallahi diyorum, yerli ve milli ejderha yapsak çok daha faydalı olurdu. Uzaya çıkan bir vatandaşımız bizi nasıl kurtaracak, neremize merhem olacak?

***

Uzay programımıza da baktım. Uzaya yollayacağımız vatandaşı Uluslararası Uzay İstasyonu’nda bilimsel araştırma yapmaya yollayacakmışız. Ya düz vatandaş ISS’de ne araştıracak? “Küllük nerede?” diye mi soracak? Ya da “Size doğalgaz kaç lira geldi?” mi diyecek? Kaybettiği çakmağını mı arayacak? Tam orasını da bilemiyorum. Bu arada unutmadan 2023 yılında bir de biliyorsunuz Ay’a sert iniş yapacaktık. Umarım o inişi de artık malum parti karpuzun üzerinde gerçekleştirecek. Çünkü yeterse yeter. Bittik, kuruduk.

Düzgün faydalı hiçbir şey yapmamak da bir yere kadar. Hadi anam, hadi canım 20 yıl oynadın, kalk biraz da arkadaşların oynasın. Bozdun her yerini memleketin, hadi aşkım, hadi bi tanem. Al sana uzay mekiği aldım. Buradan vatandaşlarıma sesleniyorum. Bazılarınız “Saray masrafları çok pahalı” diyor. Ben evde kendi sarayımı yetiştiriyorum. Siz de öyle yapın, daha uygun oluyor.

Zaten memlekette yörüngeye oturan kalkmak bilmiyor, uzay programımız hepimize hayırlı olsun.