Azerbaycan’da çıt çıkarmak yasak
Tüm muhalifleri baskı altına alıp tutuklamalarla susturmaya çalışan Aliyev iktidarı yurtdışındaki Azerbaycanlıları da tahakküm altına almayı amaçlıyor. BirGün’e konuşan Azerbaycanlı kadın öğrenci, “Türkiye’de son bir aydır var olan olan baskı Azerbaycan’da hayat rutini. Ülkemize dönmek tutuklanmak demek” dedi.

Sarya Toprak
saryatoprak@birgun.netAzerbaycan Cumhuriyeti Türkiye Büyükelçiliği Eğitim Müşavirliği’nin İBB’ye yönelik operasyonun ardından başlayan protestoların ilk haftasında Türkiye’de öğrenim gören Azerbaycanlı öğrencilere “eylemlere katılmama” çağrısında bulunmasına tepki yağdı. Aliyev iktidarı ülkedeki tüm muhalifleri baskı altına alıp tutuklamalarla susturmaya çalışırken yurtdışındaki Azerbaycanlıları da tahakküm altına almayı amaçlıyor. Aliyev iktidarıyla yakın ilişki kuran AKP iktidarı ise muhaliflere sürekli “deport” sopasını gösteriyor.
DAYANAMADIM
Tehditlerle boğuşan, ülkesine dönemeyenlerden biri de İstanbul Üniversitesi’nde yüksek lisans eğitimi alan bir kadın. BirGün’e ulaşan öğrenci Türkiye’de son bir aydır var olan olan baskının Azerbaycan’da hayat rutini olduğunu belirterek şöyle dedi: “Babamdan şiddet görüyordum. Dayanamadım artık ve Türkiye’ye geldim. Kadınların Azerbaycan’da hiçbir şikayeti dikkate alınmıyor. Kadınları şiddetten koruyacak hiçbir önleyici politika yok. Var olanlar da uygulanmıyor”
Erkek arkadaşının da bir senedir tutuklu olduğunu belirten öğrenci, “Ülkeme dönersem ben de tutuklanacağım. Yıldırma politikaları izliyorlar. Bir kadın evli değilse ama sevgilisi varsa tutuklanınca telefonuna el koyuluyor. Sevgilisiyle olan mesajları ifşalanıyor. Ailesine gönderiliyor. Yani diyorlar ki biz sizi öldüremiyoruz, aileniz öldürsün” ifadelerini kullandı.
ÖRGÜTLENMEK YASAK
Kendi ülkesinde hiçbir örgütlenme alanı olmadığının altını çizen öğrenci, “Ben hayvan hakları ve kadın hakları alanında var olmak istiyorum. Ama Azerbaycan’da böyle bir alan yok. Bu sene 8 Mart yürüyüşü bile yapılamadı. Feministleri tutukladılar. Tutuklanmayanlar kaçmak zorunda kaldı. Ülkesinden uzakta yaşıyor” diye konuştu.
Hayvan hakları konusunda yasaların nasıl işlediğini bile bilmediğini söyleyen öğrenci, “Türkiye gibi değil. Belediye mi ilgileniyor valilik mi bilmiyoruz. Barınak falan da yok. Hayvanların bile ölüme terk edildiği bir ülke” dedi.
SÜREKLİ DEPORT TEHDİDİ
İstanbul Üniversitesi öğrencisi olarak 19 Mart sonrası protestolara yüzünü kapatarak katıldığını belirten öğrenci, “Sürekli deport edilmekle tehdit ediliyoruz. Azerbaycan bizim iyiliğimiz için olduğunu söylüyor. Biz yabancı öğrenci olduğumuz için okula para ödüyoruz. Burs başvurusu yaptığımızda o zaman tez konunuzu biz belirleyeceğiz diyorlar. Ben milliyetçilik üzerine çalışmak istediğim için burs alamadım. Bu mu iyiliğimizi düşünmek?” diye sordu.
Türkiye ve Azerbaycan’ın çok fazla benzerliği olsa da farklılığı da olduğunu vurgulayan öğrenci sözlerine şöyle devam etti: “Azerbaycan’da şu an ölüm oruçları var. İnsanlar bunun için bile ses çıkaramıyor. Türkiye’de İmamoğlu için binlerce kişi eylem yapıyor ama bizim ülkemizde öyle değil. Herkesi tutukluyorlar, insanlar korkuyor.”
∗∗∗
BASKI İKTİDARI
Yıllardır Aliyev ailesi tarafından yönetilen Azerbaycan’da muhalefet partileri sık sık kapatma tehditleriyle karşı karşıya kalıyor. Seçimler, uluslararası standartlara aykırı şekilde göstermelik olarak yapılıyor. Bağımsız medya kuruluşları kapatılıyor veya ekonomik yaptırımlarla sindiriliyor. İnternet üzerinden yayın yapan muhalif platformlara erişim engeli getiriliyor. Muhalif gazeteciler ve insan hakları savunucuları “karalama”, “devlet sırlarını ifşa etme” gibi muğlak suçlamalarla gözaltına alınıyor, tutuklanıyor.
∗∗∗
TÜRKİYE İLE BENZER ERİŞİM KISITI
Türkiye’de olduğu gibi Azerbaycan’da da protesto dönemlerinde internet bağlantısı kesilerek sosyal medya platformlarına erişim sınırlandırılıyor. Muhaliflerin sosyal medya hesapları vs. takip ediliyor. Bazı durumlarda özel hayatları hedef alınarak itibarsızlaştırma kampanyaları yürütülüyor.
∗∗∗
EN BÜYÜK DÜŞMAN FEMİNİSTLER!
Kadınlar her yıl 8 Mart ve 25 Kasım gibi uluslararası günlerde Bakü'de protestolar düzenlemeye çalışıyor. Ancak bu yürüyüşler genellikle polis müdahalesiyle dağıtılıyor. Birçok kadın aktivist darp edilerek gözaltına alınıyor, tutuklanıyor. Feminizm “batı icadı” denilerek şeytanlaştırılıyor. Kadın hakları savunucularına yönelik cezalar genellikle “toplumsal düzeni bozmak”, “izinsiz gösteri yapmak” veya “polis emirlerine itaatsizlik” gibi muğlak suçlamalarla veriliyor.
∗∗∗
DİJİTAL MECRALAR ARAÇ
Sokakta ifade özgürlüğü kısıtlandığı için kadınlar mücadeleyi Instagram, X ve Telegram gibi platformlara taşıdı. “#FeminaAzerbaijan” gibi etiketlerle örgütlenen feminist kolektifler, hem bilgi paylaşımı yapıyor hem de kadın cinayetleri ve cinsel saldırı vakalarını görünür kılıyor. Kadınlar atölyeler, online toplantılar, fanzinler ve çeviri çalışmalarıyla dayanışmayı güçlendirmeye çalışıyor.