92’ler Kulübü Ada futbolundaki 92 profesyonel kulübün statlarında maç izlemiş taraftarların kurduğu bir çeşit futbol tarikatı. İngiltere’nin Dünya Kupasını kazandığı 1966’da kurulan kulübün üye sayısı sadece 1.240.

Azim gerektiren uzun bir yolculuk: 92’ler Kulübü
Fotoğraf: BirGün

Yazılmış en güzel futbol kitabı “Gölgede ve Güneşte Futbol”da şöyle yazar Eduardo Galeano: “Taraftar, haftada bir kez evinden kaçar ve stadyumun yolunu tutar. Bayraklar sallanır, kaynanazırıltıları öter, maytaplar atılır, davullar çalınır, konfetiler yağar gökyüzünden. Kent yok olur, rutin olan her şey unutulur, gerçek olan tek şey tapınaktır. Bu kutsal alanda, ateisti olmayan tek dinin kutsal yönleri seyredilir. Taraftarlar, meleklerin nöbetçi şeytanlarla yapacakları mücadeleyi canlı olarak görebilmek için bu hac yolculuğunu yerine getirir.”

Günümüz futbolunda bu hac yolculuğu için haftada bir kez evden kaçmak yetmiyor ne yazık ki. Malum, her gün maç. Geçmiş sezonlarda, Arsenal’in Emirates Stadında bir haftada üç maç izlemiş naçizane bir futbolsever olarak bu durumu iyi bilenlerdenim. Eskiden haftanın 6. günü oynanırdı bütün maçlar, aynı saatte başlar, aynı saatte biterdi, cumartesi denilince akla ilk maç gelirdi. A Clockwork Orange’ın yazarı İngiliz edebiyatçı Anthony Burgess, futbolun sadece hafta sonları oynandığı çok eskide kalmış zamanları şöyle anlatır: “Five days shalt thou labour, as the Bible says. The seventh day is the Lord thy God’s. The sixth day is for football. (İncil’de yazıldığı gibi, beş gün çalışacaksın. Yedinci gün Tanrı’nın, altıncı gün futbolun.)” Şimdi ise maç her gün, yolculuk her gün. Bir arkadaşım var 60’lara merdiven dayamış, futbola adanmış bir ömürde çok stat gezmiş, çok görmüş bir futbol dilencisi. Geçenlerde “92’ler Kulübü”ne girmesine az kaldığından bahsediyordu, sanırım üç ya da dört kalmış o elit kulübün üyeleri arasına girmeye. Bebek bekleyen bir baba misali heyecanla bekliyordu üyeliği...

PRÖMİER LİGDE 92 STADI TAMAMLAMAK ŞART

Bu vesileyle anlatalım “92’ler Kulübü”nü bilmeyenlere. Ada futbolunda yer alan 92 profesyonel kulübün statlarında maç izlemiş taraftarların kurmuş olduğu bir çeşit futbol tarikatı. Üye olmanın yegâne koşulu, ülkenin 92 profesyonel futbol stadında maç izlemiş olmak. 92 stadı tamamladığınız sezon, 92 kulübün de profesyonel liglerde yer alması gerekiyor, malum küme düşmeler ve çıkmalar. Kurucusu Gordon Pearce, Bristol City taraftarı ve İngiltere’nin Dünya Kupasını kazandığı 1966’da kurmuş 92’ler Kulübünü, ilk üye de kendisi olmuş elbet. 2006’da üye sayısı 1.100’e ulaşmış. Şimdilerde bu sayı 1.240.

“Azim gerektiren uzun bir yolculuk” diyor ve devam ediyor; “ailesi, düzenli bir işi veya ilişkisi olanlar için ve pie (İngilizlerin maç günleri satılan böreği) sevmeyenler için zor. Buz gibi bir şubat akşamında, uzun bir yolculuktan sonra Derby County’nin sisle kaplanmış Pride Park Stadında titreyerek maç izlemek herkese göre değil!”

Kulüp üyelerinden Roger Titford, 70’li yaşlarda. Premier Lig takımlarından Reading’in sezonluk bilet sahibi, futbol yazarlığıyla uğraşıyor. Takımını ilk kez 1964’te, o yıllarda Reading’e ev sahipliği yapan Elm Park Stadında izlemiş ve 92’ler Kulübüne girmeye 25 sene sonra Stoke City’nin Victoria Stadındaki maçtan sonra hak kazanmış. “Maçlara gide gele, bir zaman sonra fark ediyorsunuz ki kazara ülkenin 60-65 stadını ziyaret etmişsiniz. Hele de ‘asansör’ takımlardan birinin taraftarıysanız, sezonlar geçtikçe gördüğünüz stat sayısı da haliyle artıyor” diyor BBC’ye verdiği söyleşinde.

Birmingham City taraftarı Duncan Adams, 48 yaşında ve 92’ler Kulübü üyeliğini 1996-97 sezonunda kazanmış. Kendi kurmuş olduğu web sitesinde (https://footballgroundguide.com) deplasman takımı taraftarları için her türlü faydalı bilgi mevcut. En renkli publar, yeme içme mekânları, bilet fiyatları, maçı izleyebileceğiniz en keyifli tribün, takım tezahüratları, hatta ‘pie’ satan börekçiden stada kadar olan yürüme mesafesi. Stada araba ile gelecekler için, maçtan sonra trafiğe takılmadan hızlıca kaçabileceğiniz ara yollar bile düşünülmüş. “92 stadın 55’ini takımımla yaptığım deplasman yolculuklarında gördüm” diyor web sitesinde. Siteyi kurduktan sonra, 92’ler Kulübü üyeliği kesmemiş olacak ki, devam etmiş Ada’da o stat bu stat gezmeye. İngiltere, Galler ve İskoç liginin amatör kümelerindeki statları da tavaf etmiş, 270’in üzerinde statta maç izlemişliği var futbol hacısının...

Onca zaman gezip gördüğü statlarda inanılmaz görüntülere şahit olmuş. 1987’de, kaybedenin küme düşeceği Burnley - Orient maçı sonrası mesela. “Takımları kümede kalınca stadın damında zafer sarhoşluğuyla dans eden Burnley taraftarlarını unutamam” diyor. Kulüp üyelerinin en fazla ziyaret ettikleri stat Brentford’un şimdilerde tarih olmuş Griffin Park Stadı. Kurmuş oldukları web sitesinde (www.92club.co.uk) en sıkı maç atmosferini Portsmouth’un Fratton Park Stadında yaşadıklarını dile getiriyorlar. İkinci sırada Sheffield United’ın Bramall Lane Stadı geliyor. Üyelere göre Premier Lig’de maç izlemenin en keyif verdiği mabet Newcastle’ın St James Park’ı. Rakip takım taraftarlarının sıklıkla alaycı ‘burası kütüphaneyi andırıyor’ tezahüratına konu olan bizim Arsenal’in Emirates Stadı en iyi maç atmosferi sırasında 78. sırada. Listenin son sırasında MK Dons’un bir futbol arenasından çok buz hokeyi statlarını hatırlatan Stadium MK Stadı yer alıyor.

SADECE İNGİLTERE’YE MAHSUS DEĞİL

Bu “ground-spotting” hadisesi sadece İngiltere’ye mahsus değil elbet. Değişilmez futbol dergisi “When Saturday Comes” yazarlarından Ian Plenderleith, Almanya’da ayda bir çıkan, parlak kuşe kağıda basılmış, kalınca “Stadium World” (Stadionwelt) dergisinin Alman futbol hacıları için yazıldığını, hayli de ilgi gördüğünü söylüyor.

Bana gelince... Bu köşede nicedir yazdığım naçizane futbol yazıları ve BirGün vesilesiyle 66’yı buldum. “Uzak dediğin önce içinde birikir insanın, sonrası yalnızca yol” der şair ama sen gel o yolları arşınlayanlara sor, Liverpool’un kuzeyi benim için uzak diyarlar. Tavaf ettiğim futbol mabetlerinden topladığım buzdolabı magnetleri o maçların anısına. Anlayacağınız önündeki yolu hayli uzun bir futbolsever olarak 92’ler Kulübü’ne girmem zor. Velhasıl o kıdemli hacıların yanında, bizimkisi olsa olsa çaylak üye olabilme özlemi…