Azınlıklar diken üstünde
Suriye’de emperyalist dizayn dahilinde yönetime getirilen HTŞ’ye bağlı cihatçı grupların vahşeti sürüyor. Selefi cihatçıların katlettiği Alevilerin sayısı 1000’e yaklaşırken ülkedeki azınlıklar endişeli. Ülke içindeki gruplar ile uluslararası toplumdan tepkiler gelirken HTŞ yönetimi katliamlara sessiz. Akademisyen Sezer, cihatçı grupların varlığının yeni çatışmalar doğuracağını söylüyor.

Umut Can FIRTINA
Suriye’de emperyalist planlar dâhilinde yönetime getirilen selefi cihatçı gruplar azınlıkların endişelerini haklı çıkardı. Cihatçıların Alevilerin yoğun yaşadığı bölgelerde saldırıları ve infazları sürerken ülkedeki azınlıklar diken üstünde.
Suriye’de Heyet Tahrir el Şam (HTŞ) yönetimine bağlı cihatçı grupların, Alevi nüfusun yoğunlukta olduğu Lazkiye ve Tartus bölgelerinde Alevilere yönelik etnik temizlik saldırıları ve toplu infazlar sürüyor.
Geçici yönetimin Savunma Bakanlığı Sözcüsü Hüseyin Abdülgani, ülkenin sahil şeridinde devrik Beşar Esad yönetimine bağlı milislere karşı başlatılan askeri “operasyonların” sona erdiğini duyurdu. Abdülgani, “Güçlerimiz, Lazkiye ilindeki Muhtariyye, Muzayria ve Zubara köyleri ile Tartus ilindeki Dalye, Tanita ve Kadmous köylerinde devrik rejimin kalıntılarını etkisiz hale getirdi” dedi.
KATLİAMLAR SÜRÜYOR
Ancak Londra merkezli Suriye İnsan Hakları Gözlemevi (SOHR) bazı bölgelerde sivillere yönelik saldırıların devam ettiğini bildirdi. Çoğunlukla Alevilerin yaşadığı Banyas’ta yağma ve infazların sürdüğünü kaydeden SOHR, sivil can kaybının 973’e yükseldiğini duyurdu. Hayatını kaybedenlerin sayısının 1311'e ulaştığı ifade edildi.
ALEVİLER ÇARESİZ
Cezasızlığın suçların tekrarlanmasını teşvik ettiğini ve Suriye’nin toplumsal barışını hedef aldığını vurgulayan SOHR, ülkenin iç savaşın eşiğinde olduğunu belirtti. Sahil kesimlerindeki saldırılarda iç savaşın başladığı 2011’den bu yana en yüksek ölüm oranlarına ulaşıldığına dikkat çeken SOHR’un açıklamasında “Alevi toplumu çaresiz durumda olduğu” ve “gerilimin daha da tırmanabileceği” uyarısı yaptı.
SOHR, Şam yönetimine de çağrıda bulunarak, toplu infazları gerçekleştiren güvenlik güçlerinin yargılanmasını ve cezasızlık politikasına son verilmesini istedi.
‘DIŞ GÜÇLER SORUMLU’
HTŞ lideri Muhammed el Colani ise Alevilere yönelik katliamlara değinmeyerek yaşananlardan “Esad ve dış güçleri” sorumlu tuttu. Suriye’nin “bir tehdit” ile karşı karşıya olduğunu belirten Colani, “Esad rejiminin kalıntıları ve onları destekleyen dış güçlerin ülkeyi iç savaşa sürüklemeye çalıştığını” öne sürdü.
ROJAVA’DAN TEPKİ
Rojava yönetiminden yapılan açıklamada ise Alevilere yönelik katliamların “Suriye halkını tekrarlanmasını istemediği karanlık bir döneme geri döndürdüğünü” kaydetti. “Cinayet ve katliamlar, egemen zihniyetin devam ettiğini açıkça gösteriyor” denilen açıklamada suçluların adil ve şeffaf şekilde cezalandırılması ve tüm Suriye halkını kapsayan ulusal diyaloğun oluşturulması çağrısı yaptı.
∗∗∗
KÜRT MAHALLESİNDE CİHATÇILAR İLE SDG ÇATIŞTI
Suriye’nin Halep ilinde, çoğunlukla Kürtlerin yaşadığı Şey Maksut Mahallesi’nde Suriye Demokratik Güçleri (SDG) ile HTŞ yönetimine bağlı güçler arasında çatışma yaşandı. Rudaw’ın haberine göre çatışmada hükümete bağlı 12 güvenlik görevlisinin hayatını kaybettiği bildirildi. Çatışmada, bir sivil ve 3 SDG mensubunun da yaralandığı aktarıldı. Yerel kaynakların bildirdiğine göre Suriye hükümetine bağlı silahlı güçler önceki gece Şeyh Maksut Mahallesi’ndeki bir kontrol noktasına saldırı düzenledi. Suriye Savunma Bakanlığı Sözcüsü Hasan Abdülgani ise SDG’nin kendi güçlerine saldırdığını, ancak “saldırıyı püskürttüklerini” söyledi.
∗∗∗
SALDIRI VE İSTİKRARSIZLIK İKLİMİ DEVAM EDECEK
İstanbul Gedik Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nden Dr. Öğr. Üyesi Selim Sezer, cihatçı grupların Alevilere yönelik mezhepçi saldırılarını ve Suriye’deki çatışma ortamını BirGün’e değerlendirdi:
“Suriye’de birinci dereceden hedef olan grup en başından beri zaten Alevilerdi. Bu saldırganlığın diğer gruplara yönelip yönelmeyeceğini göreceğiz. HTŞ ve diğer milis gruplar Lazkiye, Tartus ve hatta Hama bölgelerinde yaşayan yerli nüfusa, özellikle de Alevi nüfusa karşı çok yoğun saldırılar başlattı. Bunu bir gözdağı olarak tanımlamak mümkün. Aynı zamanda da çok sayıda kontrolsüz grup da var. Özellikle Çeçen ve Uygur militanlardan oluşan bu silahlı grupların saldırıları doğrudan doğruya aslında sivil halka yönelmiş durumda. Bağımsız kaynakların gösterdiği üzere bu saldırılarda evler basıldı, insanlar bir yere toplandı ve infaz edildi.
HTŞ yönetiminin sıklıkla söylediği şeylerden biri herkesten silahların toplanması, resmi kuvvetler dışında ülkede silahlı birlik bırakılmaması. Ancak, uygulamaya bakıldığı zaman yeni yönetimi yanlısı onlarca farklı grubun silahlarının toplanmasının daha arka planda olduğu anlaşılıyor. Yani yönetim için tehdit oluşturan ya da tehdit oluşturma potansiyeli bulunan gruplar yabancı cihatçılar değil. Onlar tali olarak görülüyor.
Bu grupların 14 yıllık iç savaş sürecinde birbirlerine karşı bile savaştıklarını göz önünde bulundurursak, önümüzdeki süreçte farklı düzeylerde çatışmalar ve saldırılar bekleyebiliriz. Her ne kadar Colani durumun kontrol altına alındığını söylese de tüm bu grupların da varlığını sürdürmesi sebebiyle, geçici olarak bir sükûnet sağlansa bile daha sonra benzer süreçlerin yaşanma ihtimali kuvvetle muhtemel. Birçok grup silah bırakmaya direnecektir. Suriye’de toprak bütünlüğünün sağlanarak farklı grupların orduya entegre olması ülkenin önündeki en ciddi meselelerden ve kısa vadede gerçekleşecek gibi durmuyor. Önümüzdeki süreçlerde ülkede farklı türlerden çeşitli çatışma ve istikrarsızlık durumları olası görünüyor.”

Dr. Öğr. Üyesi
∗∗∗
BEYAZ SARAY’DAN ‘RADİKAL İSLAMCI’ TEPKİSİ
ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, Suriye'de azınlıklara yönelik katliamların arkasındaki “radikal İslamcı teröristleri” kınadı ve ülkedeki geçici yönetimin sorumlulardan hesap sormasını talep etti. Rubio, “ABD’nin Suriye'nin Hıristiyan, Dürzi, Alevi ve Kürt toplulukları dâhil dini ve etnik azınlıklarının yanında olduğunu, ölenlere ve ailelerine başsağlığı dilediklerini” kaydetti.
Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Yüksek Komiseri Volker Turk de cinayetlerin “derhal durdurulması gerektiğini” söyledi. Turk, yaptığı açıklamada, “Kimliği belirlenemeyen failler tarafından mezhepsel temelde yargısız infazlar yapıldığına dair haberler var. Bu infazlar geçici hükümetin güvenlik güçleri ve eski hükümetle bağlantılı unsurlar tarafından gerçekleştiriliyor” dedi.