DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Altılı Masa’nın cumhurbaşkanlığı seçiminin ardından oluşturacağı hükümet biçimine ilişkin, “Anayasa, bütün yetkileri cumhurbaşkanına veriyor ama biz, cumhurbaşkanımızın bu yetkileri destek veren partilerle istişare halinde kullanmasını istiyoruz. Bu çerçeveyi ayrıntılarıyla saptamak istiyoruz ki seçimlerden sonra herhangi bir kafa karışıklığı olmasın” dedi.

Babacan'dan 'hükümet biçimi' yorumu: İstişare istiyoruz

Demokrasi ve Atılım Partisi (DEVA) Genel Başkanı Ali Babacan, Altılı Masa’nın parlamenter sisteme dönüş, hükümet biçimi ve cumhurbaşkanı adayına ilişkin yaptığı açıklamada, “Anayasa bütün yetkileri cumhurbaşkanına veriyor ama biz, cumhurbaşkanımızın bu yetkileri destek veren partilerle istişare halinde kullanmasını istiyoruz” diyerek seçimlerin ardından yaşanabilecek kafa karışıklığının önüne geçilmek istendiğini belirtti.

Babacan, 24 Ocak’ta İspanya’nın El Pais gazetesine verdiği demeçte, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkında verilen hapis ve siyasi yasak kararı ile HDP'nin Hazine hesaplarına bloke konulmasını “Demokrasimiz hasta ama yaşıyor” sözleri ile değerlendirdi.

“SEÇİM SİSTEMİ OLDUKÇA GÜVENLİ”

Babacan, cumhurbaşkanlığı seçiminin güvenilirliği hakkında, “Türkiye'deki seçim sistemi genel olarak oldukça güvenlidir. Sonuçları etkileyebilecek çok sınırlı yollar vardır. Bu yüzden yakın değil, net bir zafer hedefimiz var. Net bir galibiyet olursa herhangi bir sorun beklemiyorum” diye konuştu.

"BAZI SEÇİM BÖLGELERİNDE ORTAK ADAYIN SEÇİLMESİ"

Altılı Masa’nın cumhurbaşkanı adayını neden açıklamadığına ilişkin soruya yanıt veren Babacan, "Koalisyonda net önceliklerimiz ve net bir zaman çizelgemiz var. Bunlardan ilki parlamenter sisteme geri dönmek için bir anayasa reform paketi sunmaktı. Bunu Kasım ayında sunduk ve koalisyonda yüzde 100 mutabakat sağladık. Şimdi ikinci aşamadayız. Bu çalışmada iki konu üzerinde çalışıyoruz. Ortak bir hükümet programı ve aynı zamanda ülkeyi nasıl yöneteceğimize dair bir çerçeve. Birincisi, ekonomi, eğitim, sağlık, dış politika vb. politikalarımızı nasıl uyumlu hale getireceğimizi tanımlar. İkincisi ise yönetim şeklidir. Anayasa tüm yetkileri cumhurbaşkanına veriyor ama biz cumhurbaşkanımızın bu yetkileri kendisini destekleyen partilerle istişare ederek kullanmasını istiyoruz. Seçimlerden sonra herhangi bir kafa karışıklığı yaşanmaması için bu çerçeveyi ayrıntılı olarak tanımlamak istiyoruz. Üçüncü adım, cumhurbaşkanlığı ve bazı seçim bölgelerinde milletvekilliği için ortak adayların seçilmesidir” ifadelerine yer verdi.

“TÜRKİYE EKONOMİSİ GÜÇLÜ”

Yüksek enflasyona ilişkin konuşan Babacan, Türkiye ekonomisinin güçlü olduğunu belirterek “11 yıl Türkiye ekonomisinin başındaydım. Türkiye'nin ekonomisi güçlü. Salgından, savaştan, enerji krizinden geçtik ve ülke hayatta kaldı. Daha iyi politikalarla Türkiye çok daha iyisini yapma potansiyeline sahip. Akılcı bir ekonomik programla, özgürlükler, insan hakları, hukukun üstünlüğü çerçevesinde reformlarla Türkiye'ye büyük bir ivme kazandırılabilir” değerlendirmesinde bulundu.

ORTAK ADAY VURGUSU

Babacan, İBB Başkanı İmamoğlu ve HDP'nin kapatılması davası ve Hazine hesaplarına bloke konulmasına ilişkin ise "Demokrasimiz hasta ama hala yaşıyor. Seçimler 14 Mayıs'ta yapılacak. Bizimki gibi muhalefet partileri hazırlık yapıyor. Muhalefet, STK'lar ya da özgür basın için koşullar kolay değildir. Yine de hazırlıklarımızı yapıyor ve onlara doğru ilerliyoruz. Bu seçimler Türkiye için olduğu kadar Avrupa'da ve ötesinde demokrasiyi destekleyen herkes için de önemlidir. Türkiye güçlü bir demokrasi geleneğine sahip güçlü bir ülkedir. Açık bir toplumumuz var. Gençlerimiz dünyadan haberdar ve Türkiye'nin demokrasi ve güçlü bir ekonomi olmasını istiyor. Bu cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimlerinin bir değişim anı olacağı konusunda umutluyuz" ifadelerine yer verdi.