İttifaklar meselesi önümüzdeki sürecin temel başlıklarından biri olurken DEVA lideri Babacan’ın vals yapanları hedef alan çıkışı tartışma yarattı. Babacan’ın en önemli motivasyonu Erdoğan sonrası döneme hazırlanmak.

Babacan neden şimdi konuştu?

MEHMET EMİN KURNAZ

Önümüzdeki birkaç yıl iktidar ve muhalefet blokları açısından oldukça kritik geçecek. Erken seçim, yeni anayasa ve seçim barajı tartışmaları, siyasette ittifaklar meselesini de ana gündem maddelerinden biri haline getiriyor. Siyasi parti ve aktörler konumlarını önümüzdeki dönemin kodlarına göre güncellerken Millet İttifakı çeperinde yer alan DEVA Partisi lideri Ali Babacan’ın 30 Ağustos çıkışı tartışma yarattı. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin (İBB) organize ettiği törendeki vals gösterisini hedef alan Babacan, milli günlerde dindar vatandaşların sınava çekildiğini iddia ederek "Millî günlerimiz üzerinden, bu ülkenin dindar vatandaşlarına göndermeler yapılmasına izin vermeyiz. Bu zihniyete pabuç bırakmayız. Kimse boşuna heveslenmesin” dedi.

Yenilik söylemlerinin aksine 30 Ağustos’u geleneksel kodlarla eleştiren Babacan’ın ani çıkışı üzerine bazı senaryolar kurulabilir:

1-Erdoğansız döneme hazırlık

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın mevcut koşullarda iktidarını daha fazla sürdürmesinin mümkün olmadığı herkesin malumu. Tüm parti ve siyasi aktörler Erdoğan sonrası siyasette yeniden konum almaya çalışacak. AKP’nin 2002 ile 2013 yılları arasındaki dönemine öykünen bir koalisyonun ipuçları da şimdiden görünür durumda. İktidar bloku içinde Erdoğan’ın ardından liderliği alacak alternatif bir ismin çıkmaması DEVA Partisi lideri Babacan’ın da iştahını kabartıyor. Babacan, AKP’den ayrılsa da içeriyle temaslarını tamamen koparmış değil, bazı milletvekilleriyle bağlarını sürdürüyor. Kendisini Erdoğan sonrası döneme hazırlıyor.

2-Cumhurbaşkanı adayı tartışması

Erken seçim tartışmalarının alevlendiği bugünlerde Cumhurbaşkanlığı adaylığı meselesi muhalefet blokunun da önemli gündemlerinden biri haline geldi. İBB Başkanı İmamoğlu’ndan ABB Başkanı Mansur Yavaş’a pek çok ismin yanı sıra CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun adaylığı da çokça dillendiriliyor. Daha çok CHP ve İYİ Parti arasında tartışılan başkanlık meselesine Babacan da kendi adayıyla ya da en azından kendinin de onay verdiği bir isimle gitmek istiyor. Ali Babacan için diğer önemli başlık da olası bir seçimin ardından oluşacak yeni süreçte ne kadar belirleyici olacağı. Bu konuda da bugün görünür olan oy oranından çok daha etkili bir pozisyonda olmak istediği açık. Gelecekteki hedeflerine ulaşması için geçiş sürecinde belirleyici olmak istiyor. Pazarlığa yukarıdan başlıyor.

3- İlgi çekmek istiyor

İktidar blokunun tabanında yaşanan erime neredeyse tüm anketlere yansıdı. Ancak AKP’ye alternatif olma hedefi taşıyan Gelecek ve DEVA Partileri bir sıçrama gerçekleştiremedi. Kamuoyu yoklamalarına göre her iki partinin de yüzde 1’in bile altında kaldığı görüldü. Öte yandan AKP’den kopan çok geniş bir kitle ’kararsızlar’ içinde yer alıyor. Babacan, geleneksel kodlarına dönerek önümüzdeki süreçte bu kesimleri etkilemek isteyebilir. Tipik merkez-sağ söylemler ile devam edilemeyeceği düşüncesi Babacan’ı daha fazla sağ-popülist söylemlere yöneltebilir.

4-Yeniden bir araya gelmeleri mümkün mü?

Önümüzdeki süreçte küçük bir ihtimal dahi olsa Cumhur İttifakı içinde yer almayı bir seçenek olarak elinde tutmak istiyor. AKP’nin böyle bir desteğe ihtiyacı olması durumda Babacan meseleyi bir daha değerlendirebilir. Eski arkadaşlarına kapıyı tam olarak kapatmıyor.