2023 seçimlerine ilişkin değerlendirmelerde bulunan DEVA Partisi Genel Başkanı Babacan, “Unutmayalım ki şu andaki sistem, ilk turda hem Cumhurbaşkanlığı’nı kazanmak istiyorsak hem de Meclis’te nitelikli çoğunluğu sağlamak istiyorsak partileri iş birliği içerisinde olmaya zorlayan bir sistem” dedi.

Babacan: Şu andaki sistem, partileri iş birliği içerisinde olmaya zorlayan bir sistem
Fotoğraf: Depophotos

Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, “Ortak aday hedefi varsa bu ortak adayın ismi belirlendikten sonra hangi konuda ne söyleyeceği, kurulacak hükümetin neler yapacağıyla alakalı bir çalışmaya ihtiyaç var. Olmayacaksa o zaman her parti kendi adayı ile yoluna devam eder. Unutmayalım ki şu andaki sistem, ilk turda hem Cumhurbaşkanlığı’nı kazanmak istiyorsak hem de Meclis’te nitelikli çoğunluğu sağlamak istiyorsak partileri iş birliği içerisinde olmaya zorlayan bir sistem” dedi.

DEVA Partisi Genel Başkanı Babacan, partisinin bu akşam İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Florya Tesisleri’nde düzenlediği istişare ve değerlendirme yemeğine katıldı.

DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Yeneroğlu ve İstanbul İl Başkanı Erhan Erol ile partililerin de katıldığı etkinlikte konuşan Babacan, şunları söyledi:

"Şu anda Türkiye’nin temel hiçbir sorununa çözüm üretemeyen bir yönetim yapısı var artık Türkiye’de. Yapamıyorlar. Mümkün değil. Mevcut sorunlar büyüyor. Üstelik bunun dışında yeni yeni sorunlar oluşuyor. Şu andaki sistem, o bir kişinin imzasıyla her türlü kararın alındığı sistem, tamamen artık iflas etmiş durumda. Çünkü Türkiye büyük bir ülke. 85 milyon nüfusuyla Avrupa’nın en büyük ve en genç nüfusuna sahibiz. Avrupa’nın en büyük toprakları bizim. Avrupa’nın en büyük tarım arazileri bizim fakat bu büyük ülkenin, öyle Beştepe’deki bir odadan bir imza ile yönetilmesi mümkün değil. Devlet yönetiminin yetkisinin mutlaka üst kademelerden alt kademelere doğru devredilmesi gerekiyor. Aynı zamanda merkezden de yerele doğru bu yetkinin devredilmesi gerekiyor.

'ÜLKEYİ YÖNETENLERİN ZİHNİNDE DEMOKRASİNİN KIRINTISI BİLE KALMADI'

Yerinden yönetim anlayışının Türkiye’de hâkim olması gerekiyor. Bu yönetim sistemiyle alakalı ama aynı zamanda Türkiye’de eğer gerçekten birinci sınıf bir ekonomiyi hedefliyorsak, gerçekten yüksek gelirli, üst gelire sahip bir ülke olmak istiyorsak, birinci sınıf bir hukuk devleti olmak zorundayız aynı zamanda. Şu andaki iktidar bunu bir türlü anlamadı. ‘Ben her gün hukuku çiğnerim. Her gün adaleti ayaklar altına alırım. Bir anlamda ekonomiyi toparlarım’ zannediyorlar ama olmuyor. Biz bunu gördüğümüz için şu anda ülkeyi yönetenlerin zihin dünyasında, hukuk ve adalet kavramlarının artık tamamen yok olduğunu bildiğimiz için, şu anda ülkeyi yönetenlerin zihninde artık demokrasinin kırıntısının bile kalmadığını bildiğimiz için biz DEVA Partisi’ni kurmaya karar verdik. Bunun için yola çıktık.

'BİZE KARŞI ÇOK CİDDİ MEDYA BLOKAJI VAR'

Şu anda bize karşı yürütülen çok ciddi bir medya blokajı var. Devletin sahibi olduğu veya tehditle, teşvikle kontrol ettiği gazetelerde, televizyonlarda, DEVA Partisi’nin adını duymak hemen hemen mümkün değil. Belki ayda yılda bir, olumsuz bir şey yakalayacaklar da bizi yıpratacağını düşünerek haber yapacaklar. Birkaç denediler, baktılar; o da bize yarıyor. Çünkü hiç duymayanlar duyuyor. Şimdi onu da yapmamaya başladılar. Şu andaki politika, hiç görmemek, yok varsaymak. Siz istediğiniz kadar kendi kontrolünüzdeki televizyonlarda, gazetelerde yok sayın. Bu millet artık DEVA Partisi’ni tanıdı, tanıyor, destekliyor ve insanların kalbinde, gönlünde ve zihninde yer eden bir siyasi partiyi siz isterseniz görmezden gelin, millet gayet iyi görüyor ve destekliyor. Bunları aştık.

'MESELE ANAYASA’YI DEĞİŞTİRMEKSE İLLAKİ PARTİLER ARASI MUTABAKAT GEREKİR'

Altılı Masa çalışmalarına verdiğimiz katkılar, burada bugüne kadar yapılan en önemli çalışma, parlamenter sisteme geçiş. Altı siyasi parti uzlaşıp ortak bir belge hazırladı. ‘Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem’. Türkiye’de siyasetin uzlaşıyla, diyalogla yapılabilecek olduğunu dünya aleme göstermiş olduk. Bu önemli bir aşamaydı. Yakın siyasi tarihimizde hiçbir zaman bir parti, kendi başına Anayasa’yı değiştirecek bir Meclis aritmetiğini yakalayamadı. Mesele Anayasa’yı değiştirmekse illaki partiler arası mutabakat gerekir. Biz, seçimlerden sonra parlamenter sisteme geçmek için gerekli olacak mutabakat zeminini bugünden oluşturduk ki ülkemiz vakit kaybetmesin.

Bir başka çalışma alanı da altı partinin temel politika alanlarında bir ortak söylem gayreti. Biz bunu da önemli görüyoruz. Çünkü eğer bir ortak aday hedefi varsa bu ortak adayın ismi belirlendikten sonra hangi konuda ne söyleyeceği, kurulacak hükümetin neler yapacağıyla alakalı bir çalışmaya ihtiyaç var. Bu çalışmanın bu ortak adayı destekleyen partilerle ve ortak adayın da içinde olduğu bir süreçle yapılması gerekiyor. En azından ortak adayın bir seçim beyannamesi gerekiyor. İşte bunun için de biz bugünden çalışması gerektiğini düşünüyoruz. Bunun için de bugünden partiler arası bir sürecin başlaması gerektiğini düşünüyoruz. Eğer ortak aday olacaksa ve ortak bir yönetme iradesi varsa. Yok, olmayacaksa o zaman tabii ki işin doğalı her parti kendi çalışır. Kendi çalışmalarını ortaya koyar. Kendi adayı ile yoluna devam eder ama unutmayalım ki şu andaki sistem, ilk turda hem Cumhurbaşkanlığı’nı kazanmak istiyorsak hem de Meclis’te nitelikli çoğunluğu sağlamak istiyorsak partileri iş birliği içerisinde olmaya zorlayan bir sistem."

ANKA