Bir baba ve bir kız çocuğu değilseniz bilemezsiniz.

Bir baba ve bir kız çocuğu değilseniz bilemezsiniz. En büyük aşklar babalar ve kızlarının yaşadıklarıdır. “ Bana bir masal anlat baba” şarkısını duyduğunda ağlamayan bir kız çocuğu neredeyse yoktur. Babalarımızın yaptığı kötü esprilere bile gülebiliriz. O babadır. Yeri bambaşkadır.

Küçük bir çocukken ve sıkça ateşlenirken ben, annem ve anneannem başımda beklerdi. Hala hatırlarım. Ama babam kapıdan içeri girdiğinde bir hafta hiç uyumadan başımda beklemiş gibi minnet duyardım ona. Akılda kalan film kareleri gibi gözümün önünden geçer o anlar ne zaman hatırlasam. Ve annemden, anneannemden çok ona minnet duyarım. Hatıralarımda hep o ön planda, hep o başroldedir. Haksızlık yaptığımı bilsem de engel olamam gözümün önünde canlanan karelerin içindeki kahraman hallerine. İçimdeki sesler birleşir ve hep babamı haklı çıkarırlar. Daha çok yorulan ve koşuşturan annem ve anneannem o zamanlara denk gelen bütün karelerde arka planda, ikinci rollerdedir. Kim bilir bu kadınlar neler yaptılar benim için. Ama ben her şeyden çok babamın bana özenle soyduğu mandalinaları ve bana teker teker yedirişini hatırlıyorum. Bütün ilgisi benim üzerimde yoğunlaştığından çıkan ateşimi bile unutturacak kadar mutlu olduğumu, bana sımsıkı sarılıp “birkaç yıl sonra sana böyle sarılmama izin vermeyeceksin, şimdi doya doya tadını çıkarıyorum” dediğinde çok da neden bahsettiğini anlamadan bütün sevimliliğimi takınıp kucağına nasıl atladığımı hiç unutmuyorum.

Gün gelir kız çocukları büyür. Ve o gün başka erkekler, babalarının gözünde hiç büyümeyen kızlarına başka gözlerle bakmaya başlarlar. Babalar hırçınlaşır. Kız çocukları saldırganlaşır. Aşk savaşa dönüşür. Ancak babalar ve kızlar arasına giren ergenlik dönemi bile bu büyülü ilişkinin kök salmasını engelleyemez. Anneler ise kendilerine düşen role razı olurlar.

Siz biz değilseniz bilemezsiniz. Bir kız çocuğu babasının yanındayken, otuz yaşında çocuklu bir iş kadını bile olsa küçük bir kız çocuğudur sadece. Onun yanındayken her şey ve herkes dışarıda kalır. Kendini en çok onun kollarında güvende hisseder, hayatına ne kadar erkek girerse girsin hep en çok onu sever. Küçükken kimseyle paylaşmak istemedim babamı. Büyüdüğümde ise o beni  başka erkeklerle paylaşmak istemedi. Onun benim özgürlüğüme kısıtlamalar getirmesi, benim mini eteğim  zaman zaman aramızı bozdu. Her yaşta başka bir kavgamız oldu. Bu aşk – savaş hiç bitmedi. Aşkın bir dili olduğu gibi babalar ve kızları arasında da kimsenin anlamadığı bir iletişim vardır.

Bir baba ve bir kız çocuğu değilseniz bilemezsiniz. Bir kız çocuğu hangi yaşa gelirse gelsin konu babası olunca “ benim babam senin babanı döver” mantığını güder. Yanlışlık aramayın. Çünkü bizim babalarımız gerçekten de sizin babalarınızı döver.