Leeds United tarihinin efsanelerinden Norman Hunter da koronavirüsün kurbanlarından biri oldu. 76 yaşında yaşamını yitiren Hunter’ın ve 70'lerin unutulmaz takımı Leeds'in hikâyesi

Bacak ısıran Norman

Norman Hunter… Covid-19’un futbol dünyasından kopardığı son isim. Bazılarınızın “o da kim” dediğini duyar gibiyim. Müsaadenizle…

Leeds United tarihinin efsanelerinden biriydi Hunter. Kaya gibi sertti, bazen dokunuşları ipeksiydi. 28 defa oynadığı milli takımda Bobby Moore’un gölgesinde kalsa da, o şaşalı dönemin bir temsilcisiydi.

Aslında her şey 1943’te Kuzey İngiltere’de başlamıştı. İsmi, doğumundan kısa bir süre önce ölen babasından yadigardı. Yöresinin takımı Newcastle United’da oynar denirken, lise zamanında Leeds’in yolunu tuttuğunda henüz 15’indeydi. Elektrik tesisatçısı olmayacaktı. Delikanlı beğenildiyse de pek çelimsizdi. Tevatüre göre sürekli çiğ yumurta yiyerek güçleniyordu.

A Takım formasıyla ilk maçına çıktığında henüz 18’inde olan Hunter, 15 yılda toplam 729 defa sahne alacaktı. Savunmanın göbeğinde Jack Charlton’la ortaklığı dillere destandı. Don Revie’nin idaresinde Leeds United 1960 ve 1970’lerde kanatlanmış, o ekibin üyeleri Ada’da markalaşmıştı. Fakat samimi olmak gerekirse, hiç de hoş anılmamışlardı.

Serttiler, rakiplerinin canını yakmaktan çekinmiyorlardı. Kazanmak için adeta her yol mubahtı. Zamanın forvetlerin Alan Peacock, “Onlardan dayak yiyeceğime, onlara katıldım” diyerek Leeds’e niye transfer olduğunu anlatmıştı. Futbolun gördüğü en büyük zarafet abidelerinden George Best’in tekmelik takmak zorunda kaldığı tek rakip de onlardı. İşte o takımda Hunter’ın lakabı “Bacak Isıran Norman”dı!

Yer yer “1-0”dan şaşmıyorlar, ikinci gol için gerekmedikçe uğraşmıyorlardı. Revie sonradan katı defansif anlayışını değiştirse de kötü çocukların kumandanıydı. Karşısında dönemin iki efsanesi vardı: Bill Shankly’nin Liverpool’u ve Matt Busby’nin Manchester United’ı…

O ve öğrencileri ligde iki şampiyonluk görmüş, beş defa ikincilikte kalmıştı. Federasyon Kupası bir kez kaldırılmış, üç final kaybedilmişti. Zamanın Fuar Şehirleri, sonranın UEFA Kupası’nı iki defa kazanan Leeds, bir finalden de boynu büyük ayrılmıştı.

Yıl 1973, yer Selanik…

Kupa Galipleri Kupası finalinde Revie ve şürekâsı, Milan’la kozlarını paylaşıyordu. İtalyanlar maçın başında buldukları golle öndeydi. Fakat sahada olan biten tribünlerdeki Yunan taraftarların sabrını taşırıyordu. Karşılaşmayı yöneten vatandaşları Christos Michas, o kadar taraf tutuyordu ki… Son anlarda Hunter atılmış, mücadelede başka gol olmamıştı.

Çizme’nin devi şampiyonluk kutlarken, sahaya yabancı maddeler yağıyordu. Onlardan çok, hedef hakemdi. Başlatılan soruşturmanın sonucunda Michas ömür boyu futboldan men edildiyse de Milan’ın kupasına dokunulmamıştı.

Aynı yıl Wembley’de oynanan Dünya Kupası elemelerindeki Polonya maçında Norman’ın hatası gole mâl oluyordu. Mücadele berabere bitince elenen futbolun beşiği, şampiyonayı televizyondan izlemişti.

1974’te takımı şampiyon yapan Revie, İngiltere’nin başına geçiyordu. Onun koltuğuna Brian Clough’ın oturması birçoklarını şaşırtmıştı. Selefinin oynattığı çirkin futbolu daha önce defalarca eleştiren unutulmaz hocanın Leeds serüveni sadece 44 gün sürmüştü. Ekim ayında göreve gelen Jimmy Armfield, sürpriz bir şekilde “Beyazlar”ı Şampiyon Kulüpler Kupası’nda finale taşımıştı.

Paris’te Bayern Münih, Franz Roth ve Gerd Müller’in golleriyle gülerken, İngilizler yine hakemden şikayetçiydi. Hunter bu sefer kızarmadıysa da maç golsüz sürerken, attıkları bir gole ofsayt denmiş, iki de penaltı bekledikleri pozisyon devam etmişti. Tesadüf bu ya, o karşılaşmada düdük çalan Fransız Michel Kitabdjian da geçen ay 89 yaşında ölmüştü.

1976’da senelerini geçirdiği camiadan ayrılan Bacak Isıran Norman, Bristol City’nin yolunu tutuyordu. Son durağı Barnsley’de oyuncu-menajerlik de yaptıktan sonra 1982’de aktif futbolculuğa veda etmişti. 1987’de de Rotterham United’da teknik direktörlüğe noktayı koymuştu.

Bacak Isıran, 1993’te radyoya transfer oluyor, bu seneye kadar BBC’nin yerel Leeds radyosunda da görev yapıyor, camianın baba figürlerinden biri olarak da biliniyordu.

Unutulmaz savunma oyuncusu, 1966 Dünya Kupası’nı kazanan kadronun da bir parçasıydı. Fakat sadece finalde oynayanlara madalya verildiğinden, onun elleri boş kalmıştı. İngiltere Futbol Federasyonu’nun kampanyası sonuç veriyor, solak stoper madalyasına ancak 2009’da kavuşuyordu.

Önce Bonetti, şimdi Hunter… Wembey’de Kraliçe İkinci Elizabeth’in önünde kupa kaldıran 22 kişilik takımdan 11’i öldü, geriye 11’i kaldı. Bakalım sıradaki kim olacak, onun da mı yanında aynı virüs illeti yazacak?