Yarının ilk festival konseri, Johann Sebastian Bach ile başlıyor, onunla kapanıyor. Bestecinin konserde toplam yedi parçası var

Bach Bahçe’de

Hakan Erdoğan, festivallerini sıra dışı yerlerde yapmayı da, onlara olağandışı adlar takmayı da sever. Mesela ‘Kahvaltıda Caz’ konserlerini unutmak mümkün mü? Brunch refakatinde, amatör DJ’lerin çaldığı parçalarla başlar, caz konseriyle devam ederdi. Ramazan’da Caz ise, sadece isim olarak değil proje olarak da ilgi çekiciydi. Üstelik kısa süren bir festival de olmadı, halen devam ediyor.

Ne var ki, Hakan Erdoğan aslında caz festivalleri değil, klasik müzik festivalleri düzenler. İlk bakışta insana adı yanlışmış gibi gelen Bachçede Yaz Festivali de böyle bir festival. İsimde yanlış yok, çünkü hem bahçede olan, hem de Bach ruhu taşıyan bir festival. Bahçede, çünkü mekânı Sabancı Müzesi Bahçesi. Tıpkı Kahvaltıda Caz gibi… Bach ruhu taşıdığı da kesin, çünkü Hakan Erdoğan tam anlamıyla bir Johann Sebastian Bach tutkunudur.

Festivalin yarınki ilk konserinin başlığı, “İki Keman Konseri: J.S. Bach ve Ondan Önceki Dahilerden Füg ve Kanonlar”. Sanatçılar ise, François Fernandez ile Yun Kyung Kim. Fernandez’i daha önce Bach in Love ve Bach Günleri etkinliklerinde dinlemiştik. Zaten, Evin İlyasoğlu’nun da dediği gibi, Hakan Erdoğan Prodüksiyon’un müdavim bir dinleyici kitlesi ve müdavim sanatçıları var. Yun Kyung Kim de, eşi François ile birlikte, müdavim sanatçıların oluşturduğu La Petite Band’e katkı sağlamıştı. Konserden önce saat 19:30’da da Evin İlyasoğlu “Müzik ve Kadın” diye bir konuşma yapacak.

Bachçede Yaz Festivali 5 Eylül Çarşamba akşamı programındaki, “Beethoven Konseri”nde Jiri Barta (viyolonsel) ile Terezie Violava’yı (piyano) var. Jiri Barta klasik müzik severlerin yakından tanıdığı bir sanatçı. nKapalı gişe konserleri burada da sayısız hayranı olduğunun bir kanıtı. Terezia Fialova ise, Çek Cumhuriyeti’nin solo piyanistlerinden biri sayılıyor. İkisi konserde Ludwig van Beethoven’in 2 ve 3 numaralı viyolonsel-piyano sonatlarını çalacaklar. Barta ayrıca, Bach’ın 6 numaralı solo viyolonsel süitini çalacak. Bu konserden önce Doğan Hızlan, 19:30’da müzik arşivini dinleyicilerle paylaşacak.

14 Eylül’de ise Alexander Rudin the Seed’de Bach’ın solo viyolonsel süitlerini çalacak. Yukarıda La Petite Band’den söz etmiştik. Kurucusu da Festival’de. Sigiswald Kuijken ve Marie Kuijken, 22 Eylül’deki son konserde, Bach’ın meşhur klavsen ve keman sonatlarını The Seed’de çalacaklar. 11 Eylül Salı akşamındaki konser ise, bir tür sürpriz konser sayılabilir Çağdaş Avrupa’nın en eski barok orkestrası Hortus Musicus’un şefi ve kemancısı Andres Mustonen triosu ile, Sabancı Müzesi Fıstıklı Teras’ta, Bach’tan Balkan müziğine bir geçiş sunacak.

Yarının ilk Festival konseri, Johann Sebastian Bach ile başlıyor, onunla kapanıyor. Bestecinin konserde toplam yedi parçası var. Birden fazla bestesi olanlardan biri de Alman Barok besteci Georg Philipp Telemann, ama o “daha önceki dâhiler”den sayılmaz. Bach’tan yalnızca dört yaş büyük.

Buna karşılık konserde Bach’tan sonra en fazla bestesi olan kişi, yani Orlando Gibbons, 1583 doğumlu. Geç Tudor ve erken Jakoben dönemlerinin org ve diz üstünde çalınan küçük klavsen ustası olan bu İngiliz müzisyen, müzisyenlerle dolu bir aileden geliyor. Konserde onun fantazyalarını dinleyeceğiz.

Bach sevenlerin gözü aydın diyoruz. Aya İrini’de 1998’deki “Bach, Caz ve Lale Devri”nden bu yana, Hakan Erdoğan Productions onları hem Bach’sız bırakmadı, hem de klasik müzik konserlerinin keyifli bir atmosfer içinde geçmesini sağladı.