Ücretlerin dönem boyunca sabit, fiyatların serbest olduğu “serbest piyasa” ekonomisinde ücret artışları fiyat artışlarının arkasında kalıyor. Emekçiler asgari ücrete zam bekliyor. İktidar hukuk dışı bahaneler peşinde. Asgari ücret komisyonunu toplama yetkisi ise Bakanlığa ait.

Bahane üretmeyin acilen zam yapın

Türkiye 2022’in ilk aylarında 2000’li yılların en pahalı dönemlerinden birini yaşıyor. Bu durum doğal olarak asgari ücret tartışmalarını da gündeme getiriyor. Çünkü Türkiye’de asgari ücret artık ortalama ücret durumunda. TÜİK Şubat 2022’de tüketici enflasyonunu 54,4, gıda enflasyonunu ise yüzde 64,5 olarak açıkladı. TÜİK bugün mart ayı enflasyonunu açıklayacak. İstanbul Ticaret Odası (İTO) Mart 2022 İstanbul Ücretliler Geçinme Endeksini yüzde 63,3, Türk-İş Mart 2022 gıda enflasyonunu yüzde 76,4 olarak açıkladı. DİSK-AR tarafından hesaplanan Şubat 2022 emekli ve dar gelirli gıda enflasyonu yüzde 82-95 bandında seyrediyor. ENAGrup ise Şubat ayında Tüketici Fiyat Endeksindeki 12 aylık artışı yüzde 123,8 olarak hesapladı.


Fiyatlar serbest ücretler sabit!

Kısaca 2022 yılının ilk aylarında resmi tüketici ve gıda enflasyonu yüzde 55-65 bandında seyrederken bağımsız araştırma ve tahminlerde çok daha yüksek bir fiyat artışı söz konusu. Zaten bunu pazarda, alışverişte de hissetmek mümkün. Fiyatlarda inanılmaz artışlar var ve bu süreceğe benziyor. Türkiye 1970’lerin sonundan 2000’lerin başına kadar üç haneli rakamlara ulaşan yüksek enflasyonlu bir dönem yaşamıştı. Şimdi yaşanan pahalılık AKP’li yılların en yükseği. AKP Aralık 2002'de yüzde 29,7 ile devraldığı enflasyonu 20 yıl sonra yüzde 55,4'e yükseltti.


İşte bu manzara içinde ücret artışları büyük önem arz ediyor. Bilindiği gibi enflasyon adeta bir kanunsuz vergive gasp gibi emekçilerin ve dar gelirlilerin alım gücünü düşürüyor, gelirlerini elinden alıyor. Ücretlerin dönem boyunca sabit, fiyatların serbest olduğu “serbest piyasa” ekonomisinde ücret artışları fiyat artışlarının arkasında kalıyor! Sonuçta alım gücü düşüyor, yoksullaşma artıyor. İşte buna pahalılık deniyor!

Enflasyona karşı korunmanın en temel yolu ücretleri de artırmak. Ücretler açısından en temel kategori asgari ücret. Asgari Ücret Tespit Komisyonu Aralık 2021’de 2022 yılı net asgari ücretini yüzde 50,5 artışla 4 bin 253 TL olarak belirlemişti. “Tarihin en büyük asgari ücret artışı” olarak iddia edilen bu zam kısa sürede fiyat artışları karşısında eridi ve Temmuz 2022’de asgari ücretin yeniden belirlenmesi tartışmaları başladı. DİSK asgari ücretin yeniden belirlenmesi için bir süredir kampanya yürütüyor. Ancak AKP yetkililerinden önce asgari ücretin artabileceğine ilişkin sinyaller gelirken daha sonra Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Prof. Dr. Vedat Bilgin ve Cumhurbaşkanı Erdoğan asgari ücretin Temmuz’da artırılmasına karşı çıkan açıklamalar yaptı. Fiyatlardaki devasa artışa rağmen asgari ücretin yeniden artırılmasına karşı hükümetten ciddi bir direnç var.

‘İsa değil Musa, baston değil asa’

Bakanı Bilgin “Asgari ücret eğer Meclis gündeme getirip değiştirmezse aralık ayında belirlenir. Yasal durum aralık ayını gösteriyor” şeklinde bir değerlendirme yaparken Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Erdoğan da asgari ücretinin vaktinin aralık ayı olduğunu söyledi.

Hükümetten bu yönde açıklamalar gelirken Asgari Ücret Tespit Komisyonunda işçi kanadı olarak yer alan ve asgari ücretin artırılmasının savunması gereken Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay inanılmaz bir açıklama yaptı. Haziran ayında asgari ücrete zam geleceği iddialarını yalanlayan Atalay “Biz asgari ücreti haziran ayında hiç görüşmedik. Bunun günü aralık ayı. Aralık ayında taraflar toplanır” deyiverdi.

Hangi birini düzelteyim! Meşhur anekdotta olduğu gibi “İsa değil Musa, baston değil asa, Dicle değil Kızıldeniz.” Önce asgari ücretin saptanmasına ilişkin hukuki duruma bakalım. Yasal engel var mı? Konu Meclisin yetkisinde mi? Hayır konu net ve açık. Asgari ücretin yeniden belirlemesini için mevzuat değişikliğine gerek yok. 4857 sayılı İş Kanunu ‘nun “Asgari ücret” başlıklı 39. maddesine göre “İş sözleşmesi ile çalışan ve bu Kanunun kapsamında olan veya olmayan her türlü̈ işçinin ekonomik ve sosyal durumlarının düzenlenmesi için Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca Asgari Ücret Tespit Komisyonu aracılığı ile ücretlerin asgari sınırları en geç̧ iki yılda bir belirlenir.”

Dolayısıyla iki yılı geçmemek kaydıyla asgari ücret herhangi bir zamanda belirlenebilir. Asgari ücretin altı ayda veya üç ayda belirlenmesinin önünde bir engel yok. Bunun için mevzuat değişikliğine de gerek yok. Peki Komisyonu kim toplayabilir? Komisyonu toplantıya çağırma yetkisi Çalışma Bakanlığı’ndadır.
Bu vesileyle kamuoyunda oluşturulan bir algıyı da düzeltmek gerekir. Türkiye’de asgari ücret yasal olarak hükümet tarafından belirlenmiyor. Dünyada böyle ülkeler var. Asgari ücret ABD, Brezilya, Hollanda, Lüksemburg, Malta, İspanya, Yeni Zelanda ve Yunanistan gibi ülkelerde hükümet tarafından tespit edilirken, Almanya, Fransa, İngiltere, Portekiz, Polonya ve Türkiye gibi ülkelerde ise hükümetler ve sosyal taraflar (işçi ve işveren örgütleri) arasında müzakere ve danışma yoluyla belirleniyor. Türkiye’de yetki hükümette veya idari bir makamda değil, Asgari Ücret Tespit Komisyonundadır. Türkiye’nin asgari ücret sisteminde Bakan’ın veya Cumhurbaşkanı’nın hukuki bir yetkisi yok. Kuşkusuz Komisyonda yer alan bürokratlar hükümetin talimatıyla hareket ediyor ama yine de nihai karar Komisyona aittir ve kesindir.

Çalışma Bakanı’ndan gerçek dışı iddialar

Öte yandan gerek sayın Bilgin ve sayın Atalay aksini söylese Türkiye’de yakın geçmişte yüksek enflasyon dönemlerinde yılda iki kez asgari ücret saptandı. 1990’lı yıllarda, 2000’lerde ve hatta 2004’te AKP hükümeti döneminde asgari ücret yılda iki kez saptandı. Kayıtlar ve tutanaklar elinizin altında. Lütfen biraz özen. Kamuoyunu yanıltmayın.

Asgari ücretin artırılması geçim şartlarının gereğidir. 2022 asgari ücreti yılın ilk aylarında resmi enflasyonun altında kaldı. Türk-İş tarafından açıklanan Mart 2022 açlık sınırı 4 bin 928 lira ile asgari ücretin 675 TL üstündedir. Bekar bir işçinin yaşam maliyeti ise 6 bin 500 liraya dayandı. Yoksulluk sınırı ise 16 bin lirayı aştı. Bütün bu gerçekler asgari ücrete yıl ortasında tekrar zam yapılmasını zorunlu kılıyor. Fiyatlar başına buyruk her ay artarken “asgari ücretin zamanı aralıktır” adil değil, hakkaniyetli değil!

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı sayın Bilgin asgari ücrete temmuz ayında zam yapılmamasının gerekçesi olarak “Türkiye tarihinde ilk kez asgari ücreti yüzde 50 üzerinde artırdık. Bugünlerde yeniden asgari ücret tartışmalarını anlamlı bulmuyorum” dedi. Sayın Bakan sosyal politika kökenli bir akademisyen. Dolayısıyla bu konuları oldukça vakıf olduğuna şüphe yok. Ancak Bakanın iddiası doğru değil, bilimsel temeli yok. Asgari ücretin ülke çapında saptandığı 1974 yılında bu yana asgari ücrete yüzde 50’nın çok üzerinde zamlar yapıldı.

1974 yılından bu yana ve çoğu 1980 ve 1990’larda olmak üzere asgari ücrete 15 kez yüzde 50’nin çok üzerinde zam yapıldı. Asgari ücrete yüzde 50 zam ilk değil. Örneğin 1999’daki artış yüzde 111’di. 2002’de yüzde 65’ti. Öte yandan konuyu parasal değil reel asgari ücret artışı açısından da bakacak olursak 2022 asgari ücret artışı en yüksek reel artış değil. Geçmişte enflasyonun çok daha üzerinde artışlar oldu. “Halep oradaysa arşın buradadır.” Kamuoyuna doğru bilgiler vermek lazım.

Türk-İş tutumunu değiştirmeli

Asgari ücretin yeniden belirlenmesi için bütün koşullar mevcutken asgari ücretin artırılmaması için ayak direme oldukça ilginç. Özellikle Türk-İş başkanının mevcut söyleminden vazgeçip asgari ücretin yeniden saptanmasını net biçimde savunması lazım. Aksi halde “Komisyondaki işçi kanadı bile istemiyor” gibi tuhaf bir tablo ortaya çıkacak. Sendikaların bir bölümün asgari ücret artışına sıcak bakmadığı sır değil. Toplu iş sözleşmelerindeki ücret artışlarının asgari ücret artışından düşük kalmasından tedirgin oldukları anlaşılıyor. Bunun yolu asgari ücret artışı konusunda ayak diremek değil, yüksek enflasyon dönemlerinde çalışanların alım gücünü koruyacak toplu iş sözleşmeleri yapmaktır.

Gerçek dışı bahanelerle asgari ücret artışının meşruluğunu ortadan kaldırmak mümkün değil. Dolayısıyla “zamanı aralıktır”, “biz hiç haziran ayında asgari ücret görüşmedik” veya “tarihin en yüksek artışını yaptık” gibi hukuksuz, gerçek dışı ve bilim dışı beyanları bir kenara bırakıp asgari ücretin 2022 Temmuz ayında artırılması için kolları sıvamak lazım. Doğalgaza, akaryakıta, elektriğe, peynire, ete her an zam geliyorsa asgari ücrete de zam yapılması gerekir.