İşçi sınıfı ayakta. Büyüyen grev dalgasını değerlendiren RMT üyesi Hedley, bu mücadelenin tüm dünyada güç ve zenginlikteki adaletsizliği ortadan kaldırdığı zaman devrimci bir duruma dönüşeceğini söylüyor.

Bahar çok yakın
RMT sendikasına bağlı yaklaşık 40 bin işçi, haziran ve temmuzda toplam 4 gün iş bıraktı. (Fotoğraflar: RMT)

Yaren ÇOLAK

Salgının ardından ekonomik krizin yükü tüm dünyada işçi sınıfının omuzlarına yüklendi. İngiltere’de de yıllık enflasyon yüzde 9,4’le son 40 yılın en yüksek seviyesine çıktı ve fatura emekçiye kesildi. İlk olarak demiryolu işçileri ücretlerin ve çalışma koşullarının iyileştirilmesi talebiyle iş bıraktı ardından grev dalgası büyüdü. Tren şoförleri, sağlıkçılar, itfaiyeciler, eğitimciler, avukatlar, telekomünikasyon gibi farklı sektörlerde aynı gür ses yükselmeye başladı.

İngiltere, İskoçya ve Galler’de 20 Haziran’da demiryolu işçileri son 30 yılın en büyük grevine çıktı. 3 gün süren grevde yapılan yüzde 3’lük zam teklifinin ve işçi çıkarma taleplerinin kabul edilemez olduğunu savunan 40 binden fazla emekçi, iş bıraktı. Ulaşımı hatta hayatı durma noktasına getiren bu grevin ardından talepleri karşılanmayan yaklaşık 5 bin işçi, 30 Temmuz’da tekrar iş bıraktı. İngiltere’deki Güneydoğu ve Batı Mindlas tren hatları dahil olmak üzere birçok tren hattında grev nedeniyle aksamalar yaşandı. Haklarını alana kadar eylemlerinin devam edeceğini belirten demiryolu işçileri bu ay da greve gitmeyi planlıyor.

Ülkenin en güçlü sendikaları arasında yer alan Demiryolu, Denizcilik ve Taşımacılık Sendikası’nın (RMT), önceki dönem genel sekreter yardımcısı Steve Hedley, BirGün’ün sorularını yanıtladı.

Steve Hedley, RMT önceki dönem genel sekreter yardımcısıSteve Hedley, RMT önceki dönem genel sekreter yardımcısı

Yaklaşık 40 bin işçinin katılımıyla gerçekleşen demiryolu işçileri grevi çok ses getirdi. Eylemler ne kadar devam edecek?

Demiryolu işçilerinin eylemi, taleplerini kazanmak, enflasyona uygun bir ücret artışı almak, zorunlu işten çıkarmaların ve koşullarda kötüleşme olmaması talebiyle başladı. Bu gereklilik devam ettiği sürece eylemler de sürecek.

Peki, İngiltere’de son günlerde yükselen işçi mücadelesinin temelinde ne var?

Britanya’daki işçiler, yaklaşık son 10 yıldır enflasyonun altında bir maaş artışı aldı. 2 yıllık Covid-19 sırasında ise maaş artışları tamamen donduruldu.

Enerji faturaları ciddi bir şekilde artarken, pandemide çarklar dönsün diye çalışmak zorunda bırakılan işçilerin yaşam standartları yüzde 20 civarında düştü. Faturalar, birçok insan için iki katına hatta daha fazlasına çıktı. Bu süreçte enerji şirketlerinin 2022’nin 6 ayında geçen yıla göre %500 kâr artışıyla vurgunculuğu sürüyor.

Demiryolu işçileri çalışma koşullarının ve maaşlarının iyileştirilmesini istiyor. Ancak sorun yalnızca demiryollarında değil, İngiltere’de büyük bir grev algası var. Havayolu çalışanları eyleme hazır, postacılar ayaklandı, hatta avukatlar greve gidiyor.

NE SERMAYE NE HÜKÜMET İŞÇİLER KAZANACAK

Bu grev dalgası nasıl başladı? Sermaye ve hükümet üzerindeki etkisi ne oldu?

Yaklaşık 40 bin işçinin katılımıyla gerçekleşen grevler, neredeyse tüm demiryolu ağını kapatmakta çok etkiliydi. Ulaşım durma noktasına geldi. Hükümet, çoğu insanın aynı gemide olduğu gerçeğini ve ülkenin grevcilerin kazanmasını isteyen ruh halini ciddi şekilde hafife alsa da havada ve karada devam eden bu kararlı eylemlerin kazananı biz olacağız.

İngiltere 1970’li yıllarda büyük bir grev dalgası yaşadı. Ancak o dönemde işçi sınıfının mücadelesi sendika ve işçi düşmanı yasalarla engellenmeye çalışıldı. Şimdi yarım asır sonra tekrar yükselişe geçen işçi mücadelesinin o dönemle benzerlik ve farklılıkları neler?

Sendika karşıtı yasalar, grev kırıcılar ne kadar engel olamya çalışsalar da işçinin önünde duramazlar. İşçi sınıfı mücadeleden vazgeçmez, vazgeçmeyecek. Pandemiyle beraber artan sömürü ve eşitsizlik nedeniyle işçiler haklarını yine sokakta aramaya başladı. 70’lerde yaşanan grevler sendikal değil bağımsızdı. Sendika bürokratları o dönemde sermayeden ve hükümetten yana tutum almıştı. Şimdi süreç öyle işlemiyor. Sendika bürokratları kimin sendikası olduğunu ve ne için mücadele etmesi gerektiğini öğrendi. Yıllar süren düşüşten sonra sendikalar şimdi yeniden büyüyor. İşçiler ise sendika bürokratlarına hala tam güvenmese de ne istediklerini biliyor ve alana kadar da eylemlerine devam edecek. Mücadele çok önemli. İşçiler, mücadelenin olmadığı bir yılda öğrendiklerinden daha fazlasını mücadelede öğreneceklerdir.

bahar-cok-yakin-1048774-1.

MÜCADELE IŞIĞINDA DEVRİM YAKIN

Sadece İngiltere’de değil, Avrupa’da birçok ülkede işçiler iş bırakıyor. Birçok uzman "Covid-19 toplumsal hareketliliği baltaladı" derken işçi hareketindeki yükseliş bize neyi gösteriyor?

Covid-19, toplumu yönetmek için gerçekten kimin gerekli olduğunu gösterdi: işçi sınıfı. Esasen işçiler pandemi sırasında ülkeyi ayakta tuttu ve hükümet her hafta onlar için toplu alkışlar düzenledi. Şimdi binlerce ölümden sonra sağlık çalışanlarının enflasyona dayalı maaş artışından çok daha az maaş aldıkları söylendi. İnsanlar alkışlarla karınlarını doyuramazlar, paraya ihtiyaçları var. Son 40 yılda zenginler ülkenin servetinin giderek artan bir kısmına sahipken fakirler daha da fakirleşti. İnsanlar şimdi zorunluluktan dolayı savaşıyorlar. Umarım bu, işçiler hakları olanı alabildiği zaman ve sadece Britanya’da değil, dünya çapında güç ve zenginlikteki tam dengesizliği ortadan kaldırabildikleri zaman devrimci bir duruma dönüşecektir.

DİRENEN LUFTHANSA İŞÇİLERİ HAKLARINI ALDI

Alman hava yolu şirketi Lufthansa ile Verdi Sendikasının yer personeli için ücret artışı öngören toplu sözleşme görüşmelerinde anlaşmaya vardığı bildirildi. Verdi Sendikası ve Lufthansa’dan yapılan açıklamada, yaklaşık 20 bin yer personeli için 3 aşamalı ücret artışı yapılacağı konusunda uzlaşıldığı belirtildi.Verdi Sendikası Başkan Yardımcısı Christine Behle, bu anlaşmanın tüm çalışan gruplarında ücretlere aylık en az 377 avrodan 498 avroya kadar bir artış anlamına gelen iyi bir sonuç olduğunu belirtti.27 Temmuz’da Verdi Sendikasının çağrısı üzerine Lufhansa şirketinde yer personeli uyarı grevine gitmiş ve ülkenin en önemli havalimanlarından olan Münih ve Frankfurt havalimanları kilitlenmişti. Grevde 1000 üzerinde uçuş iptal olmuş, 134 bin yolcu da etkilenmişti. Bu grev Lufthansa’ya yaklaşık 35 milyon avroya mal olduğu açıklanmıştı.

EMEKÇİNİN VE SOLUN RÜZGÂRI

Solun sesi olarak tanımlanan Ulusal Demiryolu, Denizcilik ve Ulaşım İşçileri Sendikası (RMT) Britanya’nın en hızlı büyüyen sendikalarından biri. RMT, bugün Birleşik Krallık ve İrlanda kapsamında toplam 80.000’den fazla üyeye sahip.Sendika; yüzde 7 oranında ücret artışı, işten çıkarmaların önlenmesini, çalışma ve emeklilik koşullarının iyileştirilmesini talep ediyor; bakım ve onar��mda görevli 2500 kişinin işten çıkarılmasının aynı zamanda halkın güvenliğini de riske atacağını belirtiyor. Hükümet ise ulaşım giderlerinin artmasını önlemek için ‘sistemde modernizasyonun’ gerekli olduğunu iddia ediyor.