Partisinin grup toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulunan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Suriye ve Irak tezkeresine 'hayır' oyu veren CHP'yi hedef aldı: "CHP yönetimi terörle mücadeleye hayır diyerek tarihin en büyük kırılmalarından birini yaşamıştır. Seçimini şeytandan yana yapmıştır."

Bahçeli: CHP seçimini şeytandan yana yapmıştır

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Konuşmasında, Irak ve Suriye’ye sınır ötesi operasyon yetkisini iki yıl daha uzatan tezkere için 'hayır' oyu veren Cumhuriyet Halk Partisi'ni (CHP) hedef alan Bahçeli, "Seçimini şeytandan yana yapmıştır" dedi.

Kılıçdaroğlu'nun, Türkiye’deki büyükelçiliklere ülkedeki yatırımcıların Kanal İstanbul projesine destek vermemesi gerektiğini belirten mektubu, 'siyaset krizi' olarak niteleyen Bahçeli, şöyle konuştu: "CHP Genel Başkanı büyükelçilere mektup göndermiştir, bu mektup bir siyaset krizidir, 5 Kasım skandalı olarak tarihe geçecektir. Kılıçdaroğlu'nun esir edilmiş bir siyasetçi olduğuna kesin kanaat getirmiş durumdayım."

İYİ PARTİLİ TÜRKKAN'A TEPKİ

İYİ Parti Kocaeli Milletvekili Lütfü Türkkan'ın Bingöl'de, hayatını kaybeden abi askeri yakınına yönelik hakaret içerikli ifadelerine tepki gösteren Bahçeli, "Açık açık söylüyorum, bir şehidimizin bacısına küfür etmek soysuzluktur, şerefsizliktir, düşman dilidir. Bu edepsizlik, kansızlık, içinde insan sevgisi hissi olan hepimizin yüreğini dağlamıştır" dedi.

Bahçeli'nin açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

"Yarın 10 Kasım, bu çerçevede Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün ebediyete intikalinin yıl dönümünü anacağız. Atatürk, Türk milletinin varlığına kasteden her türlü sinsi tertibi deşifre etmiştir. Selanik'teki pembe boyalı evin ikinci katında doğan, 57 yıllık hayata devasa bir tarih sızdıran Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü, Türk nesilleri her daim saygıyla hatırlayacaktır. O Türk milletinin sinesinde bir hilal gibi parlayan kurtuluşun öncü ismidir.

İlk Cumhurbaşkanımız Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü saygıyla, minnetle, rahmetle anıyorum. Türk milleti hiçbir güce eğilmeyecek, şer odaklarının heveslerini kursaklarında bırakacaktır. Hiçbir siyasi hedef, hiçbir siyasi plan Türk milletinin varlığından, egemenlik haklarından daha önemli değildir. Terörle mücadeleyi engellemek, terör örgütlerine can suyu vermek için devamlı faaliyet halinde bulunan siyasi partilerin bir numaralı milli güvenlik tehdidi haline geldiğini görmek zorunluluktur.

'CUMHURBAŞKANIMIZIN SAĞLIĞIYLA İLGİLİ YAYILMAK İSTENEN TEVZİRATLAR...'

Bize düşen samimiyetle halkın, hakkın, hakikatin yanında durmaktır. Türkiye'yi ayağından çekiştirenler boş durmuyorlar. Fitnenin birisi biterken diğeri başlamaktadır. Dezenformasyon, manipülasyon, spekülasyon, çarpıtılmış haberler, iftira kampanyaları mesafe almakta, maalesef insan ve toplum hayatını zehirlemektedir. Sayın Cumhurbaşkanımızın sağlığıyla ilgili yayılmak istenen tevziratlar, döviz piyasası üzerinde baskı oluşturan iç ve dış husumet cephesinin varlığı gözümüzden kaçmayan alçaklıklardır. Siyasi, ekonomik ve diplomatik saldırıların cesareti yaygınlaşmaktadır.

bahceli-chp-secimini-seytandan-yana-yapmistir-941961-1.

MUHALEFETİ HEDEF ALDI: HASTALIKLI SİYASİ BÜNYE

Adına Millet İttifakı denen hastalıklı siyasi bünyenin ana ve ara ortakları Türkiye'nin önünü kesmek için sanki yarış halindedir. CHP yönetimi terörle mücadeleye hayır diyerek tarihin en büyük kırılmalarından birini yaşamıştır. HDP'nin kafesine giren CHP resmen patlamış, etrafı pis kokular sarmıştır.

'İşgal de bir, boykot da bir' yaklaşımı, toplumsal huzurumuzun tıkacı olmuştur. Nerede bir anarşist vaka görülmüşse orada CHP çıkmıştır. Bu partinin kalemşörlüğünü yapan zihniyetler, milli dokuda dipsiz kuyular açmak için çırpınmışlar, görevleri bitince de soluğu yabancı ülkelerde aldıkları ortaya çıkmıştır. Kılıçdaroğlu bir sonuçtur, sebepler ise CHP'nin son 50 yıllık tarihinde yatmaktadır.

'KILIÇDAROĞLU'NUN ESİR EDİLMİŞ OLDUĞUNA KANAAT GETİRMİŞ DURUMDAYIM'

Öyle bir aşamaya gelinmiştir ki Kılıçdaroğlu'nun istikameti hepten şaşmış, bütün yolları Kandil'e açılmıştır. HDP'nin kuklasına dönen, PKK'nın eline avucuna düşen CHP'nin hali utanç vesikasıdır. Türkiye'nin haklı mücadelesine sırt çeviren iş birlikçilik markaları, CHP ile, yanında bulunan diğer operasyon partilerinden başkası değildir. Mehmetlerimize kurşun sıkan, polislerimize pusu kıran, teröristlerle mücadeleye karşı çıkan, 'hayır' diyen CHP'dir, bu güvenlik sorunu parti, tercihini şeytandan yana kullanmıştır.

İyice sıkışan, manevra alanı daralan Kılıçdaroğlu, soluğu bu defa da Yozgat'ta almıştır, aynen şunları dile getirmiştir: Kandil denen yuvayı yerle yaksan etmezsem bana da Kılıçdaroğlu demesinler! Güler misiniz, ağlar mısınız... Karga kekliği taklit edeyim derken, kendi yürüyüşünü şaşırırmış. Sayın Kılıçdaroğlu, Kandil'de yuva değil, mağara delikleri vardır, senin karşı çıktığın ama bizim kabul ettiğimiz tezkere sayesinde teröristlere o deliklerlerde Allah'ın izni ile yok edeceğiz. Ağzına bir kez olsun PKK'yı al da görelim. Bir kez olun PKK'ya hainsin, katilsin, canisin diyerek seslen de teröre karşı tavrını öğrenelim. Sanıyorum bilmiyorsun, çünkü takip etmiyorsun. Teröristler sadece Kandil'de bulunmuyor.

Ayrıca özgürlüğünü istediğin, neden içeride tutulduğunu sorguladığın Demirtaş, Kandil yetiştirmesi, azılı ve kanlı bir teröristtir. Kesin olan şey şudur: Senin meşru kabul ettiğin HDP, Kandil'in siyaset ayağı, hıyanet odağıdır. Siyasi ahlakını, vicdanını bir parça da olsa mahpus tutuyorsan bari bunu kabullen, milletin huzuruna çıkarak af ve merhamet dilen.

Diyarbakır başta olmak üzere analar evlatlarını almak için HDP binalarında nöbet tutuyor. Kılıçdaroğlu, eğer mertsen, gözün kesiyorsa HDP'nin yoldaşlarının karşısına dikil de Kandil'i yerle yaksan edeceğini söyle. PKK'yı teröristsin diyebiliyor musun, Demirtaş'a hain diyebiliyor musun? Diyemiyorsan git Kandil'e, gir ağla, çık ağla. Demokrasilerde, muhalefet iktidardan daha mühim bir mevkidir. MHP, Cumhur İttifakı'nın bir ortağı olsa da işlevi ve üstlendiği demokratik sorumluluğu muhalefettir. Bunun yanında, TBMM'de denge ve denetleme görevi ile mesuldur. Muhalefet etmek her yapılana kulp takmak değildir.

KILIÇDAROĞLU'NUN KANAL İSTANBUL MEKTUBU

Türkiye'de görev yapan 10 ülkenin büyükelçi tarafından ortaklaşa açıklanan 18 Ekim muhtırasının külleri soğumadan, mahiyeti farklı olsa da aynı maksada hizmet gayesi ile şimdi de Kılıçdaroğlu karşımıza çıkmıştır. 5 Kasım'da yabancı büyükelçilerin tamamına bir mektup göndermiştir. Bu mektup bir siyaset krizidir. Bu mektup 5 Kasım skandalı olarak tarihe geçecektir. Kılıçdaroğlu'nun esir edilmiş bir sayesetçi olduğuna kanaat getirmiş durumdayım. CHP Genel Başkanı'nın yabancı sefillere, Türkiye'nin iç meselesi olan proje hakkında mektup yazıp casusluğa heves etmesi hangi aklın ürünüdür? Sayın Kılıçdaroğlu ne hallere düştün? Seni ele geçiren irade, pranga vuran kimdir? İtiraf et de yardım edip elinden tutalım, ihbar et ki düştüğün çukurdan seni çekip alalım. Derdin varsa gidersin millete düşüncelerini paylaşırsın, yabancı büyükelçilere, ülkemizdeki muazzam bir projeyi nasıl ispiyonlarsın? 18 Ekim bildirisinin anlaşılıyor ki siyasi ayağı sensin, süngü düşürmüş bir siyaset deposu, ona buna el açan minnet ehlisin. Kılıçdaroğlu demokrasiye kara çalmıştır. Yabancılardan meden uman bir siyaset acizliğinin, Türkiye'nin geleceğinde olması imkansızdır. CHP'ye gönül veren kardeşlerim ya Kılıçdaroğlu ve dar kadrosundan derhal kurtulacak ya da partilerinin siyaset çöplüğüne gitmesini hüzünle izleyecektir. Kılıçdaroğlu bir çuval inciri berbat etmiştir. Artık suyu ısınmış, miadını dolmuştur.

Zillet ittifakının dikişleri sökülmüştür. Kılıçdaroğlu, tarihten de mi ders almadın? Nasıl bir hüsrandasın, nasıl bir tüneldesin? Kılıçdaroğlu ve çalışma ekibi geçmişlerine kalın bir sünger çekmiştir. Türk milleti de onları sandığa sürgüleyecek, bir daha da hapsoldukları yerden çıkmalarına müsaade etmeyecektir.

Terörle mücadele aynı zamanda vatan mücadelesi, millet mücadelesi, bağımsızlık mücadelesidir. CHP, HDP ve diğerleri istedikleri kadar tezkereye hayır desinler, yararsızdır, sonuçsuzdur. Türk milleti tezkere kaçaklarına siyasi tasdiknamelerini çoktan hazırlamış, 2023'te de tebliğ etmek için sabırla beklemeye koyulmuştur. Son zamanlarda PKK/YPG terör örgütüyle, Esad yönetimi arasında diyalogların arttığı görülmektedir."