Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, Ayasofya hutbesinde 'Atatürk’e lanet okuduğu' yönündeki eleştirilere MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’den tepki geldi.

Bahçeli’den Ali Erbaş’a destek

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Diyanet İşleri Ali Erbaş’ın açıklamalarına destek verdi.

Bahçeli, “Diyanet İşleri Başkanı’nın sözlerini Atatürk’e lanet şeklinde tavzih edenler bu ülkeye en büyük kötülük yapan sorumsuzlardır. Atatürk’e hakaret ve hıyanet vatan hainliğidir” dedi.

Açıklamasında bir kez daha Cumhuriyet Halk Partisi’ni (CHP) hedef alan Bahçeli, şu ifadeleri kullandı:

“Atatürk’e lanet okunduğu yalanıyla imal ve inşa edilen kutuplaşma zalim bir bölücülüktür, Türkiye’yi uçuruma çekmenin zehirli hazırlığıdır. Lekeli dostlarıyla iktidar olmak için hedef koyan CHP’nin, arada ve arafta kalmanın sancısını çeken İP’in, kendilerine bizzat Cumhuriyet’in bekçisi rolü vermiş kişi ya da grupların Atatürk ve Laiklik üzerinden yeni bir mevzi arayışları boşuna bir çırpınıştır.”

Bahçeli’nin açıklamasının tam metni şu şekilde:

Diyanet İşleri Başkanı’nın Cuma Hutbesi esnasında Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerif’in minberinde yaptığı değerlendirmeleri bağlamından koparıp Atatürk’e lanet şeklinde tavzih ve tevil edenler bu ülkeye en büyük kötülük yapan sorumsuzlardır.

Türkiye Cumhuriyeti’nin banisi, ilk Cumhurbaşkanımız, istiklal mücadelemizin Lideri ve Başkomutanı Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e, bu topraklarda lanet okuyacak bir hayasız ve hamiyetsiz henüz anasından doğmamıştır.
Atatürk’e hakaret ve hıyanet vatan hainliğidir. Herkes susup seyretse bile böylesi bir rezilliğe Milliyetçi Hareket Partisi’nin sessiz kalması, seyirci olması varlığını inkârdır.

Aziz Atatürk’e lanet değil, rahmet okunur, dua edilir, minnet, şükran hisleriyle muhterem hatırası yad edilip emanetlerine sahip çıkılır. Atatürk’e lanet okunduğu yalanıyla imal ve inşa edilen kutuplaşma zalim bir bölücülüktür, Türkiye’yi uçuruma çekmenin zehirli hazırlığıdır.Lekeli dostlarıyla iktidar olmak için hedef koyan CHP’nin, arada ve arafta kalmanın sancısını çeken İP’in, kendilerine bizzat Cumhuriyet’in bekçisi rolü vermiş kişi ya da grupların Atatürk ve Laiklik üzerinden yeni bir mevzi arayışları boşuna bir çırpınıştır.

Türkiye Cumhuriyeti devleti 29 Ekim 1923 kuruluş ruhuna aynen bağlı ve sadıktır. Gazi Mustafa Kemal Atatürk, Türk milletinin iftihar ve itibar zirvesidir. Hiç kuşku yok ki, İstanbul’u fetheden yüksek iman kadar işgalden kurtaran muhteşem irade de değerlidir, yok sayılması düşünülemeyecektir. Şayet Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerif’ten ezanlar yükselip tevhid inancımızın sancağı dalgalanıyorsa bunun şeref payesi hem Fatih Sultan Mehmet Han hem de Gazi Mustafa Kemal Atatürk’tedir.

Osmanlı İmparatorluğu ile Türkiye Cumhuriyeti birbirinin zıttı, tarihin iki ayrı devlet modeli, birbirine yabancı iki egemenlik anıtı değildir, olamayacaktır. Osmanlı İmparatorluğu Oğuz neslinin devamı, Türkiye Cumhuriyeti bu neslin varisidir. Fatih neyse Atatürk odur. II.Abdülhamid Han nasıl değerliyse Atatürk de bir o kadar değerlidir.

NE OLMUŞTU?

Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, Diyanet’in resim sitesinde yayımlanan cuma hutbesinin dışına çıkmış, "Fatih Sultan Mehmet Han burayı kıyamete kadar cami olarak kalması için vakfetmiştir. Vakfedileni çiğneyen lanete uğrar" demişti. Ayasofya, Mustafa Kemal Atatürk'ün de imzasının bulunduğu 1934 tarihli Bakanlar Kurulu kararıyla müzeye dönüştürülmüştü.

Sosyal medyada çok sayıda kullanıcı Erbaş’ı eleştirirken, CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, CHP İstanbul Milletvekili Gürsel Tekin ve İYİ Parti TBMM Grup Başkanvekili Lütfü Türkkan gibi isimler de açık eleştiriler yöneltmişti. İYİ Parti İzmir Milletvekili Aytun Çıray, Erbaş hakkında suç duyurusunda bulunacağını açıklamıştı.