Bahçeli'den "çakma ocaklar" iddiası
MHP lideri Devlet Bahçeli, 'terörü protesto' bahanesiyle parti binalarına ve dükkanlara yapılan saldırılara değinerek "Bozkurt yapıp gazetelere saldıranların bizimle bağ ve bağlantısı kesinlikle yoktur. Suçlu aranıyorsa, maşa olarak kullanılan şuursuz kalabalıklara bakılması isabetli olacaktır" dedi.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Ankara'da düzenlediği basın toplantısında gündeme dair değerlendirmelerde bulundu. Açıklamasında hükümeti sert dille eleştiren Bahçeli şunları dile getirdi:
"Bugün milli birlik ve bütünlüğümüzün iç ve dış faaliyetlerle çevrelendiği, alacakaranlık bir dönemdeyiz. Artık inandırıcılığı buharlaşmış mesajlara yer ve ihtiyaç yoktur. Klişelerle sloganlarla şablon ve fuzuli ifadelerle gidilecek bir yer olmadığı gibi vakit kaybına da tahammül kalmamıştır. Türkiye’nin toplumsal huzuru baltalanmaktadır. Dayanak ve kaynağı belli olan terörizm illeti milli varlığımız üzerinde oynanan oyunlar tertip etmekte, operasyonlar düzenlemektedir. Hükümet ise buna teşne olmakla kalmayıp meselenin vahametini anlamakta anormal zorluklar çekmektedir. PKK kurtarılmış bölge peşine düşmüşken, hükümet buna omuz vermiş ön açmıştır. Cizre, Yüksekova, Nusaybin gibi ilçelerimizde yıllarına ağır ihmaliyle kanton teşebbüsü görürken hükümet uyumuş veya önemsememiştir. PKK hendekler kazıp, haraca bağlarken hükümet vizyonsuzluğun gayri milli tutumun kurbanı olmuştur."
'PKK CİZRE'YE KOBANE AŞISI YAPMAK İSTEDİ'
"Şahsıma provokatör küstahlığını gösteren yıkım ele başı, hainliğin dibini boylarken PKK günden güne güç kazanmış, Cizre’ye de Kobane aşısı yapmak istemiştir. PKK beslemelerine, imzacı sözde aydınlara gün doğmuştur. Şehitlerin kanı adı sanı yakinen bilinen yıkım kadrolarının eline bulaşmıştır. Erdoğan ve İmralı canisinin, terfi ettirip PKK’ya armağan ettiği ne kadar isim varsa, dahil oldukları melanet kadrosuyla tarihe kara bir leke olarak geçeceklerdir. Kongreyle zincirlenen, acınacak duruma düşen Davutoğlu, müfteriliğe yenilerini katarken tavsiyemiz aynaya bakması ve gerekli tedbiri bizzat almasıdır. Partimizi hayırcı göstermeye çalışması kendisine yaramayacaktır. Kendi Merkez Karar Yürütme Kurulu listesini tanzim eden birinin bize kuru sıkı atması beyhude bir çırpınıştır. Davutoğlu ve arkasında duran efendisi sayesinde ülkemiz iktidarsızlığın elindedir. Bu sayede ortaya çıkan istikrarsızlık sarmalı vatanımızı çevrelemiştir. Koalisyon kurulmasına yanaşmayan, PKK’nın 10 maddesini bizim dört ilkemize tercih eden siyasi şarlatanların millete yalan söylemesi tutmayacaktır."
'ERDOĞAN, AÇILIMDAN VAZGEÇMEK ÜLKEYE İHANET DİYORDU'
"Türk milleti bu iki uç noktada duran hangi Erdoğan’a itibar, hangisine itimat etmelidir? Bu tarihi kırılmanın hesabı mahşeri vicdan tarafından sorulmayacak mıdır? Silahlar susacak, teröristler sınır dışına çıkacaktı. Analar ağlamayacak, ekonomi büyüyecek, barış gelecekti. Çocuklar babasız kalmayacaktı. Gerekirse baldıran zehrini içeriz diyordu. Çözüm sürecinden taviz yok kararlılığındaydı. Bu yola canını koyduğuna vurgu yapıyordu. Açılımdan vazgeçmenin bu ülkeye ihanet olacağını bizzat Erdoğan söylüyordu. Geçtiğimiz temmuz ayının son gününde, maalesef karşılığını bulmadı, milli birliğimize kast edenlerle sürdürmek mümkün değil Erdoğan, açılımdan vazgeçmekle ihanete kendisi düşmüştür. Cumhurbaşkanı her sözüyle kendisini yalanlamış, geçmişini yok saymıştır.
Lütfen hatırlayınız. Çözüm süreci planlandığı gibi gelişiyordu, Erdoğan 2013 mart ayında böyle demişti. Kanunlar çıkarılıyor, paketler hazırlanıyordu. Teröristler silahlar bırakacaktı, iddiaları buydu. Zap suyu gibi coşulacak, Dicle gibi barışa akılacaktı. Munzur dağlarından kardelenler, Cudi’den yediverenler derlenecekti. Annelere ölüm haberleri yerine çiçekler verilecekti. Şimdi annelere acı haberler peş peşe veriliyor. Annelerin gözyaşları sel olup ummanlara akıyor. Recep Tayyip Erdoğan özetle öteden beri bunları söyleyerek milletimize hayal satmıştı. Türk milleti aldatıldı. Terörün hain ellerine belgeli delilli şekilde bırakıldı.
Bu Türkiye için açık açık gelen göre göre ağlarını ören büyük bir bozgundur. Çözümün çöküş olduğu kapatılsa da akıbetin kanlı olduğu saklanamadı. Sürecin silahlanma taviz süreci olduğu hep gizlense de gerçekler belliydi. Oslo’da ismi bizde saklı İngiliz büyükelçisinin arabuluculuğunda, PKK’lıların affı, İmralı canisinin özgürlüğü sözü verirken, Erdoğan’ın ruhunu Kandil ele geçirilmişti. Oslo’daki AKP memurları, PKK’nın şehirlerimizi bombalarla doldurulmasını itiraf etmişler, milleti sırtından hançerlemişlerdi."
'ÇAKMA OCAKLAR TETİKÇİLİK YAPIYOR'
"Türk milleti haklı olarak terörü lanetlemektedir. Bunda bir beis yoktur. Şu işe bakınız ki, dünkü akillerin bir bölümü teröre karşı toplanma çağrıları yapmaktadır. Kürt-Türk çatışması için zemin ve zaman kollayan mihraklar yine devrededir. El ovuşturan insan müsveddeleri devlet içine yuvalanmış çeteler, çakma ocaklar, kapalı devre çalışan oluşumlar sokakları hareketlendirmek için kavga tetikçiliği yapmaktadır.
Bursa Yenişehir, Bolu Mudurnu, Antalya Alanya ve Manavgat, Kırşehir, Ankara ve İstanbul başta olmak üzere bir çok ilimizde kaygı verici cepheler gelişmektedir. Sırf doğudan geldikleri için, tarım ve inşaat işçileri hedef yapılmaktadır. Gazete ve parti binaları kundaklanmaktadır. Sarayın arkasında bağlı duran, kendilerine Osmanlı Ocakları diyen, aslında ecdadımızın ruhunu zedeleyen Bizans'ın varisi güruh nifak saçmaktadır."
'KARTVİZİTİNDE ESKİ ÜLKÜCÜ YAZAN BİR AVUÇ SATILMIŞ...'
"Bu tekfur kalıntılarının nifak ve bozgunculukları tüm netliğiyle meydanlardadır. Kaçak Saray’daki kaos planları sahaya indirilmektedir. Kitleler galeyana getirilmektedir. Bu maksatla da MHP üzerinde oyunlar oynanmaktadır. Ticari ve siyasi kartvizitlerinde eski ülkücü yazan bir avuç satılmış, Erdoğan’ın yanında dizilerek MHP’ye çelme takmanın peşindedir.
Kanunsuz hiçbir eylemin içinde bir tek milliyetçi ülkücü bulunmamış, bulunmayacaktır. Hiçbir partilimiz gözü dönmüşlerin içinde yer almamış, almayacaktır. Biz terörü lanetlerken, taşkınlıklardan özellikle uzak durduk. Ölçüsüz saldırıların taraf ve faili katiyen olmadık.
Bozkurt yapıp gazetelere saldıranların bizimle bağ ve bağlantısı kesinlikle yoktur. Suçlu aranıyorsa, maşa olarak kullanılan şuursuz kalabalıklara bakılması isabetli olacaktır.
Kürt kökenli kardeşlerimiz milletimizin kokmaz ayrılmaz mensubudur. PKK ve Kürt kardeşlerimizi bir ve aynı görmek tam bir cinayettir. Terörün varmak istediği esasen budur."
Gazeteci: Öncelikle teşkilata olan hakimiyetiniz çok bilindik bir şey. Şu saatten sonra yapılabilecek herhangi bir provokasyon sonucunda, Osmanlı Ocakları sorumlular onlar mıdır? İkinci olarak da Nokta dergisine bir operasyon gerçekleşmişti. Doğan Grubuna soruşturma hakkında ne düşünüyorsunuz?
"Bunların hiçbirisini doğru bulmuyoruz. Özellikle basına, basın çalışanlarına, sahiplerine karşı bugünkü iktidarın yapmış olduğu zulüm sınıra ulaşmıştır. Ama 1 Kasım'dan sonra Türkiye rahatlayacaktır.
Ülkü ocaklarıyla ilgili hassasiyetlerimiz devam etmektedir. Bir çok provokatörler türeyebilir. Ama buna önce ülkücüler inanmamaktadır. Gerisi önemli değildir.
İçişleri bakanı yerine bir oturdu, bir ısınsın da şu işaretleri yapanlar kimlerdir? Her taraf kamera, bu kadar Mobese varken bunları yapan bulunamıyorsa herhalde sökmek lazımdır.