MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, protesto amaçlı faturaları ödemediği için elektriği kesilen CHP lideri Kılıçdaroğlu'nu hedef alarak provokasyon yapmakla suçladı. Bahçeli, Kılıçdaroğlu'nun 4 milyon abonenin elektriğinin kesik olduğu açıklamasına ilişkin, "Kılıçdaroğlu’nun elektrik faturasıyla ilgili iddiaları, bu suretle 4 milyon hanenin elektriğinin kesildiğini ileri sürmesi kuyruklu yalandır" dedi. Bahçeli, Kavala kararına ilişkin ise, "Yargı kararına saygı duyulmalıdır" dedi.

Bahçeli’den Gezi Davası açıklaması: İşine gelen yargı kararına ‘saygı’ istedi

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin TBMM'deki grup toplantısında gündemi değerlendirdi. Bahçeli, elektrik zamlarını protesto için faturasını ödemeyen CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun elektriğinin kesilmesiyle ilgili konuştu.

Bahçeli, Kılıçdaroğlu'nu provokasyonla yapmakla suçladı. Kılıçdaroğlu'nun 4 milyon abonenin elektriğinin kesilmesi yönündeki açıklamasının yalan olduğunu savunan Bahçeli, "Kılıçdaroğlu’nun elektrik faturasıyla ilgili iddiaları, bu suretle 4 milyon hanenin elektriğinin kesildiğini ileri sürmesi kuyruklu yalandır" diye konuştu.

Grup toplantısının ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan Bahçeli, Osman Kavala'nın ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılmasıyla ilgili yöneltilen soruya, "Yargı kararına saygı duyulmalıdır. Konu üzerinde uzun yıllar tartışmalarla bunu önlemeye çalışanlar da yargının bu kararıyla saygılı olarak her şeyi artık kabullenmek durumunda olmalıdır" yanıtını verdi.

Bahçeli'nin konuşmasından satırbaşları şöyle:

"MHP ve Cumhur İttifakı ülkemizin geleceği için dünden daha önemli bir görevle karşı karşıyadır. Bu görev tarihidir. Stratejik tehditler, küresel senaryoların bugünkü sahnesinden başka bir şey değildir. Dünyanın enerji ve su kaynaklarını kontrol etmek isteyen emperyalizm hunhar oyunlar peşindedir.

Petrol, gaz, su, toprak bitmedikçe savaşlar da bitmeyecektir. Bu kaynaklar tükenmedikçe gözyaşları da dinmeyecektir. Kaybedenler, nehir gibi kanı dökülenler yine mazlumlardır.

PENÇE-KİLİT OPERASYONU

Cumhuriyetin 100. yıldönümünde terör belası Türk milletinin makus talihi olmaktan kesinlikle çıkarılacaktır. Terörün kaçacağı yer kalmamıştır. Teröristlerin ülkemize sızma sahaları kapatılmıştır. Pençe-kilit operasyonuyla bayram temizliği yapılmaktadır. PKK/YPG için emniyetli hiçbir bölge yoktur. Bölücü terör örgütü, psikolojik yıkım içindedir. Hainler nerede barınıp saklanıyorsa meşru hedef orasıdır ve hepsinin sonu gelmiştir. Hava harekatları ile terör örgütünün hayat damarları kesilmiş ve koparılmıştır. Terör elebaşları nokta operasyonlarla imha edilmiştir.

Terör elebaşlarının cezalandıralacakları günler uzakta değildir. Şehirlerimizde eylem hazırlığında olan kim varsa, tasviyem; kefenlerini de yanlarında taşımalarıdır.

6'LI MASA AÇIKLAMASI

Türkiye olağanüstü bir süreçten geçerken, zillet ittifakının en küçük bir destek mesajı paylaşan gördünüz mü? Zillet ittifakı iyice yoldan çıkmış, istikametini şaşırmıştır. 6+1 formatında 3. kez toplanan partilerin ortak açıklamasının Türkiye'nin anlayışla bağdaşan bir yanı var mıdır? Tarihsel emanetlerimize bağlılık zillet ittifakı açısından söz konusu mudur? Zillet ittifakı Türk milletinin ekmeğini yese de gavurun kılıcını sallamaktan rahatsızlık duymuyor. Kimin adına siyaset yaptıklarını bilmeyen yok. Toplanıp toplanıp dağılıyorlar. Her biri kendine yontuyor. Birbirine kazık atıyorlar, tuzak kuruyorlar, dedikodu yapıyorlar, sonra dönüp birbirlerinin gönlünü almaya çalışıyorlar. Bunların dilinde şehitlerimize rahmet yok, teröristlere tepki yok, gelecekle ilgili umut yok, yüzlerinde meymenet yok. Zillet ittifakının müşahidi yabancı ülkelerin Türkiye'deki sefirleridir. Zillet ittifakı Türkiye'nin tarafında değildir, yol haritaları muğlaktır. Zillet ittifakının tarafı Türk milletinin önüne konulmuş takozdur.

KILIÇDAROĞLU'NUN ELEKTRİĞİNİN KESİLMESİ

Bu ittifakın çekicisi CHP Genel Başkanı ise ne yapacağını, ne söyleyeceğini, hangi provokasyonu servis edeceğini şaşırmış vaziyettedir. Faturayı üç ay boyunca ödemeyen Kılıçdaroğlu’nun beklendiği üzere elektriği kesilmiştir. Bu çarpık zihniyet karanlıktan ülkemizin aydınlık ortamına gölge düşürmeye çalışmıştır. Elbette olacağı buydu, şahsen uyarmıştım, faturayı ödemezse elektriğinin kesilmesi gerektiğini ifade etmiştim. Hatta Kılıçdaroğlu’na insani ve vicdani destek olmak adına bütün il teşkilatlarımızın birer kandil göndermesini talimatlandırmıştım. Nasıl olsa Kandil’e yabancılık çekmiyordu, nasıl olsa Kandil’e ümit bağlamıştı. Biz de onun anladığı ve bildiği Kandil’i değil de ışık saçan kandili adrese teslim göndermiştik.

Huylu huyundan vazgeçmiyor, karanlık emelleri olanların tercihi yine karanlıktan mesaj vermektir. Kılıçdaroğlu ve zillet ittifakı karanlıktır, kumpastır, kumpanyadır. CHP Genel Başkanı, kalkmış içinde bulunduğu karanlıktan aydınlığı taşlıyor, bir hafta boyunca da karanlıkta oturacağını açıklıyor. 'Önemli olan sesi duyurmaktı, bir hafta sonra faturayı ödeyeceğim' diyerek iç huzur ortamını karıştırmak, istismar çarkını döndürmekle uğraşıyor. Bazı siyasi odaklar da faturayı ödemek için kuyruğa giriyor. Alın birini vurun ötekine, bunların hepsi aynı tornadan çıkmış gibidir.

Kılıçdaroğlu’nun elektrik faturasıyla ilgili iddiaları, bu suretle 4 milyon hanenin elektriğinin kesildiğini ileri sürmesi kuyruklu yalandır. Yapılan resmi açıklamalar kapsamında, elektriği kesik abone sayısının 278 bin olduğu anlaşılmaktadır. Kılıçdaroğlu fellik fellik karanlıkları dolaşırken, karanlıktan rant elde etmeyi planlarken, hiç kimse unutmasın ki, Türkiye’nin hayat ve varlık ışığını söndürmeye asla güç yetiremeyecektir.

Zillet ittifakının trafoları patlak, enerji nakil hatları kopuk, zihni ve siyasi santralleri ise bozuktur. Sayın Kılıçdaroğlu bilmelisin ki, Türkiye’yi karanlığa boğamayacaksın, iç ve dış mahreçli çıkarcı yarasalara bu aziz vatanı peşkeş çekemeyeceksin. Hz. Mevlana’nın dediği gibi, ey Kılıçdaroğlu, ümitsizlik köyüne gitme, ümitler var, karanlığa doğru yürüme güneşler var. Korkunun palazlandığı yer karanlıktır. Kılıçdaroğlu’nu da korku dağları sarmıştır. Kafasının içi gece gibi karanlık düşüncelerle doludur. Bizim görüşümüze göre, gökyüzü güneş olsa, millet yoksa, vatan yoksa, bayrak dalgalanmıyorsa asıl karanlık işte o zamandır. Bu karanlığın müdafaası zillet ittifakı eliyle yapılmaktadır. Ancak korkunun ecele faydası yoktur. Zillet ittifakı 2023 yılının Haziran ayında kaybedecek, altına imza attıkları ortak açıklamaları da başlarına külah diye geçirilecektir.

'ERMENİ SOYKIRIMI' AÇIKLAMASI

Muhterem arkadaşlarım 23 Nisan'ın bir gün öncesinde TBMM'de HDP'li bir müptezel tarafından sunulan kanun teklifinde sözde Ermeni soykırımının tanınması istenmiştir. TBMM çatısı altında diasporanın bir ajanı yer almaktadır. Böylesi bir zelilin, böyle bir fitnecinin TBMM'de yer alması hepimiz adına zuldür. Bu kokuşmuş milletvekilinin kimlerle dayanışma içinde yer aldığı ortadadır. TBMM, gözümüzün içine baka baka Türk milletine soykırımcı diyenlerin barınacağı bir mekan asla değildir. 1915 olaylarının içyüzünü, perde arkasını saptırmak bir defa tarih suçudur, Türk milletine saygısızlıktır. Bu sözde soykırımı tanıyan varsa yeri ve adresi TBMM olamaz, olmamalıdır. HDP'li bölücü milletvekilinin teklifine CHP'de sadece 'herkes kendi işine baksın' gibi bir eleştiri gelmiştir. Bu sadece hadsizlik değildir. Bize göre şerefsizliğin daniskasıdır.

CHP'li bir vekil de sözde soykırımın peşine takılmıştır. Fakat CHP'den hiçbir açıklama gelmemiştir. Sayın Kılıçdaroğlu elektrikle ilgili konuştuğun gibi sözde soykırım iddialarıyla ilgili ne zaman konuşacaksın? Soruyorum sana, sözde soykırıma karşı mısın değil misin?

BIDEN'A 1915 OLAYLARI TEPKİSİ

Biden'ın sözde soykırımdan bahsetmesi hukuksuzdur, kınanmayı da hak etmektedir. Osmanlı hikmeti pek çok mühim ve acil sebeplerden dolayı 27 Mayıs 1915 tarihinde zorunlu göç kararı almıştır. 1915 kararı doğru bir karardır, yine olsa aynısı sonuna kadar yapılmalıdır. 24 Nisan sendromu Türkiye ile ABD ilişkilerinde değişmez bir gerginlik konusu haline gelmişti. Bundan sonra ne söylerlerse söylesinler, ellerinden geleni ardına koymasınlar, artık bizim için yalnızca kuru gürültüdür. Ecdadımızla gurur duyuyoruz, kendi kanlı tarihlerine bakmayan, yüzü kızarmayan ülkeleri Allah'a havale ediyoruz. Soykırım 2. Dünya Savaşı dönemde hukuki anlam taşıyan bir terim olarak literatüre girmiştir. 1915 olaylarıyla ilgisi ve ilişkisi asla olamayacaktır. Türk milletini insanlığa karşı en ağır suç olan soykırım suçu işlemiş yaralı bir millet olarak işlemeye kimsenin gücü yetmeyecektir.

HDP, PKK'nin ve Ermeni diasporasının çatlak sesidir, kirli tetikçisidir. Kürt kökenli kardeşlerimle hiçbir alakası yoktur. HDP demek cinayet demektir. Bu ASALA hayranlarının, bu yabancı odağın Türk siyasetinden silinip gideceği günler de yakındır."

OSMAN KAVALA AÇIKLAMASI

Bahçeli, TBMM’deki partisinin grup toplantısı sonrasında gazetecilerin sorularını cevapladı.

Gezi Davası'nda mahkemenin iş insanı Osman Kavala'ya ağırlaştırılmış müebbet hapis; Mücella Yapıcı, Çiğdem Mater, Ali Hakan Altınay, Mine Özerden, Can Atalay ve tayfun Kahraman, Yiğit Ali Ekmekçi'ye 18’er yıl hapis cezası verdiğinin anımsatılması üzerine Bahçeli, “Yargı kararına saygı duyulmalıdır. Konu üzerinde uzun yıllar tartışmalarla bunu önlemeye çalışanlar da yargının bu kararıyla saygılı olarak her şeyi artık kabullenmek durumunda olmalıdır” dedi.

Süleyman Sazak’ın Osman Kavala için ‘kardeşimdir’ sözlerine yönelik soruya ise Bahçeli, “Süleyman Sazak'ın bizimle bir ilişkisi kalmamıştır” ifadelerini kullandı.

Osman Kavala'ya verilem ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasının ardından sosyal medya hesabından paylaşım yapan MHP'den istifa eden Süleyman Sazak, "Osman Kavala’yı ideolojik olarak kendimden farklı görürüm. Bu günden itibaren Osman kardeşimdir, adalet bu kararı verenlere haramdır" demişti.

Sazak, daha önce Genel Başkan Yardımcılığını da yaptığı Milliyetçi Hareket Partisi'nin (MHP) üyeliğinden ocak ayında istifa etmişti.