Google Play Store
App Store

Ömrünü uzatmaya çalışan rejim siyaseti yeniden dizayn etmeye çalışıyor. Erdoğan ve Bahçeli’nin normalleşme çıkışlarını değerlendiren siyaset bilimciler, “Önemli olan muhalefetin vereceği yanıtta” diyor.

Bahçeli’nin çıkışına Erdoğan’dan destek: Tuzağa düşülmemeli
Meclis açılışında Devlet Bahçeli DEM Parti grubuyla tokalaşmıştı

Politika Servisi

Her alanda köşeye sıkışan Saray rejimi, siyaseti yeniden dizayn etme arayışına girişti. Meclis açılışında MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin DEM Parti Grubu’nun elini sıkması, ardından grup toplantısında “Türkiye partisi” vurgusu Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından takdir gördü.

Partisinin grup toplantısında açıklamalarda bulunan Erdoğan, MHP lideri Bahçeli'nin DEM Partili vekillerle tokalaşmasını ve devamında yaptığı açıklamaları çok kıymetli bulduklarını söyledi. Erdoğan, "Cumhur İttifakı'nın uzattığı elin muhatapları tarafından da layıkıyla anlaşılmasını umut ediyoruz" dedi.

Devamında Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde (TBMM) dün (8 Ekim) gerçekleştirilen "İsrail" konulu kapalı oturuma değinen Erdoğan, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) lideri Özgür Özel'i hedef alarak, "Her iki bakanımız da idrak kapıları açık olanlar için fotoğrafı tüm netliğiyle ortaya koydu. Toplantı sonrası CHP Genel Başkanı'nın yaptığı açıklamaları esefle karşıladık. CHP Genel Başkanı ucuz polemik peşinde koşuyor. Sayın Özgür Özel'e şunu tavsiye ediyorum; kadına yönelik şiddetle mücadeleye katkı sunmak istiyorsan rakı reklamı yapmaktan vazgeç” dedi.

Erdoğan ve Bahçeli’nin peş peşe gelen çıkışları, tıkanan rejimin siyasi ömrünü uzatmak adına “siyaseti yeniden dizayn etme çabası mı” sorusunu akıllara getirdi. 15 Temmuz sonrası yeni bir ‘Yenikapı Ruhu’na kapı aralamak isteyen rejim aynı zamanda sınırlarını kendisinin çizdiği “makul bir muhalefet” yaratmaya çalışıyor. Başarılı olup olamayacağı ise muhalefetin bu tuzağa düşüp düşmeyeceğine bağlı.

Prof. Dr. Tanju Tosun

Erdoğan ve Bahçeli’nin son hamlelerini BirGün’e değerlendiren siyaset bilimci Profesör Dr. Tanju Tosun, “Erdoğan ve Bahçeli’nin iki gündür ardı ardına yapılan açıklamaları en kaba haliyle rejimin bütün sosyolojisini genişletmek ve tahkim etmek” dedi. “DEM Parti’ye uzatılan el ile CHP’ye çizilen çizgi rejimin meşruiyet alanını genişletme çabası” ifadelerini kullanan Tosun, “Bir yandan stratejik olarak Cumhur İttifakı seçmen desteği arayışını sürdürürken diğer yandan muhalefeti dizayn edecek bir arayışın içerisinde. Dar anlamda Anayasa çalışmasına evet diyecek bir DEM Parti ile Meclis’te çoğunluk hesabı yapılırken CHP’ye yönelik söylem değişikliği ile de ılımlı ve kapsayıcı bir Cumhur görüntüsü verilmeye çalışılıyor” değerlendirmesini yaptı.

“Dolayısıyla aslında bugün rejim kalan meşruiyetini siyasette gerçekleştireceği yeni bir dizayndan alıyor” yorumunu yapan Tosun sözlerini şöyle sürdürdü: “Yani ne Anayasa çalışmasına indirgenecek ne de başka sadece çoğunluk hesabı yapan bir AKP yok. Tamamıyla pragmatik bir çizgiyle hareket ediyorlar. Öte yandan değiştirilen bu söylemler de rejimin yeni bir merkez siyaseti inşası olabilir. İç cepheyi genişletmek anlamında adım atıyorlar ve rejimi tahkim etme arayışı 15 Temmuz sonrasında ortaya atılan ‘Yenikapı Ruhu’na benzer biçimde kendini gösterebilir. DEM Parti’nin süreci izler görüntüsü sürerken CHP’nin rejime nasıl karşılık vereceği görüntüsü de henüz net değil. Dolayısıyla Erdoğan, 15 Temmuz benzeri bir post-Yenikapı Ruhu inşasına çalışabilir. Burada önemli olan rejimin bu hamlelerine nasıl cevap verileceğidir.”

Dr. Şule Özsoy Boyunsuz

Profesör Dr. Şule Özsoy Boyunsuz ise şu değerlendirmeyi yaptı: “Bu çıkışlar rejim için siyasetin yeniden dizaynı olabilir. Şimdiye kadar zaten hep muhalefeti dizayn ederek iktidarda kaldılar. Kimi zaman siyaseti kutuplaşmaya indirgiyor kimi zaman yani kutuplaşma aleyhine çalıştığı zaman da nabzı düşürmeye yöneliyor. Kutuplaşma arttığı zaman Erdoğan karşısındaki insanlar Erdoğan karşıtlığı sebebiyle hemen bir araya geliyor. Bunu aşmak için de muhalefeti bölme arayışlarına girişiyor. Muhalefetin Bahçeli ile olan tutumuna bakarsak, sizin niyet ettiğiniz şey algılanan şeyle aynı olmayabiliyor her zaman. Muhalif seçmende yoğun öfke var. O öfke akacak bir yer arıyor. Belki bu toplumdaki öfkeyi biraz minimalize etmek istiyor da olabilirler. Ama normalleşen bir durum yok ortada.”