Son birkaç haftadır ara verdiğim yazılarıma bu haftadan itibaren düzenli olarak devam ediyorum. Bazen tüm olup bitenlerden uzak kalmak iyi geliyor. Ama ben görmezden gelmiş olsam da ekonomide sorunlar devam ediyor.

Bu hafta ekonomiye ilişkin önemli veriler açıklandı. Pazartesi günü açıklanan büyüme verisine göre Türkiye ekonomisi 2019 yılının ikinci çeyreğinde de küçülmeye devam etmiş. Geçen yılın aynı dönemine göre ekonomi yüzde 1,5 oranında “daralmış.” Daralmış diyorum; çünkü veriler açıklandıktan sonra bu sözcük “küçüldük”ten daha fazla kullanıldı. Başta imalat sanayi ve inşaat olmak üzere belli sektörlerde küçülmenin oldukça belirgin olduğu görülüyor. Özellikle sabit sermaye yatırımlarının yüzde 22,6 oranında düşmüş olması ve bunun son dört çeyrektir devam ediyor olması, ülkenin gelecek dönemlerde üretim ve buna bağlı olarak büyüme potansiyelini de önemli ölçüde riskli hale getiriyor.

Sektörel bazda büyüme ağırlıklı olarak tarım ve finans kesimlerinde yaşanmıştır. Tarımdaki büyümenin detaylarını ve bunun nereden kaynaklandığını bilmiyoruz. Ama beklenen bir gelişme olabilir. Geçen yıl tarım ürünlerinde yaşanan hızlı fiyat artışları, bu senenin tarımsal üretimini üzerinde belirleyici olmuş olabilir. Örümcek ağı kuramı burada çalışmış olabilir. Küçülmenin “sınırlı” olmasını sağlayan bir diğer kaynak kamu harcamaları olmuştur. Devlet harcamaya devam etmiş; kamu harcamaları İkinci çeyrekte bir önceki yıla göre yüzde 3,3 oranında artmış. Vatandaş harcayacak gelire sahip olmadığı için harcamalarını kısarken devlet harcamaya devam etmiş. Yanlış anlamayın, parası olduğu için harcamış değil, borçlanarak ve Merkez Bankası’nın ihtiyat akçelerini kullanarak bunu yapmış.

Finans kesiminde yaşanan ciddi büyümeye ise dikkatli yaklaşmak durumundayız. Üretim, hanehalkı harcamaları ve yatırımlar küçülürken finans kesiminin yüzde 9,3 oranında büyümesi açıklanmaya muhtaçtır. Acaba burada bir balon mu oluşmaktadır? Ya da millet olarak üretimi bırakıp hep birlikte “faiz lobisi”nin bir üyesi mi oluyoruz sorusu akla geliyor.

Ekonominin küçülmeye devam ettiği resmi olarak açıklanmış olmasına rağmen ekonomiden sorumlu Hazine ve Maliye Bakanı’ndan konu hakkında hiçbir açıklama gelmedi. Twitter hesabına bakın, göreceksiniz. Bu kadar önemli bir makro göstergeye ilişkin bir açıklama neden yapılmaz? Efendim? Evet haklısınız, çıkıp “maalesef küçülmeye devam ediyoruz” diyemeyeceğine göre…

Salı günü ise enflasyon verisi açıklandı. TÜİK’e göre tüketici fiyatları ağustos ayında yüzde 0,86 oranında, yıllık bazda ise yüzde 15,01 oranında artmış. Bu oranlar anında tartışmaları da beraberinde getirdi. Acaba gerçek durumu yansıtıyor muydu? Çünkü piyasa uzmanları ve finansal kuruluşlar tarafından yapılan tahminlerin ortalaması yüzde 1,4 iken en düşük tahmin yüzde 1,2 olmuştu. Peki, bu kadar kurumun tahminlerinde “yanılmasına” ne yol açmış olabilir?

Ekonomik küçülme konusunda bir açıklama yapmayan Bakan Albayrak, TÜFE verisinin açıklandığı gün hemen bir açıklama yaptı, “Enflasyonda önemli düşüş kaydettik” dedi ve ekledi: “Enflasyonla mücadele ve sağlıklı büyüme öncelikli politikalarımız.” Hani şu hiç bahsetmediği ekonomik küçülme var ya, onu görmezden gelerek büyümenin öncelikli olduğunu ifade ediyor. Bence de büyüme önemli. Bu nedenle ekonominin neden küçüldüğünü de dikkatli biçimde analiz etmek gerekmez mi? Albayrak’ın bu konuda da birkaç söz söylemesi gerekmez mi?