Bayraktar’ın danışmanı Sadık Soylu, Komisyon’a 17 Aralık sabahı Bakan’ın kendisini arayarak ‘Kaç Sadık’ diye uyardığını ancak ‘delikanlılık yapıp kaçmadığını’ söyledi

Bakan 'kaç' dedi, kaçmadım

SEBAHAT KARAKOYUN

Yolsuzlukla suçlanan dört eski Bakan hakkındaki TBMM Soruşturma Komisyonu’nun tanık olarak dinlediği Erdoğan Bayraktar’ın danışmanı Sadık Soylu, operasyon sabahını anlattı. AKP Genel Başkan Yardımcısı Süleyman Soylu’nun amcasının oğlu olan Sadık Soylu, şu bilgileri verdi:

(Erdoğan Bayraktar’ın ‘Sadık kaç, polis gelecek, seni alacak bir vesileyle’ dediği iddiası) İki sene beni dinlediler. İki sene içerisinde adam karısının aleyhine de konuşur yani. Erdoğan Bey’le alakalı fezleke dosyasında tek bir tapem var, o da yerel siyasetle alakalı. Tek bir tapem var, başka hiçbir tapem yok. Bir de son gün ‘Kaç Sadık’ diye var. O da doğaldır, Erdoğan Bey benim babam gibidir, 20 sene beraber çalışmışım onunla ‘Kaç Sadık’ demiştir. Ben de ‘Efendim kafede oturuyorum’ dedim. ‘Yok, yanıma gel, beraber gidelim bakanlığa’ dedi. (Böyle bir diyalog geçti mi aranızda sorusu üzerine) Geçti efendim, ‘Efendim, ben bir kafede oturacağım, orada bekleyeceğim’ dedim. Kaçmadım zaten. Kolay kolay kaçmayız yani. (‘Kaç Sadık’ tapesinin yeniden anımsatılması üzerine) Telefon görüşmesi bu, bir kısmını almış bir kısmını almamış yani. Hayır, bana ‘Kaç Sadık’ demiş, bir taraftan da ‘kafede oturacağım’ denmemiş. Orada bir korkaklık vardı, orada da bir delikanlılık var yani...

‘Çuvalla para’ya inkâr
(Zorlu’nun otopark işleriyle ilgili konuşmalar da geçiyor, otopark yerlerinin dükkân yapıldığı, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin karşı çıktığı, ‘Var mı bilginiz?’ sorusu üzerine) Yok efendim, sadece Erdoğan Bey’in konuşmalarında, işte bu şeylerden... Yanındaydım Erdoğan Bey’in, orada işte çuvalla para aldık meseleleri var. Hep bunlar döndürülmüş, kamuoyunda algı yönetmeye yönelik şeyler bunlar. Ataşehir’den çuvalla para almışız, sanki Bayraktar çuvalla para almış...

Zorlu Center olayı
(Zorlu Center’a plana aykırı konut inşası izni verildiği iddiası) Zorlu Center olayını bilmiyorum. Benim o konuyla ilgili bilgim yok.

(İstanbul Çevre ve Şehircilik İl Müdürü Ahmet Ayyıldız’ı arayarak ‘Zorlu’nun işi tamam mı, şimdi açılış yapacak mı?’ diye sorduğunun anımsatılması üzerine) Bizim telefonlarımız dinlenmiş fakat işlerine gelen kısmı bize sorulmuş. Ben Bakan Bey’in aslen basınla ilgili kısmıyla ilgileniyordum ve Emlak Konut’ta çalıştığım için Emlak Konut’la ilgili kısmını bilirim biraz. Milliyet Gazetesi’nden beni aradılar ‘Zorlu açıldı mı açılmadı mı?’ diye. Ben de cevaben Ahmet Bey’i aradım, ‘Açıldı mı açılmadı mı’ diye sordum. Ahmet Bey de detayına girdi. Ama işin diğer kısmını bilmiyorum.

(Neyle suçlandınız sorusu üzerine) Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na, İstanbul Belediyesi’ne müracaat ettiler veya ilgili belediyelere müracaat etiler işadamları veya müteahhitler, ilgili belediyeler de 3 ay içerisinde ruhsatı verilmeyen yerlerin... Daha sonra o ilgili kişiler bakanlığa müracaat edip onların işini hallettiğimize dair, bir ekip oluşturduğumuza dair bir hayal ürünü ortaya koydular. Çete olan bir ekibin üyesi isnadında bulundular.

(Bakanın yanında çalışan birçok çalışma arkadaşları olmasına karşın niye sizi seçmişler sorusu üzerine) Hayal efendim, hayal. 20 senedir Erdoğan Bayraktar’ın yanındayım, işte ondan dolayı. Hayal kurmuşlar yani ütopya kurmuşlar kendilerine göre, ütopyaya da inanmışlar birileri. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde KİPTAŞ’ta çalışıyordum, Hüseyin Avni Sipahi de Taşdelen Belediye Başkanı’ydı, oradan tanıyorum. Sayın Bakanımızla aynı sitede otururlardı, oradan da tanıyorum. Eşi, Erdoğan Bey’in eşiyle de görüşüyordu.

Ağaoğlu hemşehrimiz
(Ali Ağaoğlu gibi iş dünyasından kişileri tanıyıp tanımadığı sorusu üzerine) Ali Ağaoğlu hemşehrimiz, onu tanımayan yok zaten, biz de tanıyoruz. Emlak Konut’ta da Yönetim Kurulu Başkan danışmanıyım. Zaten Ağaoğlu’nun bu meşhur Maslak 1453 meselesi Emlak Konut ile devletin yapmış olduğu bir iş. Tanıyorum yani, oradan tanıyorum. Bir taraftan da benim bakanlıktaki asli görevimin bir kısmı da Emlak Konut’un finans belgesiyle olan işlerinin devlet kademelerindeki yürüyüşünü, imzalarını yürütmektir.