Google Play Store
App Store

Sağlık Bakanı Memişoğlu’nun yenidoğan çetesine ilişkin yaptığı açıklamalarda çelişkiler dikkat çekti. Bakan’ın bebek ölümlerinden haberlerinin olmadığı söylemlerine tepki gösteren tabip odaları ve siyasiler ‘‘Bu mümkün değil’’ dedi.

Bakan kendini koruyor
Fotoğraf: Freepik
Sibel Bahçetepe
Sibel Bahçetepe
sibelbahcetepe@birgun.net

Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu, İstanbul’da yenidoğan bebeklerin bulunduğu yoğun bakım ünitelerini ticarethane haline getiren suç örgütüne yönelik açıklamalarında bebek ölümlerinden haberlerinin olmadığını söylemesi tepki çekti. Suç örgütüne yönelik sürecin 19 ayda tamamlanmasıyla adeta övünen Bakan Memişoğlu’nun özel hastaneler hakkında “yapısal reformlar”ın gündemlerinde olduğunu açıklaması ise çelişkileri gözler önüne serdi. Bu durum ‘‘Bakanlığın bebek ölüm izleme sistemi var. İstanbul sağlık müdürlüğü iddianamede yer alan ölen bebekleri incelemedi mi?’’ sorularını da beraberinde getirdi.

22 yıllık AKP iktidarının Sağlıkta Dönüşüm Programı ve beraberinde hız kazanan özelleştirme politikaları, sağlıktaki çürümeyi derinleştirdi. Sayıları hızla artan ve neredeyse her mahallede kurulan özel hastanelerin denetim sorunları, hastaların ‘müşteri’, hastanelerin ‘ticarethane’ olarak görüldüğü bu sistem pek çok suistimale de kapı araladı. Büyük kısmı AKP’li olan özel hastane sahipleri ve yöneticileri, yapılan pek çok denetime takılmadı.

ÖLÜMLER BİLİNİYORDU

Memişoğlu’nun da bebek ölümlerine ilişkin ‘‘Bize bu bebeklerle ilgili ‘ölüm anlamında’ herhangi bir bilgi verilmedi, zaten dosya gizli’’ açıklamasını değerlendiren CHP Milletvekili ve Halk Sağlığı Uzmanı Prof. Dr. Kayıhan Pala ‘‘Bebek ölümlerini bilmemelerinin mümkün olmadığını düşünüyorum. 2009’dan beri Sağlık Bakanlığı Bebek Ölümleri İzleme Programı diye tüm yurtta uygulanan programı var. Bu programa göre bir bebek nerede hayatını kaybederse kaybetsin onunla ilgili kapsamlı bir araştırma yapılıyor. ‘Nerede öldü, neden öldü, ölümüne yol açan başka etkenler var mıydı?’ bunlara bakılır, raporlandırılır. İl sağlık müdürlüğünde oluşturulmuş bir heyet tarafından her bir bebeğin raporu gözden geçirilir. Dolayısıyla ölümlerin olduğunun farkına varmaları gerekir. Eğer farkına varmamışlarsa izleme programını uygulamıyor olabilir, bu da suçtur’’ dedi. 2020 yılında İstanbul’da binde 6,7 olan bebek ölüm hızının arttığını anımsatan Pala ‘‘2023’te bebek ölümü binde 7,1’e çıkıyor. Çağdaş ülkelerde bebek ölüm hızı azalırken bizde bebek ölüm hızının artığına ilişkin İl Sağlık Müdürü’nün araştırması yapması gerekirdi. İstanbul gibi Türkiye’de sağlık hizmetlerine erişim açısından en iyi olanaklara sahip olduğu iddia edilen bir ilde bebek ölüm hızındaki artış nedendir?’’ diye sordu.

Kemal Memişoğlu

KÜMELEŞMİŞ ÖLÜMLER

Pala, şöyle devam etti: ‘‘Bu iki nokta bile ‘biz bebek ölümlerinin farkında değildik’ açıklamasının önüne geçiyor. İstanbul’da bazı kişilerle yaptığımız görüşmelerde bebek ölümlerinin bazı hastanelerde kümeleştiğine dair iddialar var. Şimdi bir hastanede, diğer hastanelere göre yoğun bakımda bebekler daha fazla hayatını kaybediyorsa bunun kapsamlı olarak araştırılması gerekir, aksi halde buna göz yumuyorsunuz anlamı çıkar. İddianamede ve bazı tanıkların ifadelerinde yer alan ocak ayı itibarıyla sağlık müdürlüğünün bu konuyu bildiği anlaşılıyor. 112’nin bazı özel hastanelere daha fazla hasta göndermesi ve bazı bebek yoğun bakımlarında bazı sorunların olduğunun bilinmesi. Bunlar ortadayken ‘biz bebek ölümlerinden haberdar değildik’ diyemez. Ayrıca mayısta il sağlık müdürlüğü, Cumhuriyet Savcılığı’na suç duyurusunda bulunuyor. Sonra iddianamedeki bebeklerden 7’sinin öldüğü anlaşılıyor. Dolayısıyla birinci ölümde bile müdahil olmamış olmaları, ancak 16 Ekim’de savcılığın iddianamesi ortaya çıktıktan sonra bazı hastanelerin ruhsatlarının iptal edilmiş olması, aslında bundan ‘bilgi sahibi değiliz’ demelerinin yine önüne geçiyor. Diğer hastanelerin ruhsatları neden iptal edilmedi, 11 hastane ruhsat iptal edildi, bunun da tartışılması gerekir. Bu nedenle eski il sağlık müdürü olan bakanın bir an önce istifa etmesi gerekir."

ÖZELE, KAYNAK AKMAMALI

TTB Merkez Konseyi Üyesi Dr. Ali Karakoç ise ‘‘Yaşananlar neoliberal politikalarla yaşanan bir çeteleşmenin sonucu’’ değerlendirmesini yaptı. Karakoç, ‘‘O dönem İstanbul il Sağlık Müdürü olan Sağlık Bakanı bu denetimleri, kontrolleri yeterince yapıldığı konusunda bizim de endişelerimiz var. Sağlıkta Dönüşüm dediğimiz sağlığın ticarileştiği, hak olmaktan çıkarılıp alınıp satıldığı bu sistemde yaşananlar buzdağının görünen kısmı. Bebekler hayatını kaybetmeseydi belki de savcı tehdit edilmemiş olsaydı belki kamuoyu bunlardan haberdar bile olmayacaktı. Düzenli olarak her ilde bebek ölüm izleme komisyonu toplanır, raporlarda düzenlenir. Buna rağmen bunlar yaşandıysa, üç beş kişinin bir araya gelerek yaptığı yanlışlık, hata ya da ahlaksızlık diyemeyiz, bu sistemin yozlaşmış hali’’ diye konuştu. Sağlık sisteminin komple değişmesi gerektiğini kaydeden Karakoç "Sadece denetlemeye sıkıştırmak sorunu çözmez. Kamu kaynaklarının özele asla ve asla aktarılmaması gerek. Kamu sağlık hizmetlerinin güçlendirilmesi, özellikle de koruyucu birinci basamak hizmetlerinin güçlendirilmesi gerekir. Bunun için planlama yapılmalı ve yeni bir sağlık sisteminin herkes için ulaşılabilir, nitelikli sağlık hizmetinin mümkün hale getirilmesi şarttır’’ değerlendirmesini yaptı.

∗∗∗

KURULAN BİRİMLER ÇALIŞMADI MI?

• İlk şikâyet CİMER üzerinden mart 2023’te gelmesine karşın çete neden 2024’te çökertildi. Bu durum kolluk kuvvetlerinin ve yetkililerin ihmalleri olarak değerlendirildi.

• Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu’nun çeteden CİMER başvurusu üzerine haberdar olduklarını söylemsine karşın dönemin İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü Özel Hastanelerin Denetiminden Sorumlu Birimin yetkilisi olan Dr. Malik Türkay Esin’in iddianameye yansıyan ifadeleri çetenin iki lideri Fırat Sarı ile İlker Gönen’in yaptıklarından daha önce de haberdar olunduğunu ortaya çıkardı.

• 19 ay sonra hastanelerin ruhsatlarının iptal edilmesi ve bu süre zarfında hasta almaları ‘yeni ölümlere göz yumuldu" yorumlarına neden oldu.

• Sağlık Bakanlığı’nın "Bebek Ölümleri İzleme Sistemi" olmasına karşın bebek ölümlerinin sağlıklı raporlanıp raporlanmadığı ve araştırmaların aksadığı da yeni tartışmalara yol açtı. Bu durum "Sağlık Bakanlığı’nın bebek ölümleri izleme sistemi var. İstanbul Sağlık Müdürlüğü iddianamede yer alan ölen bebekleri incelemedi mi? Yoğun bakımların yasadışı işletildiğini görmedi mi? Kurulan birimler çalışmıyor mu?" sorularına yol açtı.

• İddianamede yer alan ifadelerde bebeklerin ailelerinin dışarıdan hekim getirilmedi ve ücretlerini kendilerinin ödediğini söylemesi de "Uzman eksikliği ile hastane açmak mümkün mü, mevzuat neler diyor?" sorularına yol açtı.

•‘ Yenidoğan çetesi’ne ilişkin hazırlanan iddianamada AKP’ye yakınlığıyla bilinen bazı özel hastanelerin denetlenmediği de ortaya çıktı. Soruşturmada adı geçen ve ruhsatı iptal edilen Özel Reyap Hastanesi’nde hemşire olarak çalışan ve söz konusu soruşturma kapsamında tutuklu bulunan hemşire Hasan Basri Gök’ün Avcılar Hospital’de çalışan hemşire Serenay Şenkalaycı ile denetimlere ilişkin yaptığı bir konuşmada, birçok özel hastanin denetlendiği vurgulanırken AKP’ye yakınlığıyla bilinen hastanelere denetim yapılmadığı ifade edildi. İddianamede Gök’ün “Mehmet abi öyle dedi. Şafak’ta var (denetim) dedi. Silivri Anadolu’ya da gitmişler. Beylikdüzü Kolon’a gitmişler. Medicalpark grupları AKP’de zaten. Onlara gitmediler, sordurdum. Memorial’a gruplarına da gitmemişler, sordurdum" demesi dikkat çekti.

∗∗∗

MECLİS ARAŞTIRMA KOMİSYONU

Yenidoğan çetesine ilişkin soruşturma Türkiye’nin gündemine otururken konu Meclis gündemine de taşındı. Bazı özel sağlık kuruluşlarında yaşanan bebek ölümlerinin tüm yönleriyle araştırılması amacıyla Meclis Araştırma Komisyonu kuruldu. Komisyon 22 üyeden oluşacak ve çalışma süresi 3 ay olacak.

∗∗∗

AİLELER İHBARDA BULUNABİLİR

İstanbul Kültür Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ceza ve Ceza Muhakemesi Anabilim Dalı Üyesi Dr. Öğr. Üyesi Özge Sırma Gezer, ‘Yenidoğan çetesi’ haberlerinin ardından bebeklerinin ölümüne yol açtığını ya da bebeklerini herhangi bir zarara uğrattığını düşünen ailelerin derhal savcılıklara başvurarak suç ihbarında bulunmaları gerektiğini söyledi.

∗∗∗

2017 YILI DENETİMLERİ VAHİM SONUÇLARI GÖSTERDİ

Türk Neonataloji Derneği ise yaptığı açıklamada özetle şu ifadelere yer verdi: ‘‘Ne akla, ne vicdana ne de insanlığa sığan bu durumun yenidoğan ünitelerinde gece gündüz büyük fedakarlıkla çalışan yenidoğancı arkadaşlarımıza ve camiamıza zarar vermesi kabul edilemez. Derneğimizin talebi ile 2017’de Sağlık Bakanlığı Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü işbirliğiyle farklı illerde 17 Sağlık Bakanlığı, 13 özel hastane ve 9 üniversite hastanesinin yenidoğan yoğun bakım ünitelerine dernek üyesi profesör ve doçent hocalarımız tarafından baskın denetimler gerçekleştirilmiştir. Denetimler son derece gizli, ani baskın şeklinde gerçekleştirilmiş olup, süreçten İl Sağlık müdürlerinin bile haberi olmamıştır. Gözlenen ve tespit edilen sonuçlar vahim olup, tüm bu tespitler ayrıntılı bir rapor şeklinde Sağlık Bakanlığı’na sunulmuş, aynı zamanda ilgili kişilere bir sunum da yapılmıştır.’’

∗∗∗

SAĞLIKTA DÖNÜŞÜM PROGRAMI ÇÖKTÜ

SOL Parti Denizli ve Samsun İl Örgütleri, yenidoğan çetesi skandalını dün eylemler yaptı. Denizli Candoğan Parkı’nda gerçekleştirdiği eylemle protesto etti. SOL Parti Denizli İl Başkanı Serdar Aktaş, AKP’nin Sağlıkta Dönüşüm Programının bir kez daha çöktüğünü söyledi. Aktaş, SGK’nin özel sağlık kurumlarından hizmet alımına son verilmesini ve yoğun bakım servislerine el konulması gerektiğini kaydetti.

Fotoğraf: BirGün