Bakan övünüyor ama rakamlar onu yalanlıyor

ŞEBNEM SUBAŞI

Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz önceki gün bir dizi açılışa katıldı. Yılmaz Konya Yunak Anadolu İmam Hatip Lisesi’nin açılışında “Aldığımız noktadan geldiğimiz noktaya bakarsak aradaki mesafeyi görürüz. Aldığımız noktada, Türkiye’de öğretmen yok, okul yok, derslik yoktu” ifadelerini kullandı.

Dünyada en çok kabul gören ve çoğunluğu Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü’ne (OECD) üye ülkeler arasında yapılan Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı (PISA) sonuçlarına göre Türkiye 2003 yılının da gerisinde. 2003 yılında 434 olan Fen puanı 425’e, 423 olan matematik puanı 420’ye, 441 olan okuma puanı ise 428’e düştü. Türkiye 2006-2015 yıllarında PISA’ya kesintisiz katılan ülkeler arasında puanını en çok düşüren ülke oldu. 2003 yılında 41 ülke içince Fende 33’üncü, Matematikte ve okuma puanında 35’inci olan Türkiye son PISA’yla birlikte 70 ülke içinde fende 52’nci, matematikte 49’uncu ve okuma puanında 50’nci sıraya geriledi.

Konuyla ilgili BirGün’e konuşan Eğitim Sen İstanbul 2 No’lu Şube Başkanı Kazım Yılancı ve Eğitim İş Genel Başkanı Bakan’a tepki gösterdi.

Eğitim sistemi facia
Bakan’ın hayal dünyasında yaşadığını belirten Yılancı “Eğitim bilimi açısından konuşursak ülkeyi orta çağa doğru götürdüler. 16 senede 6 kere değişen bir eğitim sisteminden bahsediyoruz. Yoksullara imam hatiplerin dayatıldığı, sermayenin ihtiyaçlarına dönük özelleştirilip teşvik verildiği, gericileştirildiği, işçileştirildiği çocuk emeğine dayalı bir sisteme çevirdiler. Kendi ajandaları doğrultusunda kendilerini başarılı sayabilirler ancak bilimsel değerlerle bakıldığında eğitim bilimi açısından ülkenin eğitim sistemi faciadır. Objektif kriterlere bakıp da başarılıyız deme lüksleri yoktur. Buna ancak kendi etrafındakiler, destekleyenler inanır. Veliler ve öğrenciler açısından böyle bir durumu kabul etmek söz konusu değildir” ifadelerini kullandı.

Eğitimi bilimsel çalışmalar belirler
Eğitim-İş Başkanı Orhan Yıldırım ise şu ifadeleri kullandı: “Eğitim seviyesinin ne derece iyi olduğunu kendi kendimize söyleyeceğimiz sözcüklerden daha çok uluslararası alanda öğrencilerin ve akademisyenlerin buldukları icatlar, yeni makaleler, bilimsel çalışmalar belirlemektedir. Sokağa çıkınız kime sorsanız Türkiye’deki en kötü olan sistemin eğitim sistemi olduğunu söyleyecektir. Ancak imam hatip sayılarını bu kadar artırarak çocukları zorla akademik düzeyi yeterli olmayan bir eğitime sokarak bir ülkenin eğitimi asla düzelmez.”