Google Play Store
App Store

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, “Basit suçlarda denetimli serbestliğin uygulanabilmesi için belli bir süre cezaevinde kalma şartı getirilebilir” dedi. Tunç, ‘etki ajanlığı’nın yanlış tartışıldığını belirterek, “Sudan sebeplerle herkes soruşturmaya tabii tutulacakmış gibi bir algı oluşturulmaya çalışıldı. Öyle değil” diye konuştu.

Kaynak: ANKA
Bakan Tunç: "Basit suçlarda denetimli serbestliğin uygulanması için belli bir süre cezaevinde kalma şartı getirilebilir"
ANKA

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, TBMM’nin yeni yasama yılının açılışı nedeniyle düzenlenen resepsiyona katıldı.

Bakan Tunç, Siber Güvenlik Teşkilatı hazırlıklarının ne aşamada olduğu sorusunu şöyle yanıtladı:

"YAKIN ZAMANDA SONUÇLANIR"

“Birkaç aydan bu yana devam eden, Cumhurbaşkanı Yardımcımız Cevdet Yılmaz başkanlığında süren bir çalışma. Yakın zamanda sonuçlanır. Geldiğimiz noktada siber güvenlik ülkeler için çok önemli bir hale geldi. Bu konuda kurumsal bir yapının olması lazım. Bu yapı, içerisinde ilgili bakanlıkları da temsil edecek bir yapı olacak. Ülkemizin hem siber suçlarla mücadele hem kurumlarımızın siber güvenliği için… Artık dijital çağdayız. Bütün verilerimiz dijital ortamda. Siber güvenliğin koordinasyonunun sağlanacağı bir teşkilat olması gerekiyor. Bu konuda MİT’in eskiden beri çalışması vardı. Bu çalışmalarla beraber bir kurumsal yapı oluşturulacak. Burada Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile yapılabilecek hususlar var. Kanun gerektiren kısımlar da var. Cumhurbaşkanı kararnamesi ile kurulacak olan Siber Güvenlik Teşkilatı’nın fonksiyonlarıyla ilgili yasal düzenleme gerektiren kısımları da TBMM’ye sevk edilerek milletvekillerimizin takdirine sunulacak.”

Bakan Tunç, yeni infaz düzenlemesi iddialarına ilişkin şunları söyledi:

"TOPLUMDA İNFİAL OLUŞUYOR"

“Ceza infaz kanunlarımız 2005 tarihli. 10 yıldan bu yana uygulanan kanunlar. Bu kanunlarla ilgili zaman zaman cezasızlık algısıyla ilgili eleştiriler oldu. Koşullu salıverme ve denetimli serbestlik süreleriyle ilgili bazı suçlar bakımından birtakım değerlendirmeler kamuoyunda yapılıyor. Cumhurbaşkanımızın ifade ettiği gibi suç ve suçluyla mücadele konusunda gerek mevzuatımız gerek uygulamayla ilgili yapılması gereken konulara vurgu yaptı. Ceza İnfaz Kanunu’muzda bazı suçlar bakımından denetimli serbestlik sürelerinin olup olmayacağı tartışılabilir. COVID sürecinde denetimli serbestlik uygulaması biraz genişletildi. Cezaevlerinde salgın tehlikesi nedeniyle önce 3, sonra 5 yıl denetimli serbestlik uygulaması yapılmıştı. Ama artık geride kaldı. Bundan sonraki süreçte bazı suçlar bakımından denetimli serbestlik olmayabilir, bu tartışılabilir. Cezası az olan suçlarda (2 yılın altındaki suçlar) yatarının olmaması nedeniyle bunlar işlendiğinde toplumda bir infial oluşuyor. ‘Yapanın yanına kar kaldı’ algısı oluşuyor. Bunu ortadan kaldırmanın yolu, basit suçlarda denetimli serbestliğin uygulanabilmesi için belli bir süre cezaevinde kalma şartı getirilebilir.

"MİLLETİMİZ TARAFINDAN YAKINILAN KONULARI ÖNE ALAN BİRTAKIM DÜZENLEMELERİMİZ OLACAK"

Soruşturmanın etkin yürütülebilmesi, kovuşturma aşamasının hızlı sonuçlanması, cezaevindeki kısmın da suçluyu ıslah edecek şekilde olması. Bu üç aşama önemli. Bu üç aşamayı daha da kuvvetlendirecek, soruşturmayı etkin yapacak, davaların uzun sürmesini önleyecek, cezaevinde de ıslah uygulamalarını daha da arttıracak birtakım tedbirlerimiz olacak. Yargı Reformu Strateji Belgesi’nde buna ilişkin önerilerimiz olacak. Milletimiz tarafından yakınılan konuları öne alan birtakım düzenlemelerimiz olacak.”

Bakan Tunç, ‘etki ajanlığına’ ilişkin şöyle konuştu:

"SUDAN SEBEPLERLE HERKES SORUŞTURMAYA TABİİ TUTULACAKMIŞ GİBİ BİR ALGI OLUŞTURULMAYA ÇALIŞILDI"

“Etki ajanlığı meselesi yanlış tartışıldı. Konu farklı anlatıldı. Orada özellikle casusluk suçunu işlerken bir başka suçu da işlemişse her iki suçtan ayrı ayrı cezalandırılmasına yönelik bir düzenleme. Devletin, milli güvenliğin, devletin siyasi ve askeri yararlar aleyhine, yabancı bir devlet ve organizasyonun lehine, Türkiye’de suç işleyenlerin cezalandırılacağına yönelik bir taslaktı o. ‘Türkiye’de araştırma yapanlar, fotoğraf çekenler’ diye konu dağıldı. Türkiye’de etki ajanları, sudan sebeplerle herkes soruşturmaya tabii tutulacakmış gibi bir algı oluşturulmaya çalışıldı. Öyle değil. Bu konu Meclis’te bu şekilde açıklandığında diğer partilerin de hayır diyeceklerini düşünmüyorum. O, ülkemizin milli güvenliği ile ilgili bir husus.”