Google Play Store
App Store

AKP’nin pembe tablo ile örtmeye çalıştığı ekonomik kriz, bakanlıkların uzun vade planlarında itiraf edildi. Kritik icracı bakanlıkların tamamı, projelerdeki gecikme ve başarısızlıkları, “Ekonomik dalgalanma” ile açıklamaya çalıştı.

Bakanların “kriz” dememe telaşı
Fotoğraf: AA
Mustafa Bildircin
Mustafa Bildircin
mustafamertbildircin@birgun.net

“Ekonomik kriz” demekten geri duran bakanlıkları, stratejik planları ele verdi. Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı ile Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın da aralarında olduğu icracı bakanlıkların tamamı, projelerin gerçekleşmemesini ve projelerde yaşanan gecikmeleri ekonomideki gelişmelerle açıkladı.

Saray Kabinesi, 2024-2028 dönemine yönelik yol haritalarını hazırladı. Bakanlıkların 2024 ve 2028 yıllarını da kapsayan beş yıllık planlarının yanı sıra mevcut projelerdeki ilerleme oranlarına da yer verilen planlardan, ekonomik kriz itirafı çıktı.

Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı, altyapı hedefindeki sapmanın nedenini, ekonomi olarak gösterdi. Bakanlığın raporunda krizden söz edilmezken “Ulaştırma altyapı yatırımlarının yüksek maliyetli olması ve yatırım maliyet tahminlerinde enflasyon ve kur artışları gibi ekonomik nedenlerle sapmaların yüksek olması” denildi.

Çalışma Bakanlığı’nın da işgücü piyasasına yönelik hedeflerin gerçekleşmemesini, “ekonomik dalgalanma" ile açıklamaya çalışması dikkati çekti. Benzer bir tablo Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın stratejik planında da görüldü. Bakanlık, kentsel dönüşüm için kaynak yetersizliğini, “Tüm dünyada yaşanan ve ülkemizi de etkileyen ekonomik ve politik değişimler” ifadeleriyle gündeme getirdi.

Gençlik ve Spor Bakanlığı da “Türkiye’nin dünya spor turizmi pazarından alacağı payın artırılması” hedefine ulaşamadı. Bakanlığa göre başarısızlığın gerekçesi, “Dünyada ortaya çıkabilecek siyasi ve ekonomik istikrarsızlıklar” oldu. Kültür ve Turizm Bakanlığı da “Dünyadaki politik, ekonomik ve sosyal gelişmelerin” Türkiye ile ilgili olumsuz algıya yol açtığını belirterek, “Ülkemizdeki siyasi, ekonomik ve sosyal gelişmeler ile uluslararası ilişkilerdeki değişimler doğrultusunda öngörülemeyen faaliyetlerin ortaya çıkması” ifadesini kullandı.