Balıkesir’in Altıeylül ve İvrindi ilçelerinde yapılması planlanan ‘Altın, Bakır Maden Ocağı Kapasite Artışı, Cevher Zenginleştirme Tesisi ve Atık Depolama Tesisi’ projesi için hukuki süreç devam ederken şirket yeniden ÇED süreci başlattı.

Bakanlık maden ocağı için hukuki süreci beklemedi

BirGün EGE

Balıkesir’in Altıeylül ve İvrindi ilçeleri sınırlarında faaliyet gösteren CVK Maden İşletmeleri tarafından “Altın, Bakır Maden Ocağı Kapasite Artışı, Cevher Zenginleştirme Tesisi ve Atık Depolama Tesisi” için ‘çevresel etki değerlendirme (ÇED) Olumlu’ kararının yürütmesinin durdurulması ve iptali için dava sürerken, şirket yeni bir ÇED süreci başlattı. Projenin Halkın Katılımı Toplantısı ise Sarıalan Köyü’nde gerçekleştirildi. Toplantıya bölge halkının yanı sıra çevre dernekleri ve odalar katıldı. Bölge halkı projenin ÇED sürecinin sonlandırılması talebinde bulundu.
Mimarlar Odası Balıkesir Şube Başkanı Betül Dikici yaptığı açıklamada, “Önceki ÇED sürecinde bölge halkının görüş ve talepleri göz ardı edilmiş, toplanan yüzlerce imzadan ÇED raporunda bahsedilmediği gibi ÇED raporunun ekine de bu imzalar konulmadı. Dava konusu olan ÇED raporu eksik ve hatalı incelemeye dayalıdır. Dava konusu olan ÇED raporu olumlu kararı hukuka aykırıdır, iptali gerekir” dedi.
Dikici şunları dile getirdi: “ÇED alanının neredeyse tamamı orman alanı içerisindedir. Bu orman önemli bir ekosistem oluşturmuş olup; erozyonu önlemesinin yanı sıra su depolama kapasitesi de oluşmuş bir ekosistem alanıdır. Ayrıca proje sahasında Sarıalan Dallımandıra Göleti ve bu göletten sulanan sulu tarım arazileri bulunuyor ve hayvancılık yoğun bir şekilde yapılıyor. Oysa ki madencilik faaliyetleri tozu, dumanı siyanürü ile toprağın, suyun ve havanın kirliliğine direkt etkilidir. Yöre halkında astım, koah gibi solunum yolu hastalıkları görülecektir. Yine bu yolla partiküllerin içinde yer alan ağır metallerin insana, hayvana ve tarlalardaki meyve/sebzelere direkt alındığı bilimsel çalışmalarla ortaya kondu. Altın madeni arama projesinin, yerleşim yerlerine yakınlığı 230 metredir. Maden arama faaliyeti sırasında dinamit patlatma vb gürültü/ toz kirliliği ile limit değerler hep aşılacaktır. Bu durumda ne gibi tedbirler alınacağı ÇED raporlarında belirtilmiyor.”
Dikici sözlerine şunları ekledi: “ÇED mevzuatının içi boşaltıldı. Ülkemizin yöneticileri maden ile ilgili yasa ve yönetmelikleri; değiştirerek, değiştiremediğine göz yumarak ilgili mevzuatları sermayenin birikimine ve hırsına elverişli hale getiriyor ya da uyguluyor. ‘Kalkınma‘ kılıfına sokarak uygulanan toplumun, doğanın, yaşam hakkının hiçe sayıldığı bu rant politikalarının yol açtığı tüm bu yaşatılanlar, örgütlü talan ve ekolojik yıkım suçlarıdır. Yöneticilerin, sermayenin hedefleri doğrultusunda yaklaşımı ile ÇED uygulamaları amacından saptı; doğa talanına dönüştürüldü.” BirGünEGE