Bakanlıklar işlevsiz, bakanlar emir eri

Yusuf Tuna Koç
Başkanlık sistemi tüm yetkiyi tek elde toplarken bakanlıkların işlevi de ortadan kalkıyor. Yapılan atamalar vasatlığın boyutunu gösteriyor. Derya Yanık’ın Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı'na ataması, iktidarın hem kabineye hem kadına hem de topluma bakışını özetliyor. Ruhsar Pekcan’ın dezenfektan skandalının üzerine gelmesi ise kabinenin mahiyetini de gösterdi. Bugün AKP’nin düzenlediği kabineler, Soylu, Akar ve o günün ekonomik trendine göre bir Hazine ve Maliye Bakanı haricinde genel olarak Saray ve yakınlarının taleplerinin onaylandığı ve hayata geçirildiği kurum haline dönüştü. Eğer bakan olmanın kendisi para getirecek bir pozisyon değilse, ‘şahsım’ın gölge kabinesine torbadan o günün şanslısı çekiliyor. Kredisi yettiği sürece de iktidar politikalarını sorunsuz şekilde ‘yürütmekten’ başka bir beklenti olmuyor. Bu görevlerin atananların bile haberi olmadığı, kimi zaman gece yarısında duyurulması bile sürecin ne kadar anlamsız bir hale geldiğini gösteriyor.
Yanık, belli ki bu ikinci kategoriden kabineye girdi. Fakat Pekcan skandalını örtbas etmek için olsa gerek, alelacele seçildiği için Twitter hesabını silme protokolünü geç yerine getirdi. KADEM’den gelen Yanık, belki de İstanbul Sözleşmesi meselesinde AKP’nin kendi içerisindeki tartışmalarda en çok yıpranan çevreye verilmiş bir gönül alma hediyesi. Bakanlığa getirilen ismin dişe dokunur herhangi bir vasfı olmaması şaşırtıcı olmasa da yıllarca sıradan bir trolden farksız paylaşımlar yapan birinin bir anda Türkiye’nin en tartışmalı gündemlerinin merkezinde olan bakanlığa getirilmesi çok şey anlatıyor.
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, Türkiye’nin en sıcak gündemlerinden biri olan kadına şiddet, taciz, aile içi şiddet ve istismar gibi konularla ilgilenmesi gereken bakanlık. Derya Yanık’ın gündeme gelen paylaşımları, aslında AKP’nin bu konulara ilişkin ciddiye alınır herhangi bir politika geliştirmek gibi bir derdi olmadığının da kanıtı.
Yanık, 23 Nisan'da bakanlık koltuğunu verdiği çocuğun koruma altında olduğunu ifşa etmesi üzerine binlerce kişi tepki gösterdi. Sosyal medyada ‘Derya Yanık İstifa’ etiketi ilk sıraya yükseldi. İzmir Barosu da koruma altındaki çocuğun bilgilerini ifşa eden Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık’ı istifaya davet etti.
SAYI OLARAK GÖRÜLÜYOR
Kadına şiddet meselesinde Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığından daha fazla açıklama yapan kurumun İçişleri Bakanlığı olması, hatta birkaç gün önce paylaşılıp silinen, kadın ölümlerine bir istatistik olarak bakıldığının özeti olan o ‘övünç’ tablosu da yine Yanık’ın atamasından bağımsız düşünülmemeli.
Ülkedeki en büyük toplumsal ve siyasal sorunlardan biri, AKP için üzerine hiçbir olumlu politika üretilmesi düşünülmeyen, yalnızca asayişin imajını zedelediğinde önemsenen bir mesele.
Kısacası kabine atamasının bize anlattığı, iktidarın gözünde kadın ölümlerinin aydan aya küsuratı yükselip düşen bir istatistik olduğu, şiddet faillerinin eğer Soylu ile selfiesi varsa rahatsız edici olması, aile ve kadına yönelik meselelerin bir trolün bile eline bırakılacak kadar önemsiz görünmesi.
***
Çiçeği burnunda yeni bakan Yanık’ın portresi
Yanık, tartışmalı çevrelerle olan geçmişi ve sosyal medya paylaşımları ile dikkati çekti. Yanık’ın bile bu görevi beklemediği, ‘hazırlıksız yakalandığı’ görüldü.
GÜLEN’E ‘HOCAM’ ENSARA AKLAMA: Yanık’ın Fethullah Gülen’i övmekten de geri durmadığı ve Gülen’e “hocam” dediği görüldü. Derya Yanık ayrıca, Ensar Vakfı’nı da TV ekranlarından savundu.
ÇOCUĞU İFŞA ETTİ: Bakan Yanık, son olarak 23 Nisan kutlamaları sırasında bir çocuğun devlet korumasında kaldığını ifşa ettii.
İBB GEÇMİŞLİ: Son kongrenin ardından AKP MKYK üyeliğine getirilmesi bile sürpriz olarak yorumlanan Yanık, İBB Meclis Üyeliği ve İBB Hukuk Komisyonu Başkanlığı dışında aktif görevlerde yer almadı.