Google Play Store
App Store

Dubioza Kolektiv, Balkanların çok dilli sesiyle kültürel köprüler kuruyor. Grubun üyesi Brano Jakubović “Müzik ilham verebilecek bir araçtır, ancak siyaseti ya da dünyayı doğrudan değiştirmez. Değişimi yaratabilecek olan bizleriz” diyor.

Balkanların direniş müziği yankılanacak
Sansürden neoliberalizme kadar pek çok konuda eleştirel şarkılarıyla tanınan Dubioza Kollektiv, 24 Ağustos’ta İstanbul’da. (Fotoğraf: BirGün)

Tamara Öykü BAYAR

Balkan müziğinin keyifli gruplarından Dubioza Kolektiv, enerjik sahne performansları ve sivri politik sözleriyle tanınıyor. Bosna, Hırvatistan, Slovenya ve Sırbistan’dan müzisyenlerin bir araya gelmesiyle kurulan grup, sansürden göçe, neoliberalizmden kültürel tek tipleşmeye uzanan geniş bir politik yelpazede şarkılar üretiyor. Dubioza Kolektiv’in çok dilli ve çok kültürlü kimliği, müziğinin merkezinde yer alıyor. Ekip şarkılarını hem ana dillerinde hem de İngilizce, İspanyolca, Fransızca ve İtalyanca yazıyor. Daha önce Türkiye’de birçok konser veren grup 24 Ağustos’ta İstanbul’daki Küçükçiftlik Park’ta tekrar müzikseverlerin karşısında olacak.

Müzik ilham verebilecek bir araçtır, ancak siyaseti ya da dünyayı doğrudan değiştirmez. Değişim yaratabilecek olan biziz, yani insanlar. Fakat her geçen yıl bu giderek zorlaşıyor. Filistin halkı için liderlere bir şey yapmaları yönünde ne kadar baskı yapıldığını görebiliyoruz, ama liderler sağır gibi davranıyor” diyen Dubioza Kolektiv’in kurucu üyesi Brano Jakubović ile müzik ve grubun geçmişini konuştuk.

Grubun kökenini anlatan Jakubović, “Eski Yugoslavya’nın tüm ülkelerinden üyeleri olan belki de tek Balkan grubuyuz. Dubioza’da Bosna, Hırvatistan, Slovenya ve Sırbistan’dan üye ler var” dedi. Şarkı dillerine de değinerek şunları ekledi: “Ana dilimizdeki şarkılar Balkan bölgesinde güçlü bir etki yaratıyor ve her kelimenin gerçekten önemli olduğunu hissediyoruz.” Türkiye konserlerini değerlendiren müzisyen, “Türkiye’de birçok kez sahne aldık. Zihniyet, kültür, yemek ve müzik bizimkine çok benziyor, kendimizi neredeyse evimizde gibi hissediyoruz” dedi. “Umarım daha sık geliriz” diyerek Türkiye’deki dinleyicilerine teşekkür ettiklerini söyledi.  BOSNA’DA YAŞANAN SAVAŞIN ETKİLERI Kendi yaşam deneyimlerinin müziklerine etkisini anlatan Jakubović, “Hem kişisel deneyimlerimiz hem de kolektif hafıza etkili oluyor. Gençliğimizde, Bosna’daki savaş sırasında çok derin ve zor bir deneyim yaşadık. Böyle bir şey yaşadığınızda hayata dair çok şey öğreniyorsunuz” dedi. Jakubović sözlerine şöyle devam etti: “İnsanların günlük hayatlarında sıradan gördükleri yiyecek, elektrik, temiz su gibi şeylerin aslında ne kadar değerli olduğunu öğrendik. Tüm bunlardan sonra, dünyanın şu anki gidişatını değiştirmezsek herkesin çok şey kaybedebileceğini insanlara anlatmaya çalışıyoruz.”

KÜLTÜREL BAĞLARLA KÖPRÜLER KURMALIYIZ

Geçmişi ve kültürel bağları mizahi bir hikâye üzerinden aktaran Jakubović, “En son İstanbul’a geldiğimizde küçük bir video çektim. Bu videoda, böreğin 600 yıl önce Jamaika’da bir Bosnalı tarafından icat edildiğine dair tamamen uydurma bir hikâye anlattım” dedi. Hikâyeyi gülerek şöyle tamamladı: “Sözde, Jamaikalıların sigara sardığını izleyip bundan esinlenmiş, kâğıt yerine hamurun içine ıspanak ve peynir sarmış. Hikâyeye rastgele birkaç tarihî isim ekleyip harika bir sahte haber oluşturmuştum. Aslında söylemek istediğim şey şu: Geçmişi bir kenara bırakıp, burada ve şimdi birlikte yaşamaya odaklanmak isterim. Keşke köprüler kurmak için müziğe ihtiyaç duymasak, köprüler zaten var. Müzik sadece onları geçerken bize eşlik edip dans etmemizi sağlar.’’

∗∗∗

NOTALAR TEK BAŞINA SİYASETE KARŞI MÜCADELEDE ÇARESİZ

Müzisyen, “Müzik siyasete karşı mücadelede tek başına tamamen çaresizdir” diye konuştu. Bugün yaşadığımız dünyada tek ideolojinin kâr olduğunu söyleyen Jakubović din, milliyetçilik, etnik köken ya da sağcılık gibi unsurların artık sadece dikkat dağıtıcı unsurlar olduğunu vurguladı ve “Politikacıların kullandığı sis bombalarının dumanıyla bizler kör olurken onlar ceplerini dolduruyorlar” diye ekledi. Sözlerini gençlere bir mesajla bitiren Jakubović, “Kitap okuyun, sadece Google veya ChatGPT ile yetinmeyin ama dikkatli olun, çünkü şeytan bazen en küçük yazıların içine saklanır” dedi.