Bir düğünde damada takı olarak pompalı tüfek takıldığı haberi elbette ilginç karşılandı. Hayır, bir insan neden birine hem de düğününde silah hediye eder. Silah ister eğlence (ava eğlence diyenler var, malum) ister savunma amaçlı olsun sonuçta tek bir işe yarar: Can almak...

Bana silah hediye edilse bozulurum

Mehmet ERDEM

İstanbul Beylikdüzü’nde yapılan bir düğünde damada takı olarak pompalı tüfek takıldığı haberi elbette ilginç karşılandı. Bunun daha önceki gibi simgesel anlamı vardır muhtemelen. Fiyatlarının olağanüstü arttığı dönemlerde, kimi düğünlerde yeni evli çiftlere soğan ya da tuvalet kağıdı “takıldığını” bildiğim için “bu acaba neye vurgu amaçlı” diye düşündüm önceleri. Sonrasında da pek de “masum” gelmedi durum, açık konuşayım.

Kuşkusuz hayat pahalılığına ilişkin çok zekice bir gönderme olan soğan/tuvalet kağıdı takısından farklı elbette damada silah takmak. Bir silah kültürümüz var mı çok emin değilim ama “at, avrat, silah” üçlüsü içinde yer aldığına göre hayli önemsiyoruz bunu. Sözüm ona atla emeğin, avratla ailenin, silahla da “mülkü koruma”nın ifade edildiği çok net. Bu nedenle en azından bir mantığı var. Ancak, birbirine silah hediye etmekten farklı olarak bir düğünde damada silah takmanın mantığı nedir? Bir de, namusu da mülkü de erkeğin koruduğuna inanıldığı için düğünde silah takılacak kişi olarak damadın seçilmesi de kültürel dokumuza hayli uygun.

Çok tuhaf diyeceğim ama bizde – belki- ilk olmasına rağmen bu tür tutumlara ilk kez rastlanıyor değil. Japonya’ya atom bombası atıldıktan hemen sonra ABD’li gençlerin boyunlarında atom bombası biçimli kolyeler taşıdıkları bilinir. Güce hayranlığın bir başka ifadesi bu da elbette.

HOBİ EKİPMANSIZ OLMAZ

İnsanların tüm tutumlarının altında kendilerini koruma güdüsünün olduğu malum. Silah bu nedenle taşınıyor haliyle. İkinci bir neden de herhalde silahın bir eğlence unsuru olarak kabul görülmesidir. Düğünlerde havaya silah sıkmanın başka ne tür bir mantığı olabilir? Tehlikeli bir “eğlence” tabii. İnsan hobi odaklı bir varlıktır, hobi de ekipmansız olmaz. Kimilerinin silah hobisi var demek ki.

Durum ciddi ama; silah taşıyorsa biri hayli güvensizlik içindedir. Bu güvensizliği gidermenin yolu güçlü görünmek. Bunun en iyi aksesuarı da silah kimileri için. Başka insanlarla ilişkide duyulan yaygın kaygı durumu, kaygı yarattığı sanılanlar üzerinde bir güç kazandırır silah taşıyana. Hadi tamamen güç değilse de avantaj diyelim biz yine de. Korkunç olan şu; silah sahipliği öfke eğilimiyle doğrudan bağlantılı, kim ne derse desin. Silah taşıyanın neden taşıdığına dair bir gerekçe uydurması da gerekmiyor artık günümüzde. Beklenmediği için gerekçe uydurmasına da gerek yok haliyle. Saçma sapan televizyon dizilerinde kullanımı kanıksanan bir nesne silah. Zaman zaman haberlerde rastlıyorsunuzdur; iki grup yüzlerce insanın bulunduğu sokakta çatışıyor. Kurşunların masumlara gideceği umurlarında değil, çünkü o dizilerde çatışmalar böyle.

SAĞCILAR DÜŞKÜN

Bireysel çıkar temelli, otoriteye düşkünlükle biçimlenmiş “zihniyetlere” sahip tipler silaha çok düşkün. Çoğunlukla sağcılar yani. “Zihniyetleri”nin aksiyon alanındaki tamamlayıcısı bu silahlar işte. Seçim günü elinde kılıçlarla, tüfeklerle ortaya çıkan tipleri hatırlayın. Bir ara devlet kurumlarının dışında silah üretimi yasaktı diye biliyorum. Turgut Özal’la beraber ortadan kalkan bu yasak ile silahlanma önündeki engelleri kaldıran düzenlemeler sayesinde ülke silah cennetine dönüştü. 15 Temmuz sonrası kaybolan, nereye gittiği bilinmeyen silahlardan söz ediliyor ayrıca. Yani damada silah takılmasını öyle pek de eğlenceli bulmuş değilim. Durum hayli vahim.

“Silah kültürü” dedim ama, “kültür”le yan yana geldiği için mi nedir, hiç benimsemediğim bu tuhaf kavramı, 70’lerde ortaya atan Richard Hofstadter aslında. Yani akademik bir tanımlama bu. Hofstadter bu işlerle ilgili bir araştırmacı. Kültür’le silah yan yana gelince garipsiyor insan tabii ancak kültürden, elbette kullanılmasına yol açan nedenlerden kaynaklı alışkanlık ifade ediliyor. Yine de tatsız bir tanımlama.

MUTLAKA PATLAR

Şimdilik, şu düğündeki takıdan yola çıkarak, eğlence amaçlı bir silah kültürü yaygınlaşıyor denebilir. Öncesinde bu kadar var mıydı ya da varsa bile bu taşıyanlar bu kadar pervasız mıydı, bilemem. Bir kent olgusu olan gangsterlik “kurumunun” bireylerinde görülür, kırda ise çoğunlukla “koruma” amaçlı taşınır falan ama düğünde damada takılacak kadar “değerli” hale geldiğini bilmezdim.

Hayır, bir insan neden bir başka birine hem de düğününde silah hediye eder. Silah ister eğlence (ava eğlence diyenler var, malum) ister savunma amaçlı olsun sonuçta tek bir işe yarar: Can almak. Hediyeyi verenler “al sadece duvarına as” mı dediler acaba?

Öyle dediyseler, büyük Anton Çehov’un sözlerinden haberdar olmadıkları belli bu hediyeyi verenlerin. “Duvarda asılı silah oyunun sonunda mutlaka patlar” der Çehov.

Akıl fikir diyeyim bari. Ne denir ki başka?