Google Play Store
App Store
Bangkok saldırısı kime yarar?

PEPE ESCOBAR

Uzun şortu, asi siyah saçları ve kalın koyu gözlükleriyle Sarı Tişörtlü Adam, Erawan Hindu Tapınağı’na üç tekerli motor taksi ile geldi. Asya’nın en işlek kavşaklarından birinde dolaşan sıradan sırt çantalı gezginlerden biri olarak kimse onu fark etmemiş olabilir. Tapınağın merkezindeki altın Brahma heykeline saygılarını sunmak, bir de arka plandaki Tay dansçıları ve müzisyenlerine bir bakış atmak için gelmiş olabilir.

Bir banka oturur. Sonra yavaşça o siyah sırt çantasını bırakır. Ayağa kalkıp cep telefonuna bakar. Sonra uzaklaşır. Durur. Aslında cep telefonuyla birisini arıyormuş gibi görünür. Sonra, kavşaktaki kalabalığın arasına karışarak elinde sıkı sıkı tuttuğu beyaz bir poşetle, telefonu elinden düşürmeden nihayet, Erawan’dan ayrılır.

Her hareketinin güvenlik kameralarına yakalandığını biliyor olabilir de olmayabilir de. Gözden kaybolduktan ve iddialara göre bir motosiklet taksiye bindikten birkaç dakika sonra ölümcül bir patlamayla aynaların sahrası modern Tayland’a girer.
Kim o? Tayland polisi onun Bangkok bombacısının ta kendisi olduğundan emin. Güvenlik kameralarının yakaladığı başka bir şüpheli de yok gibi.

İlk haberlerde “Arap benzeri adam” olarak nitelendirdi. Ancak oldukça muğlak bir ifade bu; Erawan Tapınağı’nın iki metro istasyonu ötesinde büyük, kalabalık bir mini Ortadoğu var. Ama gezegen üzerindeki tüm El Kaide / IŞİD çanlarının çalınması için yeterli oldu bu.

Sonra, Mayıs 2014’te düzenlenen bir darbe sonrası Tayland’ı yönetmeye başlayan Ulusal Barış ve Düzen Konseyi başkanı Başbakan Orgeneral Prayut Çan-oça’ya hatalı bir şekilde bazı sözler atfedildi. Prayut, şüphelinin kuzeydoğu merkezli Kırmızı Gömlekliler üyesi olduğuna inanıldığını söylediğinde aslında başka birisini kastediyordu; kendi isteğiyle sürgüne giden, adı yolsuzluklara bulaşmış, milyarder kodoman / eski başbakan Taksin Şinavatra’dan.

İşte bu, tekmil Tay rütbeli aynaların sahrası. Sarı Tişörtlü Adam Arap terörist olabilir; yerli, askeriye karşıtı Kırmızı Gömlek ajanı olabilir; hatta arada bir şey de olabilir, Taylandlı Müslüman ayrılıkçı.

***

Yalnızca ülkenin güneyine sınırlı olarak, son zamanlarda el yapımı patlayıcıların kullanıldığı saldırılarda artış olsa da (sadece Temmuz’da 27 saldırı), Tayland Kraliyet Ordu Komutanı ve Savunma Bakan Yardımcısı Orgeneral Udomdej Sitabutr, Erawan Tapınağı’nda patlayan 3 kg’lik boru bombasının ülkenin güneyindeki ayrılıkçı Müslümanların taktikleriyle uyuşmadığını vurguladı.
Tayland’ın Müslüman gerillaların tek amacı ayrılık, din değil. Önemli gerilla gruplarından biri, Barisan Revolusi Nasional (BRN)[Ulusal Devrimci Cephe]’dir. İstedikleri şey temelde Tayland’ın üç güney sınır illeri olan Patani, Narathiwat ve Yala’da tam özerklik.

Yani burası, IŞİD/DAEŞ bir kenara, El Kaide bağlantılı İslami Cemaat bölgesi olmayabilir; güneydeki tutucu Müslümanların derdi Tay kültürel emperyalizmi.

Ama bu, elbette sinsi İslamileştirme girişimlerinin önüne geçmiyor; ve Vahabilikten doğan savaşçı Selefi cihatçıların epey usta olduğu bir konu bu. Bu arada yeri gelmişken İslami Cemaat Tayland’taki İslami ayrılıkçığa tam destek veriyor. Bangkok’taki ayrılıkçılar ile askeri cunta “barış”tan falan bahsetmiyor.

Sarı Tişörtlü Adam Uygur mu? Böyle bir bağlantının olması akla yatıyor; Erawan Tapınağı Çinliler (ve hatta çoğu Asyalı) arasında epey popüler. Tayland geçen ay Uygur skandalı ile sarsılmıştı; Pekin’in “terörist” olmasından şüphelendiği 100’den fazla Uygur Çin’e gönderilmişti.

Güneyde Uygur bağlantısı olduğu da bir gerçek; Çin’in batısından “ılımlı asiler” olarak Suriye’deki ideal geleceklerine doğru yola çıktıklarında, eğitim molası verdikleri bir yer Tayland’ın güneyi. Pekin istihbaratına göre, sınır dışı edilenlerin bir kısmı aslında “Syraq”ta cihata katılmayı planlıyordu. Çin televizyonlarının onları uçakla Çin’e dönerken siyah giyisilere sarılı halde göstermesi hiç şaşırtıcı değil.

Hemen ardından Türkiye’de Tayland Konsolosluğu’na saldırı düzenlendi. Saldırıyı, şimdilerde Rusya’da yasaklı olan NED [Demokrasi için Ulusal Bağış Kurumu]’nun finanse ettiği, ABD Dışişleri Bakanlığı’nın Nulandistan hizbinin desteklediği Dünya Uygur Kongresi koordine etti.

Zamanlama ve yer
Sarı Tişörtlü Adam zamanlama konusunda kesinlikle doğuştan yetenekli. Gerçek Bangkok bombacısının o olduğunu varsayarsak, “Yaşam Şehri” olarak tanıtılan şehri, yüz binlerce mavi gömlekli Taylandlının Kraliçeleri için şehirde bisiklet turu yapmalarından yalnızca bir gün sonra ölüm şehrine çevirdi.

İşte aynaların sahrasının Tay kraliyet halefiyetini ortaya çıkardığı ya da yansıttığı yer burasıdır. Mayıs 2014’teki darbeden bu yana, Başbakan Orgeneral Prayut’un gurur ve sevinci Tayland’a bir çeşit istikrar getirmişti. Evet, bu bir askeri cunta, ancak en azından Bangkok’taki çoğu insan şikayet etmiyor; geçen on yılın berbat şiddet ve kutuplaşma sarmalıyla karşılaştırıldığında beş yıldızlı spa’daymış gibi yaşam. Bedelini demokrasi ödedi; her türlü siyasi protesto bastırıldı, muhalefet ya susturuldu, ya görmezden gelindi, dalga dalga tutuklamalar geldi.

Ama şimdi işler zorlaşıyor. Geçen yıl, Başbakan Orgeneral Prayut, Ekim 2015’e kadar demokrasinin geri geleceğini söylüyordu, bugünden iki ay sonraya yani. Yeni yol haritası ise seçimlerin 2017’de, o da belki, yapılacağını ortaya koyuyor.
Yeni anayasa taslağı gelecek ay, Ulusal Reform Konseyi’nde oylanacak. Ayrıca Ocak 2016’da bir referandum gerçekleşebilir, gerçekleşmeyebilir de elbette.

Bütün bunların, tahtın el değiştirme vaktinin eli kulağında olması ihtimaline karşı yerli yerinde olması lazım. Saygın Kral Bhumibol’ün sağlığı pek iyi değil. Veliaht Prens’in bisiklet turunda tam takım kraliyet kıyafetleriyle çizilen imajı da bu geçişin yumuşatılmasında bir aşamaydı. Önemli alt metin şu; Taksin Şinavatra ve Kırmızı Gömlek ordusunun geri dönme planlarının derhal durdurulması lazım.

İstikrar? Hangi istikrar?
Bangkok’taki bombalı saldırının hemen ertesi günü, Chao Praya nehri üzerindeki bir köprüden atılan başka bir el yapımı bomba olayı yaşandı. Bomba, bir tekneyle kalabalık Sathorn iskelesini kıl payı ıskalayarak suda patladı. Hedefin bir kez daha yabancı turistlerle yerel siviller olması, Savunma Bakanı Prawit Wongsuwan’ın Erawan Tapınağı hakkındaki ciddi anlamda doğru olan birincil hükmünü hatırlattı: “Failler ekonomi ve turizmi yok etmeye çalışıyor.”

Ve bu askeri cuntanın en korkulu kabusuna işaret ediyor olabilir; ya Sarı Tişörtlü Adam, Bangkok’un turist mıknatısı mekanlarının hepsini hedefine alacak seri bir harekata başladıysa?

Tayland tam olarak durgunluk yaşamıyor; Credit Suisse’e göre bu yıl % 2,5 büyüyebilir. Düşüşte olan küresel ekonomiyi düşününce çok da fena değil. Ama gayri safi yurtiçi hasılanın en az üçte ikisi turizmden geliyor. Hem de Asyalı turistlerden. Hong Kong halihazırda Tayland seyahatleri için uyarı seviyesini kırmızıya çıkarmış durumda.

Erawan’da yaşamını yitirenler arasında, 5 Taylandlının yanı sıra, 3 Çinli, 2 Hong Konglu, 2 Malezyalı, 1 Singapurlu, 1 Endonezyalı ve 1 Filipinli var. Yaralıların çoğu Çinli ve Tayvanlı. Tapınağın etrafında, mağdurlara, akrabalarına ve hatta Çinli medya mensuplarına yardım etmek amacıyla birçok tercümanın çalıştığı stantlar kuruldu.

Kesin olan şey ise, Bangkok bombacısının çoktan cuntanın güvenilirliğini yerle bir etmiş olması. Bangkok tarihinin en büyük, en ölümcül terör saldırısını ordu engelleyemiyorsa, hangi “istikrar”dan söz edilebilir?

Bir sonraki adım ise olası şüphelileri (Kırmızı Gömlek) toplamak olabilir. Görevden alınan (iki kez) Şinavatra klan liderleri / sadık yol savaşçıları gibi.

3 kg TNT ile doldurulup beze sarılmış boru bombasının emsalleri var. Sadece altı ay önce, iki küçük boru bombası Erawan Tapınağı’ndan çok da uzak olmayan lüks Siam Paragon alışveriş merkezi yakınlarında patlamıştı. Mesuliyet kırmızı gömleklilere yüklenmişti. Bu olay, Başbakan Orgeneral’in denetiminde olan ulusal meclisin, oldukça yetersiz kalan eski başbakan Yingluck Şinawatra’ya 5 yıl siyasetten uzaklaştırma cezası vermeye karar vermesinin ardından gerçekleşmişti.

Bu yılın başlarında Tayland Ceza Mahkemesi binasına el bombası atan iki şüpheliden birinin, Taksin’in kuzeni, Chaiyasit Şinnavatra’ya yakın olduğu anlaşıldı.

Daha aynaların sahrasını unutmayın. Bangkok’un kadife koridorları bir süredir karşı darbe söylentileri ile sarsılıyor. Başbakan generalin, iktidar koltuğunda fazlaca rahat rahat oturuyor olmasından pek de hoşlanmayan gruplar var; ve bu gruplar, bilhassa, yakın Bangkok-Pekin ilişkisine karşı giderek sivriliyor.

Eğer Sarı Tişörtlü Adam’ı kontrol eden karanlık güçler, Erawan katliamını güney tarzı el yapımı bomba patlaması olarak maskeleyebileceklerini sandıysalar, tutmadı. Kaybedenleri biz zaten biliyoruz; Tayland’ın kırılgan birliği, turizme bağlı Tayland ekonomisi ve de jeopolitik Büyük Ödül: Yeni İpek Yol(ları)’nın birçok aşamasını içine alan çok katmanlı Tayland-Çin ilişkileri.
Ama hâlâ Sarı Tişörtlü Adam’ın arkasında kimin olduğunu bilmiyoruz. Kırmızı gömleklilerden mi? Olağan şüphelilerin yetiştirip beynini yıkadığı müstakbel cihatçılardan mı? Yoksa—Komplo teorilerinin tatlı kokusunu aldınız mı?—Tayland’ın yeni ABD Büyükelçisi, “askeri olmayan güç” uzmanı Glyn Davies’le işbirliği içerisinde, rejim değişikliği seçenekleri (ya da Tayland’ın Çin karşıtı Trans Pasifik Ortaklığı’na yakınlığını) geliştirmek için düzenlenen bir CIA operasyonu mu?

Soruların yanıtları aynaların sahrasında kaybolup giden Sarı Tişörtlü Adam’dadır belki de.

Kaynak: http://atimes.com/2015/08/escobar-who-profits-from-the-bangkok-bombing/
Çeviri: Özgün Dede