SORU: Ben bir banka çalışanıyım. Bankanın bir şubesinde operasyon bölümünde çalışıyorum. Pandemi döneminde kurumum, pazarlama bölümünde çalışan şube personeline tablet vererek evden çalışma imkânı sunarken, biz operasyonculara ve gişe işlemi yapan müşteri danışmanlarına dönüşümlü olarak şubede çalışma uygulaması getirdi. Örneğin bir hafta şubede olurken diğer hafta evde oluyoruz. Tablet verilmediği için de evde çalışma imkânımız olmuyor ve evde olduğumuz süreyi de banka yıllık izin hakkımızdan düşüyor. Hatta sokağa çıkma yasağı gününü bile yıllık izin hakkımızdan düşüyor. Biz izin kullanmadan çalışmak istediğimizde kabul etmiyorlar. O zaman bize de tabletle çalışma imkânı verin dediğimizde tablet yok diyorlar. Yıllardır süren pazarlama ve operasyon arasındaki ayrımı şimdi daha da büyüttüler. Yıllık izin bizim zaten verilmiş hakkımız. İhtiyaç olduğunda kullanmak istiyoruz. Zorunlu değil. İşverenin böyle bir hakkı var mı? Maalesef herhangi bir örgütlenme yapımız da yok. Bu haksızlığa sesimizi maalesef çıkaramıyoruz. Çalışma Bakanlığı şikâyet hattı tüm bilgilerimizi paylaşmamızı istediğinden oraya başvuramıyoruz. İşsiz kalmak istemiyoruz. Sizden ricam kimliğimizi açıklamadan sesimizi duyurmanız. Konuyla ilgilenirseniz belki bir şeyler değişir.

YANIT: Bir zamanların gözde mesleği olan bankacılık, ne yazık ki günümüzde yönetimlerin çalışanlarına karşı son derece olumsuz davranışlarla anıldığı bir sektör halini aldı. Beyaz yakalıların en çok mobbing şikâyetinde bulundukları bu sektör, günümüzde ağır satış baskısı ve stres altında çalışılan, hatta psikolojik rahatsızlıkların yanında kalp krizi, beyin kanaması gibi ciddi rahatsızlıklara maruz kalınabilen bir çalışma alanı haline dönüştü.

Bu nedenle sizin belirttiğiniz ayrımcılığa dönük davranışlar da beni hiç şaşırtmadı diyebilirim. Oysaki işverenlerin yasalardan kaynaklanan çalışanlarını gözetme (koruma) ve çalışanlarına eşit işlem yapma, yani ayrımcılık yapmama yükümlülükleri vardır.

Konuya düzenleme getiren İş Kanunu’nun 5’inci maddesi aşağıdaki gibidir;

“İşveren, esaslı sebepler olmadıkça, tam süreli çalışan işçi karşısında kısmî süreli çalışan işçiye, belirsiz süreli çalışan işçi karşısında belirli süreli çalışan işçiye farklı işlem yapamaz.

İşveren, biyolojik veya işin niteliğine ilişkin sebepler zorunlu kılmadıkça, bir işçiye, iş sözleşmesinin yapılmasında, şartlarının oluşturulmasında, uygulanmasında ve sona ermesinde, cinsiyet veya gebelik nedeniyle, doğrudan veya dolaylı, farklı işlem yapamaz.

Aynı veya eşit değerde bir iş için cinsiyet nedeniyle daha düşük ücret kararlaştırılamaz. İşçinin cinsiyeti nedeniyle özel koruyucu hükümlerin uygulanması, daha düşük bir ücretin uygulanmasını haklı kılmaz.”

Konuyu pandemi döneminde karşılaşılan ayrımcı davranışlara uyarlayacak olursak;

İşyerinde, bir bölümün evden çalışma yöntemine geçmesine rağmen, (haklı, makul ve objektif neden olmaksızın) evden çalışabilecek benzer diğer bölümlerin işyerinde çalışmaya devam ettirilmesi veya farklı uygulamaya maruz bırakılması eşit işlem borcuna aykırılığı gündeme getirebilir.

Dolayısıyla işçinin haksız ayrımcılığı ispatı durumunda işverenden 4 maaşa kadar tazminat talep etmesi, hatta işverenin ayrımcı davranışta ısrar etmesi koşulunda iş sözleşmesini haklı nedenle sona erdirmesi dahi söz konusu olabilir.

Bu çerçevede siz bankacıların sadece sesinizi duyurmakla kalmayıp maruz kaldığınız ayrımcı davranışlara ve diğer olumsuzluklara karşı örgütlü bir biçimde direnmeniz önem arz ediyor.