İmalat sanayinin kredi borcu dolar cinsinden dahi 3’e katlandı, dış borç oranı Cumhuriyet rekoru kırdı, bankaların kârı azaldı ama Erdoğan ‘Bankacılık sistemimiz reel sektöre yeterli destek sağlamadı’ dedi.

Bankalara ‘kredi vermiyorsunuz’ azarı

OZAN GÜNDOĞDU

AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan İstanbul’da düzenlenen “Alternatif Finansta Yeni Ufuklar” programında konuştu. Erdoğan, konuşmasında özel bankaları hedef alarak, “Bu dönemde kamu dışındaki bankacılık sistemimiz reel sektöre yeterli destek sağlamadı. En ihtiyaç duyduğu dönemde reel sektöre kredi muslukları kapatıldı, altı boşaltıldı” dedi.

Buna karşın AKP döneminde reel sektörün borçluluğu Türkiye ekonomisinin en temel sorununa dönüştü. Yıllardır giderek yükselen borçluluk seviyesi artık borcun geri ödenebilme riskini artırmasına neden oldu. Hal böyle olunca özel bankalar piyasaya kredi vermekte tereddüt etmeye başladılar. İSO500 verilerine göre Türkiye’nin en büyük 500 sanayi kuruluşunun borçluluğu o kadar yüksek ki, 2018’de faizlerin yükselmesiyle beraber bu kuruluşların karının yüzde 89’u faize gitti. Yıllardır ekonomistlerin uyarılarına rağmen borç sarmalı derinleşti ve ekonomik durgunlukla beraber kredi mekanizması yavaşladı.

KREDİ DOLAR CİNSİNDEN BİLE 3'E KATLANDI!

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun verilerine göre (BDDK) reel sektörün başı çeken kesimi imalat sanayiinin bankalara 2005 yılında 29,1 milyar dolar büyüklüğünde kredi borcu bulunuyordu. Kredi mekanizmasıyla büyüyen sektörün borçluluğu 2010’da yüzde 125 artışla 65,6 milyar dolara ulaştı. Böylece, Türkiye ekonomisi büyürken bu büyümenin altında yatan temel motivasyon borç oldu. İmalat sanayinin içine saplandığı kredi riski, 2010’da sonra ermedi, 2015’e gelindiğinde sektörün borcu 105,7 milyar dolarla rekor kırdı. 2015’ten bu yana Türk Lirası’ndaki değer kaybı nedeniyle borç dolar bazında yavaşlamış görünse de lira bazında artmaya devam ediyor. Bu yılın temmuz ayı itibariyle sanayi kesiminin omuzlarında duran borç tutarı 95,2 milyar dolar seviyesinde. Böylece 2005’ten bu yana imalat sanayiinin toplam borç tutarı dolar cinsinden 3,2 katına çıktı. Özel bankalar ise sektöre kredi verirken temkinli davranıyor, zira ödenemediği için takibe düşen borçlar nedeniyle bankacılık sektörü de zor günlerden geçiyor.

SEKTÖR RİSK ALMAKTAN KAÇINIYOR

Henüz önceki gün açıklanan BDDK verilerine göre bankalar, 3 milyar 460 milyon liralık kârla son 4 yılın en düşük temmuz ayı kârını elde etti. Kârlılıktaki azalmada hem kredi talebinin azalması hem de verilen kredilerin geri ödemesinde yaşanan aksaklıklar etkili oldu. Buna rağmen Erdoğan’ın bankalara dönük eleştirisi, bankacılık sektörü üzerindeki stresi de artırıyor. Zira şişen kredi balonu büyüdükçe sektörel risk daha da artıyor.

BANKALARIN TEMEL KAYNAĞI YURTDIŞI

Öte yandan Türkiye’de bankacılık kesiminin reel sektörü fonlarken kullandığı en önemli kaynak yurtdışı. AKP dönemi ekonomisinin ise en ayırt edici özelliklerinden biri özel kesim dış borçluluğunun kamu kesimi dış borçluluğunun önüne geçmesi. Yıllar içinde bankalar da dahil olmak üzere özel sektörün dış borçları toplam borçlar içinde ağırlık kazandı. AKP’nin iktidara geldiği 2002’nin son çeyreğinde her 100 dolarlık dış borcun 33 doları özel kesime aitken, bu yıl bu tutar 66 dolara kadar yükselmiş durumda. Son 17 yılda özel sektörün borç tutarı ise olağanüstü biçimde artmış durumda. Hazine ve Maliye Bakanlığı verilerine göre özel sektörün dış borçları AKP döneminde 7 katına çıktı.

  • 2002: 43 milyar dolar
  • 2007: 160,6 milyar dolar
  • 2012: 229 milyar dolar
  • 2017: 317 milyar dolar
  • 2019: 299 milyar dolar

EKONOMİ YÖNETİMİ NE İSTİYOR?

Son 17 yılda Türkiye ekonomisi gelir yerine borç yaratma stratejisi üzerine yükseldi. Sürdürülebilir bir gelir büyütme politikası bulunmayan AKP yönetimi, borç arttıkça ekonomideki çarkların da bir biçimiyle döndüğü ekonomi politikasıyla yıllarını geçirdi. Ancak gerek küresel iklimde ters esen rüzgârlar, gerekse yurtiçinde yaşanan durgunlukla beraber bu mekanizmanın sonu gelmiş görünüyor. Başka bir ekonomik modeli deneyimlemeyen ekonomi yönetimi kredi balonunun daha fazla şişirilmesini istese de AKP’nin çokça benimsediği serbest piyasa ekonomisi buna müsaade etmiyor.

DIŞ BORÇ ORANI CUMHURİYET REKORU KIRMIŞTI

Türkiye’nin 1 yıllık toplam gelirinin ne kadarı kadar dış borcu var?*

  • 2001: yüzde 56,5
  • 2002: yüzde 54,8
  • 2003: yüzde 45,9
  • 2004: yüzde 40
  • 2005: yüzde 34,2
  • 2015: yüzde 46,5
  • 2016: yüzde 47,5
  • 2017: yüzde 53,5
  • 2018: yüzde 56,7
  • 2019: yüzde 60,6

*2019 verisi ilk çeyrek sonuna aittir.

**2001-2018 verileri ilgili yılın son çeyreğine aittir.
***Veri Kaynağı: Hazine ve Maliye Bakanlığı

BANKACILIKTA VERİLER KAYGI VERİCİ

Bankacılık sektörünün piyasaya dağıttığı krediler geri ödenmede zorlanıyor. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) verilerine göre bankacılık sektörünün takibe düşen alacaklarının toplam kredilere oranı tehlikeli sinyaller veriyor. Geçen yıl toplam nakdi kredilerin yüzde 3’ü takibe düşerken bu yıl aynı oran yüzde 4,5’e yükseldi. Üstelik bankacılık sektörü topladığı mevduatın üzerinde kredi dağıtmış durumda. Toplam kredilerin toplam mevduatlara oranı ise yüzde 115 seviyesinde. İşte kredi vermiyor denen sektörün iç yüzü.

Takibe düşen alacakların oranı:

  • 2017: yüzde 3,1
  • 2018: yüzde 3
  • 2019: yüzde 4,5

İlk 7 ayda bankacılık net karı:

  • 2017: 29,1 milyar lira
  • 2018: 33,6 milyar lira
  • 2019: 28,2 milyar lira

Personel başına kâr:

  • 2017: 171 bin lira
  • 2018: 199 bin lira
  • 2019: 164 bin lira